( ULUDERE KATLÎAMI ) KÜRDÇÜ, BÖLÜCÜ EŞEK ve KATIRLARIN HÎKAYESÎ

                           (  ULUDERE KATLÎAMI )

        KÜRDÇÜ, BÖLÜCÜ EŞEK ve KATIRLARIN HÎKAYESÎ


"Dünya; kötülük yapanlar değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli
  bir yerdir."
                                                                                            (Albert Einstein)


- Bu makalemi Şırnak/Uludere ilçesinin Gülyazı ve Ortasu köylerinde sınır ticareti yaparken Türk ordusunun bombardmanı sonucu katledilen 35 Kürd köylüsünün anısına yazıyorum.
- Bu olayda Kürd gençleriyle beraber öldürülen bir o kadarda yük taşıyan katırlarda katledildi.
-Kürd coğrafyasında insanları kadar hayvanları,ormanları kısacası doğasıda bir katliam
 adetta yaşıyor.
- Kürdün kimliğini ulusal ve demokratık temel haklarını red ve inkar eden Kemalist
  sistem,
-Kürdlere sınırda iş alanı olarak katırlarla kaçakcılık yapmaktan başka yol
  bırakmamıştır.
- Uludere,Yüksekova,Lice başta olmak üzere Kürd beldelerinde sanki Adapazarı,Bursa
  ve Istanbul güzergahında tespih taneleri gibi dizilmiş sanayi siteleri,fabrikalarmı var?
  bu insanlar çalışmıyor ?
- Coğrafya ateş ve barut fıçısı içinde ölüm kol geziyor adetta,


-Internetin sosyal paylaşım sitesi facebook'ta Diyarbakır barosu avukatlarından Liceli
 Feride Laçin'in (Kaçakcılık ve katırlar) yazdığı duygu dolu sözleri doğrusu beni çok etkiledi. 
-Bu sözleri sizinle paylaşmak istiyorum.
- Bakın ne diyiyor ?

"Kürd bir kaçakcının kızı olarak dünya'ya geldim.
Babamla daima gurur duydum.
Kaçakçıların içinde büyüdüm.
Sınır tanımadık.
Daima hapishanelerin kapısındaydık.
Bir çok  çocukluk arkadaşım daha annelerinin karnında iken babaları kaçakcı olduğu için Jandarmalar tarafından vurulmuştu.
Biz Liceliydik.
Hiçbir zaman devletle barışmadık.
Yıkıldık,yıkıldık sonraları yeniden yeniden kalktık hep ayağa,
Kurdistan dağlarında meşe ağaçlarının yeşermesi gibi yeni nesilerimiz yeşerdi ve vuruldular
2011 yılında dahi (Uludere) bombardmanlarla,büyüdüm avukatliklarını yaptım.
Yıllar yılı kaçakçılığı, hiç birzaman suç olarak görmedim.
Vergi ödememekti meşruiyetle ayıran sınırı türü gümrük vergisi ya sonrası ödediğimiz
 vergiler.
Döndü bize 35 gencimizi öldüren bombardmanlara ödenen paralar olarak yüreğim
 parçalanıyor.
Çocuklarımız ölüyor ey sessiz kalanlar sessinizi yükseltin tüm dünya halkları,"

***********************************************************

        ÇEWLÎK (BÎNGÖL) COĞRAFYASINDA YAŞASNAN BÖLÜCÜ
         VE KÜRDÇÜ EŞEKLERÎN HÎKAYESÎ ?


-Çolig'den "Bingöl" eşekler üzerine yaşanan olaylardan biraz nostalji yapmak istiyorum.
- Kürdistan coğrafyasındaki son 30 yillik savaşta eşeklerin yaşadığı zorluk ve trajedilere
  değineceğim.
-  Eşekler üzerine yaşanan ve tanık olduğum iki anekdotu da sizinle paylaşmak istiyorum.

- Esekler dünyasını biraz irdelersek, eşek yük taşırken,iklime bakmaz. Yağmur,çamur dağ,taş,çukur ne olursa sahibi kendisini nasıl yönlendirise doğası gereği eşek onu yapar. Eşek bunları yaparken bazen mağdur ve hatta tacize dahi uğrar.

- Hayvanlar aleminde neden bu kadar mağdur ve taciz edildiğinide bilmez.
-Eşeğe yapılan bir şey varki ! insanoğlu ona bu dünyada bir yakıştırma yapmış,horlama "
 aşağılamak" adına eşekoğlu eşek olarak yaşamaktır.

- Kürd coğrafyasında 1984 sonrası savaşta eşek ve katırların belki tuhaf "acayip" gelebilir size, yardım ve yataklıktan tutuklandığını "cezalandırıldığını" sık,sık duyardık.
- Bu hayvanlara yaptırılan işlerden dolayı suçlayıcı temelde bazen bölücü eşek,Kürdçü
  eşek,solcu eşek,terörist eşek veya katır olarak nitelendirildiler.
- Hatta bazen katır ve eşekler taşıdığı yüklerden dolayı kurşuna dizildiğinede şahid olduk.
- Bunun yanında mayıncı Katır Reşo ismini duyduk.
- Bu hayvan'da mayın temizlemede kurbanlık olarak kullanılmıştır.
- Ne diyelim ? coğrafyamızda yaşanan bu trajedileri eşek ve katırların dili olsaydı da anlatsaydı
  neler,neler yaşanmıştır.

-  Kurdistandaki kirli savaşta gerilla'nın en çok yükünü çekenlerdendir, eşek ve katırlar.
- Hatta bazen itirafçılar asker ve polise ihbar ederek işte gördüğün bu eşeğe gerilla eşyasını
  yükleyerek  taşımacılık suçlamasıyla  ya infaz edilmiş, yada kışlaların,garnizonların bahçe ve
  müsait yerlerinde bazen günlerce özgürlükleri kısıtlanmıştır.
- Îronik bir ifadeyle gözetim veya cezaevine tutsak edilmiştir.

    ***************** Anekdot (1) Kürd'çü eşek meselesi *******************

-1990 yılların başlarında Çolig'in afetler mahallesinde halk arasında "Karpuz Yaşo" lakaplı Yaşar Ay vardı.
-Yaşar tombul,esmer ve kilolu olduğu gibi Karpuzu'da çok sevdiği için halk bu lakapla kendisini tanırdı.
-Ayrıca sağlıklı düşünmeyen,zihinsel problemi olan biriydi.
-Yaşo birgün komşusu değirmenci Selhattin Aytekin (Aşan) "Begzadun" nın eşeğini ödünç
  alıp, oduna gider.
- Oduna gittigi yer meşe ağaclarıyla kaplı Simani mahallesi'nin yekmal mevkidir.
- Mevsim yaz ,Karpuz Yaşar tandırda ekmek pişirmekte kullanılan çalı,çırpı kesmeye başlarken bir ara bakar ki eşegi anırmaya başlar.
- O ara ne baksın etraf kuşatılmış ? askerlerin silah sesi geliyor.
- Karpuz Yaşar korkudan saklanmaya çalışırken askerin biri kendisine silahı sıkar.
-Kalçasından yaralanan Yaşar,imdat diye bağırır,kendini ifade etmeye çalışsada kurşunu bir defa yemiştir.

- Asker ve çevreden gelen bazı insanların yardımıyla Yaşar hastahaneye kaldırılır.
- Tabii, Çoligliler Yaşo'yu çok sevdikleri için ziyaretine giderler.
- Gerçekten Yaşo çok temiz,lafını esirgemeyen ve alınmayan tabiri caizse halkın maskotu,
  zazaca deyimle "Keşmer" bir kişiliktir.
- Ziyarete giden sevenleri ? Wula.. Yaşo ne oldu sana ,askerler neden silah sıkttı.
-Yaşo'da ee.... ben ne bileyim ! Selhattin amca'nın eşeği Kürdçü ve solcuydu,anırınca askerler
  demek tanıdılar.
-O yüzden silah sıkttılar. Bende o yüzden yaralandım.
- Benim suçum yokttu,eşeğin kurbanı oldum,der.

- Karpuz Yaşar'in burada anlatmaya çalışttığı, yani olayın espirisi Selhattin amca "değirmenci" gerek kendisi gerekse çocukları şehirin yerli ailesinden olmakla beraber Kürd ulusal bilincini taşıyan bir ailedir.
- 1980 darbesi ve sonrası ailece defalarca tutuklandılar.
-Selhattin amca ve öğretmen oğlu fikirlerinden dolayı dönemin yöneticileri tarafından sürgün edildi.

- Karpuz Yaşo., Allah rahmet eylesin yaklaşık 3 yıl evvel vefat ettigini duydum. Çocukluğu ve gençligi aşağı çarşı ve afetlerde geçen Çoligin sevgili, temiz duygulu ve pir û pak bu evladını size Uludere katliamindan dolayı hatırlatmak istedim.
- Oduna gittiği bir bahar günü askerlerin ateş acması sonucu ayağından yaralanan ölünceye kadar ayaktan özürlü olan Yaşo'yu rahmetle anıyorum.

    **********************Anekdot (2) Bölücü eşek meselesi******************

- 1991 yılının Haziran ayında ailemize bir haber geldi.
- Gerillada olan kardeşim Dareheni "Genç" ilçesinin Doğanca "Çıme Yeni " köyü yakınında şehit düştügü,yönündeydi.
- Arabama binerek abimle Genç Jandarma kışlasına gittik
-Kışla şehir merkezindeydi.
-Kışla'nın gölge ve küçük bir havuzu olan kamelyasında kışla komutanı oturmuş dinleniyor.
 -Îçeri girip,kardeşimin durumunu sormaya çalışınca ,komutan herzamanki gibi olmadık sözlü hakaretler yaparak, bürodan öldürülen gerillanın çekilen fotoğrafını isteyerek bize göstermeyi'de ihmal etmedi.

- Fotoğrafa baktım kardeşim değildi. Kışla'da ayrılırken eşek "aiiiiiiiiiiiiiiii, diye ...." anırmaya başladı, baktım ki kışlanın bahçesindeki boş alanda bağlı bir eşek bulunuyor.
- Çaresiz eşek boşuna anırıyordu. Çünkü eşek familyasından çevrede baska esek yok ki sesini duysun?
-Biliyorsunuz eşek anırmasıyla meşhurdur.
-Bu bir türlü haberleşmedir.
-Eğer bir köyde bir eşek anırdığında, diğer köyler ve çevredeki eşekler bu sesi duyduklarında sırasıyla onlarda anırır.
- Buda onların bu şekilde iletişim kurduklarını gösterir.

- Dareheni'de gidip kahvede bazı dostlarla özlem duyup ,meşhur o köz çayını yudumlarken cezalı ve tutsak edilen eşeğin anırmasını kahvedeki arkadaşlara anlatınca ,arkadaşın biri ; tutsak eşeğin öyküsünü bana anlatmaya çalışttı.
-Dareheni Tarlabaşı "Rotcan"köyünden yaralı bir gerillayı arkadaşları Doğanca "Çıme yeni" köyüne bu eşek'le taşıdığı için iki gündür özğürlügünden mahrum edilmiştir,dedi.

-Yaralı gerilla'yı taşıyan eşeği'de ihbar eden yine Yayla "Ware Merg"karakoluna sığınan itirafçı,ve ihbarcı bir gerillaydı.
- Anlaşılan eşeğin suçu sabit olup, bilerek,bilmeyerek veya zorla o ayrı bir meseledir.
- Askere göre esek suçludur.
-Asker olay mahalline yapttığı operasyonda çıkan çatışmada ,bir gerilla şehid olurken diğer gerillalar üstlenme alanına çekiliyorlar.
-Bu çatışmada eşek infaz edilmez ve sağ kurtulur.
- Yanliz eşek itirafçının ihbarından kurtulmaz.
- Askerler ve itirafçı gerilla eşeğide yanlarına alarak Genç jandarma kışlasına gelirler.

    Sonuç ,
- Eşek hayvanlar aleminde en çok horlanandır.
- Bir taraftan asker,polislerin hışmına uğrarken,diğer taraftan gerillaların
  kamyoneti,ambulansı,tarktörü,lüks bir tabirle mercedesidir.
- Mustafa Barzani'nin bir benzetmesinide yazmadan edemiyeceğim.

- Sosyolojik olarak eşek sürekli kendi familyasından uzak durur.
- Eşek nerede at,katır,keçi,inek sürüsü görürse onların arasına dalar.
- Îki eşegi birarada bulmak mümkün değildir. Eşek burada da babası oldugu katır ile at'ın tekmelerinden nasibini alarak horlanır.
- Bazı insanlarımızda kendi familyasından uzak kendini inkar ederek başkalarına hizmet etmesine rağmen yine 'itibar' kabul görmezler.
-Bu insanların davranış ve anlayışlarından dolayı Mustafa Barzani'nin takttığı eşek sıpası "Cahş" denilir.

-Tüm bu yaşanalara rağmen kimseye yaranmayan eşek içinden acaba böyle bir his veya
 duygu geçer mi bilmem.
-Teşbih te hatta olamzsa, eşeğin anırmasını çığlık olarak algılarsak "vurulduk, Ey Kürd halkı
 eşekleri unutmayın" kötülüğümüz kendimize,familyamıza var ama iyiliğimizde insanlık
 alemine hele,hele Kürd savaşcılarına oldu.

    Selamlarımla,

    ORHAN ZUEXPAYIJ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

@templatesyard