Direnişçi Kürd kadınları

ŞEYH SAÎD HAREKETÎNDE DÎRENÎŞÇÎ KADINLAR

"Şer şere çi jine, çi mere (Aslan aslandır, dişi veya erkeği olmaz)" (Kürd şairi, Sêyda/Cigerxûn)

                                               TELLI XANIM'IN MEZARI

Şeyh Said hareketinde hareketin önder kadrolarindan 47 kişi Diyarbakır Istiklal mahkemesinde idam edilirler. Asıl idam ve katliamlar hareket bastırıldıktan sonra Elazığ'da devam ettirilir. Ben bu yazımda Şeyh Said hareketinde duruş , tavır ve fedakarlıklarıyla ismleri anılan kadınlarımızın yaşadıkları ve günümüzde sıkça dile getirilen anekdotları sizinle paylaşmak istiyorum. Amaç tarihimizde yaşanan bu olayları belleğimizde tazeliğini korunması için bir beyin jimnastiği yapmaktır.

GÜLNAZ XANIM

Muş’a getirilen kesik başlar...

Kürt ulusalcıları'nın başucu eserlerinden, Kürt şairi Seyda Cigerxun’un yazdığı "Şer şere Çı jine,çi mere- Aslan aslandır Ha Erkek Ha Dişi" isimli destana mevzu sahne;
Musa Bey’in kızkardeşi Gülnaz Hanım’a psikolojik zulüm yapmak maksadıyla, kesik başlar jandarma karakolunda yere dizilir ve tanıyor musun hikâyesiyle davet edilir...
Gülnaz Hanım vakur bir edayla içeri girer, ellerinin tersi belinde, kesik başlara yaklaşır...
Ayağıyla İzzet Bey’in kafasını iter:
"Bu benim kardeşimin oğludur!"...
Sonra ikinci kesik kafayı ayağıyla iter: "Bu da benim oğlumdur!"...
Üçüncü kesik kafaya gelince, mahzun bir şekilde mırıldanır:
"Buna yazık olmuş, hizmetkâr-askerdi!"
Ve başta kumandanları olmak üzere orada bulunanlara çalımla döner:
"Erkek, koç gibi bıçağa gelmek içindir!" der...
Ve oradakilerin buz tutmuş sükûtu içinde, aynı vakur ve çalımlı eda ile çıkar gider!
Seyh Said hareketinde yaşanan Gülnaz hanımın bu tavrı Kürd yazılı kaynaklarında sıkça bahs edilen bir olaydır.
Baytar Nuri Kurdistan tarihinde Dersim adlı eserinde bu konuyu anlattığı gibi ;
Gülnaz hanımın torunlarından olan Hoyti aşiret reisi Hacı Musa beg'in torunu IBDA-C lideri Salih Mirzabeyoğlu'da yaşam öyküsünü anlatırken ,haklı olarak ve övünerek nenesi sayılan bu Kürd kadınından bahseder.(1)

TELLÎ XANIM 

Şeyh Said hareketinde Kürd kadınlarından Yado'nun eşi Telli Hanım'ın öyküsüde ayrı bir trajedidir.

Telli hanım'la ilgili Yado'nun yaşam öyküsünde cok ayrıntılı bilgiler sunduğum için tekrarlamak istemiyorum.

 Telli'de kısaca eşi Yado'nun sürgün dönüşünde Çapakcur çevresinde gerillacılık yaparken rivayet odur-ki;

 Darahıni/Genç mıntıkasındaki günümüzde Ulyan köyü "Çevirme" cıvarında Türk asker ve Kürd çeteler tarafından kuşatılır.
Yaralı olan Telli Hanim eşi Yado'ya adetta yalvarır bana kurşun sık ki askerin eline düşmeyeyim ?

Yado eşi can yoldaşı olan Teli hanımın bu yalvarışına en zor olanını çaresizce ,ama çaresizce yapıyor.

Hemde çok yakınları'nın yanında bu trajedi yaşanıyor.

Ülkede bu trajedi'nin öyküsünün kılamı "deyiri" vardır.

Klamlarımız boşuna söylenmemştir. Her klamın yaşanmış bir öyküsü vardır.

                                        DERDÊ MÎRUN



1925 hareketi bastırıldıktan sonra Çapakcur beylerinden Şeyh Ali Bey'in eşi olan Derde Mîro ayaklanma esnasında birçok yakını'nı yitirir.

Ayaklanma sonrasında üç oğlu Istiklal mahkemesinde idama mahkum edilirler.

Faik,Said ve Ibrahim bey adındaki bu üç evladının idam kararları verilmeden hakim,

Derde Mîro'ya bir oğlu'nun serbest bırakilabileceğini,bunlardan birinin seçmesini ister.

Derde Mîro kararsızdır.

Her üç oğlunuda sevmektedir.

Küçük oğlu Ibrahim altı aylık evli bir gençtir.

Diğer evlatlarınıda seven Derdê Mîro'nun küçük oğluna daha çok acıdığını gören mahkeme üçününde idam kararı verir.


Idamlar infaz edilirken, önce Ibrahim'i dar ağacına çekerler ve sonra diğerlerini, idam edilenler arasında yakın akraba çevresinde birçok kişi daha vardır.

Idamları hiç göz yaşı dökmeden izleyen Derde Miro , her üç oğlunu idam sehpasından kendi elleriyle indirir.


Ve tüm parasını harcayarak bu evlatları'nın kendi elleriyle mezara gömer.

Idamlarda yaşanan bu olaylar hızla yayılır.

Derdê Mîro köyüne dönerken köylüleri,çevre köylerdekiler bu duruma hayıflanırlar, onun evlatlarının arkasından ağlamamasını yadırgarlar.

Derde Miro ise onlara şu cevabı verir.

"Gerek ço ver dışmenid qehr xwi belı mekır" 


Düşmanın önünde kendi kahrın belli etmemek gerekir."(2)

******************

SARÊ EREBÛN


Seyh Said hareketi bastırıldıktan sonra direniş gösteren bazı efsane isimlerin aile,eş ve çocukları baskı,zulüm ve tutuklamalar yapılır.

Bu hakaretin mağdurlarından biride Guewdere Xeylanı/Kebir köyünden Sarê Erebun'dur.

Sarê'nin eşi Yib Sel Erebun ve kardeşi Hes Tem Silemun Türk askerleri'nin hedefleri arasındadır.

Özellikle Sarê'nin kardeşi bu direnişçilerden en dikkat çeken kişisiydi.

Xeylan köyü kuşatılır, Sarê'nin eşi ve kardeşi yakalanmaz. Sarê ise saklanmak için Xeylan-Parsiyan arasında Kerkat dağına çekilir.


Asker dağ'ın etrafını kuşatarak Sarê esir alınıp, Palu-Elaziğ istikmateine doğru yola çıkarılır.

Sarê Murat nehiri'nin güzergahında askerin baskı,zulüm ve ahlak dışı hakaretlerine maruz kalır.

Sarê'nin tutsak alınmasındaki amaç eşi ve kardeşi'nin teslim olmasıdır.

Sarê eşi ve kardeşine düzenlenen tuzağın bilincindedir.

Esir alınan gurubun içinde rivayetlere göre Miyalanlı Far Şem Silemun'da bulunmaktadır.

Sarê tutsakların ve askerlerin içinde adetta haykırarak ben Çeme Murad'a artık gelin olmak istiyorum,
 
dercesine ilkbaharın o azgın ve heybetli suyuna Züwer-Tanzut arasındaki Arye Wus "Yusuf'un

değirmeni"bulunduğu mevkide adetta düğüne gidercesine kendini bırakır.

30,40 km sürüklenerek Gülüşkür köprüsünde suların çekilmesiyle aylar sonra ortaya çıkar.

Işte, bu öykülerle büyüdük.

Kürd kadınları fedakardır,

Kürd kadınları çilekeştir. Kürd kadını direngendir; Işte yazdıklarım bunların ispatıdır,selamlarımla.

                                                                                                                                                                  Orhan Zuexpayıj 




 Kaynaklar :
-----------------------
1)Kurdistan tarihinde Dersim kitabı
2)1925 hareketi Tahsin Eriş-Felat Özsoy

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

@templatesyard