Benim adım Çewlik yada Çolig' dır. Bingöl hiç değildir.

Benim adım Çewlik yada Çolig' dır. Bingöl hiç değildir.

altOrhan Zuağpayıc / "Feyza me weka Nîl e , lê em Dicle û Ferat ın.
Melayê Cizîrî  Seydaye Cizîrî'nin divanındaki bu sözü benim yaşamımda bir hatırası vardır. Bundan 22 yıl evvel ilk çocuğum doğduğunda evime misafir olarak gelen mezracıklı Seyda Mêlê Said Başbaydar'a çocuğuma bir isim takmasını önerdim.

Hemen,hiç tereddüt etmeden Kurmanci yukarıdaki beyiti okuyarak çocuğumun ismini Dicle takttı. Yukarıdaki beyitin Türkçesi "Feyzimiz (bereket,verim) Nil gibidir,Ama biz Dicle ve Firatız.Çünkü Nil nehiri Araplarındır." Melle Said'in bu beyitindeki Fırat isminide sonradan doğan çocuğuma isim olarak takarak Mezopotamya coğrafyasının eksikliğini tamamladım.


Mezopotamya ortadoğuda kadim Kürd halkının otantik yaşadığı coğrafyadır. Mezopotamya Fırat ve Dicle nehirleri arasında kalan bereketli topraklar,kültürel anlamda da büyük verimlilik kaynağı olmuştur tarih boyunca.Yazı M.Ö 4.bin yılın sonunda,Mezopotamyalı Sümerler tarafından keşfedilmiştir. Edebiyat,şiir,mitoloji,astronomi gibi insanın doğayı ve hayatı anlama , anlamlandırma çabasına bağlı olarak gelişen disiplinler Mezopotamya'nın kadim topraklarında yeşermiştir.

Bu yazımda yukarı Mezopotamya coğrafyasında yer alan Bingöl şehiri ve diğer bazı coğrafik yerlerin eski isimleri üzerine düşüncelerimi sizinle paylaşmak istiyorum. Çünkü ,Bingöl'de Cumhuriyet döneminin ilk yıllarından başlayarak günümüze kadar eski uygarlıklardan kalma tüm isimler Türkçeleştirilmiştir.Bu isimlerin tümü anlamsız,içi boş ve hiçbir kıymet ,değerı olmayan asimlasyona dönük politik uygulamardır. Eskı isimler halkın belleğinde yer edinmiştir.Tıpkı kutsal kitapların içeriği nasıl değiştirilemez ise halkın belleğinde bu eski isimleri değiştirip,silemezsiniz. Insanlar kendi kültür ve değer yargılarıyla yaşayarak ancak mutlu olabilirler.

Bingöl'de herkes kendi köyünü,semtini,mezrasını eski adıyla daha iyi taniyor. hangi ad daha yaygın şekilde kullanılıyorsa ve hangisini halk benimsemiş ve kabul etmişse ,onun kütüklere yazılması en doğrusudur. Bingöldeki insanların çoğu eski köy isimleri başta olmak üzere,aşiretleri ve ailesine takılan lakaplar'la tanınmaktadır. Günümüzde de bu isimler ölçüt olarak yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Türk devleti olmayan duaları halkımıza enjekte etmeye,amin dedirtmeye çalışıyor. Çolig'de 60,70 yıldır değiştirilen birçok isimleri 3,4 kuşaktır insanlarımızın çoğu bilmiyor. Inadına köy ve ilçeleri eski isimleriyle anarlar.

***********************************************************

Bingöl isminin mitolojisinin öyküsü tamamen yakın dönemde sistem tarafından söylenen siyasi ve asimlasyon bir uydurmadır. Bingöl isminin efsanesinde anlatılan uydurmayı kısaca hatırlatayım.
Bir zamanlar, Bingöl dağlarında sefere çıkan bir bölük asker, içecek su bulamaz, karşıdan gelen ikinci bölüğe suları olup olmadığı sorarlar. Onlar da, karşıdaki dağın ardında bir göl gördüklerini, oradan su alabileceklerini söyler. Bölük, dağın tepesine ulaşınca, aşağıda bir değil, pek çok gölün bulunduğunu görerek, seslenirler:
- Burada bir değil, bin göl var!...
O günden sonra, bu dağlara "Bingöl" derler.
Efsanelere göre, bu göllerden biri, insanı ölümsüzlüğe götüren "ab-ı hayat" yani "hayat suyu" dur. Ama bu hangi göldür, bilinmez. Yıllar yılı aranır, durur, bulunmaz.
Bir zamanlar, bu dağlarda avlanan bir avcı, bir keklik avlar. Kanlı kekliği buradaki göllerden birinde yıkar, tüylerini yolar, torbasına atarak köyüne döner. Evine geldiği zaman torbayı açar, açmasıyla keklik "Pırrr." Diye uçar, gider. O zamanla anlar ki kekliği yıkadığı göl, "a'b-ı hayat" tır.

********************************************

Bingöl efsanesini bize uyduran sistem, acaba kendileride inanıyorlarmı? elbete hayır! Çünkü senin köy ve coğrafya isimlerini değiştiren,senin çocuklarına Kürdçe isim yasaklayan ,Kürd coğrafyasında yaşayan uygarlıkları yakan,yıkan ve saygı göstermeyenlere nasıl inanırsınız. Asimlasyon,red ve inkar politikalarini bir gelenek haline getiren sistem sana dogru ve gercek hic bir şeyi yakıştırmaz. Seninle ilgili olumlu ne varsa red ve inkar eder.
Bingöl ismi hakkında Osmanlı kaynaklarında farklı isimler bulunmaktadır. Bu isimler Çewlik,Çolig ve Cebaxçur"Çapakçur" sık sık kullanılan isimlerdir.Örneğin Pars Tuğlacı'nın Osmanlı şehirleri kitabında Cölik,Cabakçur ismi yazılmaktadır.

Yine,Genç ilçesi Daraheni ve Ardusin ismler ayrı,ayrı yazılmaktadır.Ardusin Ermenice,Dareheni Zazaca,Genç Türkçeleştirilmiş isimlerdir.
Çolig ve Çewlik kelimesi 1844'ten 1872 yılına kadar Palu'ya bağlı bir yerleşim addıdır. 1872'de ilçe olunca idari yapılanmada Çabakçur ismini alır. Bu isim 1945 yılına kadar anıldı. 1945 yılında isimler Türkçeleştirilince Bingöl adını aldı. Çapakcur kelimesi Osmanlılar döneminde kullanılan bir kelimedir. Bu kelimenin anlamı Islam ansikilopedisinde Cebel û Cur kelimesinden geldiği rivayet edilir. Cebel dağ, Cur dere anlamındadır. Yine başka bir rivayet "cur,cor" sözcüğünün yüksek,yukarı anlamında olduğu dolayısıyla bu Cebel û Cur'un "Yüksek-Yukarı dağ" anlamında olduğu söylenmektedir.Yine Evliya Çelebi seyhatnamesinde Çabakcur kelimesinin "cennet suyu -temiz" su anlamına geldiğini söyler.

Çolig isminin de rivayetlere göre Zazaca "çali","çalıg" çukur kelimesinden geldiği söylenmektedir. Eski Çolig yerleşim yeri zaten bir çukur,vadi'nin içindedir. Bingöl halkı yaygın olarak şehir merkezine Çolig diyiyorlar.Çewlik kelimesi yöre konuşma dilinde dere kenarında bulunan bağlik,bahçelik anlamında kullanılmaktadır. Gerçekten Çabakcur suyunun kenarında bağlık,bahçelik yeşil bir ovada kurulmuş olup,ismiyle uyum içindedir.

*******************************

Bingöl'de coğrafik ve stratejik bazı isimlerin Türkçelestirilmiş eş anlamlar kullanıldığı gibi,bazı isimlerde anlamları bilinçli olarak saptırılarak inadına zıt,ucube ve Kürd halkının duygularını tahrik ve tahrip eden isimler takılmıştır. Tıpkı Van/Özalp'ta 33 Kürd köylüsünü katleden General Mustafa Muğlalı'nın ismini aynı ilçedeki askeri kışlaya verilmesi bilinçli bir tercihtir. Amaçlanan Kürd halkına gözdağı vermektir. Kısaca ! Ey Kürdler bak akılı ve dikkatli olun gerekirse biz Muğlalı'yı mezardan tekrar çıkarırız.Sizi tekrar katleder. Mustafa Muğlalı'da zaten bir cellad ! Kürdlere karşı özel eğitilmiş eli kanlı biridir. Şeyh Said hareketinde Elazığ'da Albay rütbesiyle görevli olan bu zat Daraheni,Lice,pasur coğrafyasındaki Peçar-tenkil hareketininde mimarıdır. Izmir'de Kürd Şeyh Esat Erbilli'yi "Hewler'li" "M.Ali Erbilin dedesi" ni idama mahkum eden mahkemenin de başkanıdır.Muğlalı sanki Kürdleri katletmek için yaratılan bir mahluktur.

Bingöl'de Mendo ve Topalan köyü sınırları içinde yer alan bir mevkide Kürd direnişçisi Yado nun ismiyle anılan çeşme ve park vardır. Halk arasında Zaza'ca "Çıre Yad" ,"Kaniye Yado"derler. Doğa harikası bu alanda muhteşem bir manzara vardır. Bu manzaranın güzelliği,doğallıği,coğrafyasının asiliği,meşe ağaçlarının defalarca yakılıp,kesilmelere inat daha gür bir şekilde büyümesi ile cazibesini gösterir. Bu coğrafya tarihe tanıklık yapmış Şeyh Said hareketinin geri çekilmesinde Mendo direnişinde Şeyh Şerif ve Yado güçleri Türk ordusuna karşı verdiği o çetin ve fedakar direnişin efsanesi halen ülkemde anlatılmaktadır. Çesmenin üst tarafındaki doruk noktasında Yado'nun saklandığı sığınağın harabeleri halen bulunmaktadır. Bu harabelere "Xırbe Yad" Yado'nun harabeleri,derler.

 12 Eylül darbecileri Yado çeşmesinin ismini son dönemlerde Atatürk çeşmesi olarak değiştirdiler. Halbuki Atatürk Bingöl coğrafyasına hiç ayak basmamıştır. Hak etmediği,hiç gitmediği bir coğrafya'ya bu ismi yakıştırmalarını "Yado fobisi" olarak görüyorum. 1917'de Atatürk Silvan'da albay rütbesindeyken Kulp,Genç arasındaki dağ silsilesi denilen alana gitiğini yazılı tarihi kaynaklardan öğrendim. Yine, Atatürk hangi köye,şehire gitmişse mutlaka adına okul,stad,park vs isimler takmışlardır. Türkiye'nin bir vilayetini gösterinki Atatürk adı önemli bir cografik yer,kuruma takılmam
ış, bulamazsınız.

**********************************

Bingöl'de sadece sorun bu isimler değil son dönemlerde Türk yazar Kemalettin Kamu Bingöl Çobanlarına adli bir şiir yazmış,edebiyat ,kültür dünyasında Bingöl bu şiirle çok anılmaktadır. Ben lisedeyken bu şiir bize zorla ezber edildi. Itiraf ediyorum ki bu şiirin ezberini 33,34 yıldır hiç unutmadım. Bu şiiri Bingöl'e yakıştıranlar Koyun ve Çobanlık benzetmelerini hakaret olarak görüyorum. Kemalettin Kamu Bingöl'e hiç gelmemiş, aslen Bayburtlu olup, Erzurum'da görev yapmıştır. Bu şiir 1928'de yazıldığı gibi o dönemlerde Bingöl'ün ismi Çapakcur'dur. 1945 yılında Çapakcur Türkçeleştirilerek Bingöl adını almıştır. Kemalettin Kamu Bingöl sevdalısı olmayan,aksine ırkçı şoven ve kafatasçı bir kişiliğe sahipttir. Eserlerini okuyun,istiklal marşı seçiminde Kemalettin Kamu'nunda bir eseride değerlendirmeye alınır. Bu eseri ırkçı ve şoven duygularını hiç gizlemez. Ben bir Bingöllü olarak bu şiiri içime sindirmediğimi,içeriğindeki anlatılan duygu ve ifadeleri hakaret olarak algılıyorum. Bingöl Çobanlarına şiirinden dolayı'da Çolig'li olarak hicap "utanç"duyuyorum.

Bingöl şehir merkezinde Kemalettin Kamu adına bir sokak'da vardır. Bingöl Çobanlarına şiirinden dolayı 1985 yılında Bingöl Belediyesi bir karar alarak Belediye'nin amblemini güneşin doğuşu ve bir çobani sembolize eden bir fotoğrafı amblem olarak tercihini hukukileştirdi. Memleketime Bingöl'e yapılan bu yakıştırmaları teşir ediyorum. geçenlerde Dareheni "Genç" AKP'li Belediye başkani yeni yapılan bir parka Muhsin Yazıcıoğlu'nun ismini verdi. Bu reisi ararştırdım köken olarak Zıkte/Modanlıdır. Modanlı Feqi Hesen ,Şeyh Said tarafından Daraheni Valisi olarak tayin edilir. Hareketen sonra Diyarbakır Istiklal mahkemesinde idam edildi. Dareheni reisi eğer atalarına saygısı biraz onuru varsa; bu parka Modanlı Feqi Hesen veyaValirli Sadık Bey'in ismini takması en doğru ve inandırıcı olanıdır.Muhsin Yazıcıoğlu'nun ismini Dareheni'de bir parka verilmesinide bir hakaret olarak görüyorum.

Sonuç, Osmanlı kaynaklarında Bingöl ismi dönemsel olarak Çewlik,Çolik,Çapakcur olarak kayıtlarda ismi geçer. Kürd kaynaklarında "kitap,harita" Çewlik olarak geçer. Bingöl şehir merkezi ve cıvarındaki halk ararsında şehir merkezi yaygın olarak Çolig olarak anılır.1945 yılında da devlet tüm bu isimlerin unuturulmak ve asimle etmek için Bingöl adını memleketime yakıştırdı.

Ben Çoligliyim,Kanireşliyim,Daraheniliyim,Xolxoluyum bu isimlerimi istiyorum.
Coğrafyamdaki Sülbüs,Ko Sıpi ,Ko Şem benim dağlarımın ismidir.
Hesar,Geme Eli Seyfi,Geme Xıllık,Geme Zac ,Geme Safarun benim sık ormanlarımın ismidir.
Çotla,Sağyer,Peri,Rue Mûrad,awe guenik benim derelerim,ırmaklarımın ismidir.
Çılkani,Kasmun,Miyalan,Musyan,Mendo benim köylerimin ismidir. Zıkte,Xormek,Mıstan,Botiyan,Guewdere benim aşiretlerimin ismidir.
Gerunduall,Guele duzrıgun benim gölerimin ismidir.
Kerre Sosin,Xırbe Yad ise Qas Kuesi ve Yado'nun korunaklarıdır.
Evet, kısaca ben tüm bu isimlerimi istiyorum. Bu isimler Mezopotamyadır,Bu isimler Çolig,Çewlik'in kültürel, tarihi mirası ve zenginliğidir.

Selamlarımla,


                                                       Orhan Zuexpayıj

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

@templatesyard