SELHADDÎN KAYA NIN MODERN VE SOSYAL BELEDÎYECÎLÎK ANLAYIŞI ÜZERÎNE ?

 


  



 SELHADDÎN KAYA NIN MODERN VE SOSYAL BELEDÎYECÎLÎK ANLAYIŞI ÜZERÎNE ?























Selhaddin Kaya'nın geçen yıl vefatından sonra siyasi ve aydın kimliği üzerine bir yazı kaleme almıştım. 

Bu defa modern ve Sosyal Belediyecilik anlayışı üzerine yaptığı çalışmaları üzerine yazacağım. 

Selhaddin Kaya 1989-1994 yılları arasındaki Belediye Başkanlığı döneminde yakınında aktif olarak çalışan kadrolarından biriydim.

 Hesap Işlerinden sorumlu olmamın yanında doğal olarak encümen üyesiydim.

 Bu süreçte tanık olduğum birçok sosyal,ekonomik,kültürel çalışmaları yanında modern belediyecilikteki ön görüsü başta olmak üzere ,

 inisiyatifini kullanarak bireysel o cesur çıkışlarını sizinle paylaşmak istiyorum. 


1989 yılında Bingöl (Çolig)  bir kasaba görünümündeydi.

 Yol kaldırımı ve asfalt sadece merkezi (Genç,Inönü,Kültür ) caddelerde olan,

 mahaller arasındaki caddelerde yıllanmış ve bakımsız klasik parke taşlarıyla ve çoğunlukla kaldırımsız döşenmiş yollara sahipti.

 Hatta birçok sokak stabilizeydi.

 Belediye Başkanı seçildiği andan itibaren bu sorunları çözmek için  hedefine asfalt fabrikasını (şantiye)  kurmak olmuştu.

 Bir önceki ANAP lı yönetimden borçlu devr aldığı belediye şantiye kurmasına engeldi.

 Hedefine ulaşması içinde mutlaka şantiyeyi kurması için kaynak yaratmak gerekiyordu.

 Mevcut kaynaklar devlet bütçesinden ayrılan paylar,Belediyenin gelir ve vergi kaynakları cari ve personel giderlerine ancak yeterli geliyordu.

 Yatırım yapmak için kaynak hiç yoktu.

 Avrupada yaşayan hemşerilerimizin memlekete büyük bir döviz akışı vardı.

 Bu kaynaklar yatırma dönüşmesi  yerine o dönemde KARAKUŞ vakası (faciasi) olarak tarihe geçen üretime dayalı olmayan,yerel bazı işbirlikçi tefecilerin halktan topladıkları paraları Yaşar Karakuşa pompa (servis) ediyorlardı. 

Selhadin Kaya , Bingöle transfer olan döviz girdisini yatırıma dönüştürmek için Düzağaç mevkini yerleşim alanına açmak için merkezi hükümetle mücadelesi çok sancılı geçiyordu.

 Gerek , Orman alanı vasfı gerek Hazinenin çıkardığı bürokratik engelleri çözümsüzlükle sonuçlanıyordu.

 Bu arazilere gecekondular tarafından adetta ranta açık işgal ediliyordu.

 Selhattin Kaya bir taraftan devletle ,bir taraftan rantiyeci ve gecekondu işgalcileriyle birden mücadelesi sürüyordu.

 Düzağac alanını bürokrasiyi adetta devre dışı bırakarak ve inisiyatifinide kullanarak yerleşim alanına açmak için imar uygulamalarını başlatı.

 Başta kurulan kooperatifler, merkezi stratejik alan ve kavşakları parselasyon işlemi ile ticari alan,sosyal alan açarak tapusu illerde hal olacak şekildeki öngörüsüyle ihaleye açmıştır.

 Bu arazilerle şehiri o sıkışık alandan daha ferah,modern yerleşime açık olan alanı imara açarak rahat nefes almasını sağlamıştır. 

Avrupadan gelen döviz girdileri tefeci ve üretim dışı  ( Karakuş ) gibi  dolandırıcı kalpazanlar tasfiye edildikten sonra daha sağlıklı ve şehirin hızla büyümesine neden olmuştur.

 Düzağaçta imar uygulamaları başladıktan sonra , ihale ile satışa çıkarılan arsalar yapılan altyapı çalışmaları park ve sosyal alanlardan dolayı  bazı bölgelerde kısa sürede  5,10 kat deger kazandırdı.

Imar uygulamaları dışında diğer vergi ve vergi dışı gelirlerinde sistem,disipline edilince gelirlerde 

diyebilirim yaklaşık 50,60 oranında artış sağlandı. 

 Bu imar uygulamaları ve ihalelerden elde edilen gelirlerle belediye bütçesi diyebilirimki ? bir kat artınca , ek bütçe yapma mecburiyetinde kaldık.

 Belediyenin bütçede kaynak üretme başarısı ile Asfalt şantiyesini inşaa ederek 1,5 yıl içinde üretim faaliytetine başladık.

 Bunun yanında parklar, Kurık içme suyu hattının tez elden bitirilmesi, hızlı kentleşmeye doğru Bingöl ilerleyince ulaşım sorunu ile karşı karşıya kaldık. 

1990-1994 döneminde Elazığ ve Diyarbakır Belediye Hesap Işleri müdürleriyle yakın ilişkilerim vardı.

 Belediye bütçeleri gelir ve gider kaynakları üzerinde sohbetlerimiz olurdu.

 Diyarbakır nüfusu Bingölden o dönemde 7,8 kat fazla olmasına rağmen bütçe farkı 3 kat civarındaydı.

 Elazığ Belediyeside 2 kat civarındaydı.

 Bingöl Belediyesi 1990 li yılların başında da tüm işlemleri ile  Bilgisayar sistemine geçmişti.

 Bölgede Elazığ,Diyarbakır ve Malatyadan önce bu sisteme geçmiştik. 


Selhattin Kaya bu dönemde mahalle mahalle dolmuş hatları  ihaleye  açtı.

 Bu ihalelere ilk etapta ilgi çok azdı.

 Özellikle Kültür mahallesi ve Düzağaç hatları azda olsa faaliyete geçince diğer mahallerdende talepler artmaya başladı.

 Kısa sürede dolmuş hat sayısı artılırılarak şehir ulaşım alanında gittikçe modernleşti.

O günkü koşullarda şehirin ulaşım sorunu çözülürken dolmuş hatlarının katma değeri kısa sürede 5,10 kat artarak Belediyemize büyük gelirler sağladı.

 1991,1992 yılında şehirin merkezi caddelerinde o dönemlerde belki 15,20 civarında olan ve ilkel koşularda çalışan  ve şehirin ana cadde ve sokaklarını kirleten At arabaları şehire çıkma yasağı kondu.

Şehirdeki taşımacılık sorununu pikap ve küçük kamyonetlerle çözme uygulaması hayata geçirildi. 

 Bu uygulamalara bazı yobaz ve gerici çevreler fakir fukaranın ekmeğini kazanmasına engel olmakla kominist,Kürtcü anti-propaganda yapmaya başladılar.

 Tabiki zamanla haksız,yersiz ve insafsız yaptıkları bu iftiraların mahçubiyetini yaşadılar. 


*******


Selhaddin Kaya , bir başka çıkışı o dönemde şehirin merkezi yerlerinde Tüp satan ve deposu  olanları , şehir dışına çıkarılmasını sağladı.

 Ve bunu yaparken bir sözü vardı hala hafızamdadır.

 Ve diyiyordu ki ! gidin Ankarada Kızılay,Diyarbakırda Gazi Caddesi,Elazığda Hürriyet caddesine eğer kaldırımda veya mağazada tüp satışı görürseniz,gelin bende o zaman size izin vereyim.

Tüm tüp satıcılarının  patlama tehlikesine karşı daha güvenli ve şehir dışına nakli sağlandı.

Tabi bu tedbirleri alıp,uygulamaya koyarken bilinen o çevrelerin o bilinen iftira ve kara propagandalarınada muhatap oluyordu.

 Ama bildiği yoldan hiç taviz vermeden şehiri o ilkel, kasaba kültüründen moderniteye geçişi sağlayan mimarlardandı. 

1990 yılıydı Türkiyede özel televizyon kanalarının yayına başladığı tarihlerdi.

 Bingöl Belediyesi su deposunda istasyon kurarark şehir merkezinde başta CNN Ingilizce olmak üzere Star ve onlarca televizonun yayınını izlemesini hemşerilerine sağladı.

 O dönemlerde televizyon kurma Belediyenin görevi değil, diye Içişleri bakanlığı bir genelgede çıkarmıştı.

 Bazı batı ilerindeki belediyeler hakkında istasyon kurduklari için yapılan harcamalara karşı sorusturmalar açılmıştı.

 Kurdistanda istasyon kuran ilk belediyelerdendik.

Tabi bu istasyonu kurarken almış olduğumuz Encümen kararında illerde soruşturmaya cevap olan gerekçemizi karara söyle yazmıştık.

 Belediyenin görevi Belde halkının sosyal, medeni ve müsterek ihtiyaclarının karşılanması için hertürlü harcamada bulunabilir, espirisinden hareket ettik.

 Bakanlık bizim hakkımızda soruşturma açmayı beklerken, o günün yasaları ve hukuk uygulamaları çağın gerisinde olduğu,toplumun  özlem ve talepleri karşısinda çok geri kaldığını bürokrasi fark edip, bakanlık yeni bir genelge çıkararak soruşturmalar durdurulup,yasaklar kalktı.

 Genelgede özellikle televizyon faaliyetlerini kültürel ve medeni bir faaliyet kapsaminda olduğunu belirtilmişti.

 O dönemde Bingölde bilinen ve tarafli olan çevreler televizyon istasyonu kurmamıza bir eleştiri getiremiyorlardı, ama yinede kendilerince bir bahane üreterek yerlilik ve milillik adına  özellikle CNN Ingilizce yayınına şöyle bir tepki vardı.

 Selhaddin Kaya Ingilterede kalmış ve Ingilizce iyi biliyor. CNN  Ingilizce yayın yapan kanalını sırf kendisi için kurmuş, ondan başka zaten kimse o kanalı izlemiyor.

 Halbuki o dönemde 1991 Körfez krizinde bölgeden CNN nin canlı yayınları birinci elden en sağlıklı bilgileri veriyordu. 

1991 Körfez krizinde Saddam Hüseyin Kürtlere saldırınca sınır boyuna yüzbinlerce  soydaşımız  mülteci göç etmek zorunda kaldı.

 Selhaddin Kaya O dönemde de yaklaşık (10) Kamyon gıda maddesi başta olmak üzere,tıbbi,giyim kuşam malzemesi sınırdaki soydaşlarımıza bir komite kurarak gönderdi.Bu yardımı sınıra götürünceye kadar belki 5,6 güvenlik kontrolünden hemde zorlukları atlatarak 4,5 saat gecikmeyle ulaştık. Söz konusu Kürdlere olunca malesef bu badireler halende geçerlidir.

 O komitenin içinde bende o dönemde Hakkari/Çukurca sıfır noktasına hatta Güney Kurdistanın topraklarına kadar gitim.

Bu yardımı yaparkende bazı yerli işbirlikçiler Selhaddin Kaya yı Asker ve Emniyete ihbar ve şikayete bulundular. Bu yardımın kaynağını nereden bulumuş ki , böyle organizeli yardımı neden Kürdlere ve ne amaçla yapıyor,diye rahatsız olmuşlardı.

Selhaddin Kaya , bu dönemde mağdur ve Kürd davasında şehid olan birçok değerli ailelerin çocuklarınıda hiç çekinmeden sahip çıkıp, işe alıyordu. Çünkü bu ailelerin çocuklarını işe alan işverenler  o dönemde tehdit edilirken devlet kurumlarına alınmasıda zaten mümkün değildi. Işyeri açtıklarında da polis,korucu ve yerli işbirlikçi çeteler alış veriş yapan müşterileride engeliyordu.

Birkaç numune vermek gerekirse, PKK kurucularından Hayri Durmuş un kız kardeşini, Hüseyin Aydoğmuş Hocayı, yine Türkiyenin en uzun tutsağı Şair Ilhan Çomak'ın ablası, gazeteci Turabi Kışın, siyasi kimlikli cezaevi çıkışlı Ahmet Çelik ve daha onlarcasını sayabilirim, değerli kişi ve ailelerin çocuklarını işe almada tereddüt etmedi. 

********

 Yine bu dönemlerde bölgedeki düşük ölçekli savaşta Bingölde bölge belediye baskanlarını davet ederek 3,4 gün Kürd konferansı düzenledi. 

Selhaddin  Kaya 1991-1994 yılları arasında dönemin Olağanüstü valisi tarafından tüm Belediye reislerine mecburi koruma tahsis edilmişti.

 Ama Selhaddin Kaya makam aracına hiç birzaman koruma kabul etmedi.

 Mecburi olmasina rağmen koruma hep belediyede yanlız başına vasıfsız gelip,beklerdi.

Selhaddin Kaya sonrası dönemlerde örneğin Selhaddin Aydar korumasız dışarı adım atmazdı.

Çünkü halkıyla barışık olmadığı gibi muhbir kimlikli olduğu için kendisine hiç güvenmezdi.

Devletin gücünü yani  emniyetini yanında görünmesine rağmen, Türk devleti onun Diyarbakırdaki bir toplantıda  basit bir şov ve popilist bir sözünden dolayı görevden uzaklaştırdı.  

Selhaddin Kaya, 1990 lı yıllarda Kurdistanda düşük ölçekli savaşta hem devlete,hemde PKK hareketine karşı hep mesafeli durdu.

 Her iki tarafın yanlış  uygulamalarını çok net bir şekilde görüyor ve  eleştiyordu.

 Vali,Tugay komutanı kendisine karşı anti-propagandalarını çok sağduyulu ve dik duruşuyla durmaya çalıştı.

 PKK hakkında Stalinist bir hareket ve yanlış uygulamalarını verdiği röportaj ve demeçlerle eleştiriyordu.

 Bir dönemde 2001,2002 yıllarinda HAK-PAR partileşmeden daha inisiyatifken kısa bir süre Kürd kamuoyunda nabız yoklamak için kısa süreliğinede olsa sözcülüğünü yapmıştı.

2001 yılında Almanyada bir dizi konferanslar vermek ve bazı Kürd aydınlarıyla görüşmek için gelmişti. Almanya da bir gece misafirde olmuş, epeyce siyasi sohbetlerde bulunduk.

 HAK-PAR partileşip, Abdulmelik Firat genel başkan oldu. Selhaddin Kaya kısa bir sürede olsa parti sözcüsü görevini yaparken partiden kendi isteğiyle istifa etti. 

Merhum Abdul Melik Firat 2002 yılında  Diyarbakırdan bağımsız aday olunca Almanya ya bir dizi ziyaretler gerçekleştirdi.

 Bir gecede bize  misafir olmuştu.

 Kendisine Selhaddin Kaya neden seninle çalışmadı, ve partiden istifa ettiğini sordum ?

Melik Fıratın verdiği cevap ! Selhaddin Kaya ile dostluğumuz çok eskilere dayalıdır.

 Bana ayrılma gerekçesini çok dürüstçe şu sekilde ifade etti.

 Türkiye sınırları içinde ne Türk devlet aklı, nede PKK hareketi yeni bir Kürd partisinin çıkışına ve gelişmesine istemez.

 Çünkü devlet gerek imralı, gerekse legal Kürd partisini kontrol altında tutmaya çalışıyor.

 Yine PKK de kendisine rakip bir partinin güçlenmesini katiyen istemez.

Bütün rakip parti ve örgütleri (KDP-YNK-PSK-KAWA-KUK-RIZGARI-DDKD....)  geçmişte bastırmış, kadrolarını öldürmediği örgüt kalmadı.

Böl-yönet ve kontrolde tutma politikasi devletin işine geliyordu.

 Çünkü devlet kontrol dışı bir Kürd hareketini legal ve illegal olsa çıkmasını istemez.

 Işte,  Selhaddin Kaya bana bunu anlatırken gelişme ve kazanma sansı olmayan inanmadığım değerler üzerine  , bir partide yer almam ve siyaset yapmam doğru ve ahlaki değildir,dedi.

 Bende Selhaddin Kaya'yı anlayışla karşıladım.

 Ve dostluğumuz ölünceye kadar sürecegine inandığım , değerli bir Kürd aydın ve siyasetçisidir.

*********** 

1991 lı yıllarda Selhaddin Kaya , Kürd örgüt ve aydınlarının Kurdistan veya büyük metrapollerde düzenlenen panel ve konferansların tümüne davet edilirdi.

 DEP sürecinde Yaşar Kaya, Şerafeddin Elçi, Ali Beyköylü, Ümit Fırat, Ahmet Zeki Okçuoğlu, Ismail Beşikci hoca daha sayamadığım birçok şahsiyetin davet ilişkilerine tanık olduğumu söylüyebilirim.

 1991 yılında Istanbulda çok iyi hatırlıyorum o dönemde haftalık çıkan Yeni ülke gazetesinde verdigi bir mülakata Bakur/Kurdistana Ingiliz/Galler modeli ile ilgili bir önerisi olmuştu.

 O dönemde kendisi ve gazetenin genel yayın yönetmeni sanırım Yusuf Serhat Bucakla beraber Ankarada haklarinda dava açılıp,  yargılandı. 

1994 mahalli seçimleri kaybederek koltuğunu o dönem Refah partili Selhaddin Aydara devr etti.

 Selhadddin Kaya nın rakibine karşı bu seçimi nasıl kaybetti, ve rakibi olan Selhaddin Aydar'ın acaba vaatleri neydi kamuoyunda epeyce tartışıldı.

 Selhaddin Aydar zaten yaklaşık (1)yıl reislik yaparak görevden uzaklaştırıldı.

 Selhaddin Aydar ın seçim proğramı veza hizmet hedefi zaten yoktu.

 Tek vaadi ben reis olursam Belediyenin üst katında bir lokanta var,orada Alkol içiyorlar.

 Ben o lokantayı kapatıp, gül suyuyla yıkayıp mescit yapacağım. Tek bir vaadi bir mescit yapmaktı.

 Seçim proğramı ve hedefinde ne yol,ne park,ne yatırım,ne sosyal bir faaliyet hiç birşey yoktu.

 Çolig halkı Belediye reisligiyle, imamın görevlerini ayrıt edemediler.

 Çolig halkı onu ve onun gibi vasıfsız ve ucube kişileri yıllarca  ve halen reis,milletvekili

 yaptıklarına tanık oluyoruz. 

Selhaddin Kayanın modern Belediyecilik anlayışı ve hizmetleri üzerine başarısı ve bıraktığı iz hala Çolig'de konuşulmaktadır.

 Seçimi kaybetikten sonra değerli bir hemşerimiz kendisine şunu söyler ?

 Selhaddin Bey ? sizin bu hizmetleriniz ,dik duruşunuz ,çağdaş ve modern belediyecilik anlayışınızla ; Bingöl'de değil de ABD gibi gelişmiş bir ülkede politika yapsanız. Inaninki bu hizmetleriniz karşılığında sürekli o eyaletlerde Senatör olursunuz. Sözü hala hafizamdadır.  


**********


 BÎR ANEKDOT  

Yıl 1991 Şuandaki Çapakcur Viyadükün (Köprülüyol) bulundugu Kültür mahallesi kavşağında Belediye Asfalt ekibi daha sıcak ve taze asfalt yola dökmüştür.

 O gün sanırım Hamamlar bölgesinde Asker ve PKK arasında bir çatışma çıkmıştı.

 Tugay komutanlığından Tank ve zırhlı araçlar Kışladan hızla çıkarak yeni asfalt dökülen yol üzerinden Hamamlara  operasyona gideceklerdi.

 Tesaddüfen Selhaddin Kaya asfalt ekiplerinin yanında bulunuyordu.

Tanklar ve zırhlı araçlar geldigini görünce subayların paletler ve zırhlı araçlarla geçmesini engeledi.

 Ve dediki ? biz yolu yeni afsalt yaptık halkımdan topladığım parayla bu yolları yapıyoruz, siz geçerseniz yol daha sıcak bozulur,ve geçişe kesinlikle  izin vermem,der.

 Hatta Tankın  önüne geçerek beni ancak ezip,geçebirlrsiniz,der.

Tabi o anda telsizlerle yapılan anonslarla Tugay komutanı ve emir subayıyıla olay yerine gelir.

 Selhaddin Kaya Tugay komutanını geldigini görerek muhatap olmaz  ve Belediye görevlileri Başkan yardımcısı Mustafa Kurban ve diger görevlileri tembih ederek,olay yerinden uzaklaşır.

 Yapılan pazarlık ve telsiz görüşmelerinde Selhaddin Kaya taviz vermez.

 Tank ve zırhlı araçlar gecikmelide olsa güzergahını değiştirerek yolu olmayan Bingöl ovasındaki arazi  ve dere yataklarından zorluklarla çevre karayoluna ulaşarak ancak operasyon mahalline ulaşırlar.


Selhaddin Kaya'nın bu duruşu , askerle yaşanan bu olayı Çolig halkı tarafından o dönemde yaşanan ve daha tazeliğini koruyan , 

 RUSYA'da darbeci generallerin  1991 yılında Kremlin sarayını işgal etmek üzere Tank ve zırhlı araçlarla  saldırıya geçer. 

 Rusya başbakanı Boris Yeltsin zırhlı araçlardan bir Tank'ın üzerine çıkıp, ve  halkın desteğinide alarak Tankların saraya gitmesini durdurarak darbeyi boşa çıkarmıştı.

 O dönemlerde Selhattin Kaya için Çoligin Boris Yeltsini benzetmesini yapanlarda olmuştu.

  


Yine, 1964-1973 yillari arasina Izmir Belediye Baskanligi yapan Osman Kibardır.

 Belediye Baskanlığı döneminde Izmirin en stratejik caddelerinden Hatay ve Mithatpaşa caddeleri gibi şehirin tüm cadde ve sokakları kendi döneminde asfaltlanır.

 Asfalt kalmayan yer olmadığı için Izmirliler onun için (Kibardı,asfalt oldu) ve o günden itibaren lakabı Asfalt Osman hep anıldı.

Selhaddin Kaya'da Çoligde asfalt dökmediği kuytu sokaklar bile kalmadı.

 O dönemlerde Selhaddin Kaya ya da bu benzetmeyi yapanlar vardı. 


Son söz olarak,

Selhaddin Kaya 1994 yılında Belediyeyi halef/selef devrinde borçsuz devir etmiştir.

 SSK,Vergi, Elektirik Kurumu, Sigortaya Kurumu ve esnafa borcu olmayan bir Belediye devr etti.

Bu devir işlemlerini Borç- alacak listesini o dönemde düzenleyerek Bingöl basını ve kamuoyuylada paylaşmıştım.

  Sadece Iller bankasında taksitlendirilmiş borcumuz vardı.

 Boris Yeltsin gibi o dik duruşu ,yine asfalt çalışmalarından dolayı Izmir'in Osman Kibarı nasıl asfalt lakabını almışsa, Selhaddin Kaya'da bu lakabı fazlasıyla hak etmiştir. 

Selhaddin Kaya, Bingölde Belediyecilik hizmetlerinde modern ve öngörülü bir sahsiyet olarak hep hafızalarda kalacaktır.

Ruhun şad olsun güzel insan , 



Orhan Zuexpayıc 








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

@templatesyard