DOKUMA SANAATININ MERKEZÎ KÖYÜM ZOXPA HAKKINDA DERLEDÎGÎM BÎLGÎLER ?
Zuexpa köyünün çevrede sanat ve ticareten kaynaklı ekonomisi o günün koşularında çok
canlıydı.
Zoxpanın ekonomisinin iyi olduğuna dair 1940,50 li yıllarda yaşanan bir anekdotu sizinle paylaşayım.
Zoxpa köyü
***************************
Bu anekdotu Kelaxsi Şeyhlerinden merhum Muhiddin Bilgin misafirimizken sohbetinde dinlemiştim.
Anekdot kısaca aktarayım.
Miyalan köyüde 1940'lı yıllarda Palu ilçesi,Ardürek nahiyesine bağlıydı.
Miyalanlı bu kişi ekonomik durumu iyi olmadığı için ne yapıp,edip karakoldan ve cezaevinden kurtulmanın yollarını düşünür.
Birden aklına Zoxpa köyünden yakinen tanıdığı ve maddi durumu iyi olan Faris Bulut "Far Ereb"aklına gelir.
Ben eğer Faris'i suç ortağım yaparsam,parası var, belki hem kendisini,hem beni kurtarır.
Karakolda kendisine hakaret edilirken ben bu suçu Zoxpalı Faris'le beraber yapmışım, Suç ortağım Farisi de getirin,der !
Faris Jandarmalar tarafından Zoxpa'dan alınıp Ardürek köyündeki karakola götürülür.
Faris karakol'da Miyalanlıyla hem işkence edilerek ,yüzleştirilir.
Tabbi nekadar suçsuz olduğunu ispatlamaya çalışsada,
Miyalanlı onun üzerine ısrarla ifade verir.
Tabi beklenen olur.
Faris maddi durumu iyi olduğundan Karakol komutanına rüşvet vererek hem kendini,hem Miyalanlı'yı beraberinde kurtarır.
Karakoldan çıktıktan sonra Faris dayanamaz ve Miyalanlıya sitem eder.
Ayıp değilmi ! bana iftira attın.
Miyalanlı köylü iyiniyetli bir şekilde,Faris ne yapayım kurtuluşum yoktu.
Sen aklıma geldin,kendi kendime plan yaptım,ve dedimki ?
Faris'in ismini verirsem zengindir , hem beni,hem kendini kurtarır.
O yüzden mecbur oldum senin ismini söyledim.
Faris tabi bu sözlerden sonra artık kızmaz ve sakinleşir.
Bu olay halen bölgemizde anlatılmaktadır.
*******************
ZOXPA KÖYÜNÜN SANATILA ÎLGÎLÎ MERHUM DR. SIRAÇ BÎLGÎNÎN AKTARIMLARI ?
Dr Sıraç Bilgin bir makalesinde Zoxpa köyünün dokuma tezgahları üzerine daha çocuk yaştayken tanık olduğu bilgileri orjinal haliyle imla kurallarına dokunmadan aşağıya aktarıyorum .
Kısaca Zoxpa sanatkar bir köydü.
Civarda başka köylerde ne bu meslek nede bu tezgahlar yoktu.
Ben Poşit’teki ilk yıllarımda yüzme "Çeme Murad "bilmediğimden suda serinlemek için Guwelê Binî Pemî’yi tercih ederdim.
Kırdone’nin (Kürtlük yerinin) kapalı bir toplum olduğu zamanlar köylüler pamuğu kendileri üreterek, fistandan tutun, iç çamaşıra kadar her şeylerini pamuk ve yünden üretirlerdi.
Vadimizin dokuma merkezi Zoxpa Köyü bundan dolayı epey ziyaretçi toplardı.
Yine de her köyde pamuk ipliği elde etmek için Duwelav denilen yerli malı bir araç bulunur, bu araç vasıtası ile üretilen pamuk ipliğinden, fistan veya iç çamaşırı üretmek için bazı kumaşlar dokunurdu.
Fistanları renklendirmek için bitkilerden elde edilen kök ve yaprak boyaları kullanılarak bir albeni oluşturuluyor kadınların zevkine sunulurdu (surlêy, sipyelêy, siyalêy vs). İşte bu Guwelê Binî Pemî böylesi bir pamuk tarlasının (Yegê Pemî) alt tarafında yer aldığı için adı kendiliğinden böyle oluşmuştu.
*********
Çolig'in ileri gelenlerinden Cemal Faris halk arasında Hacı Cemal Elçi,aynı zamanda Çolig'in ilk belediye başkanıydı.
Hacı Cemal çok bakımlı ve gençliginde sürekli Şal'dan elbise,yünden çorap giyerdi.
Hacı Cemal hafızamda kalan ifadelerini aktarıyorum
Zoxpa köyüne Şal yapmak için bir kaç defa gittim.
Zoxpalılar çok misafirperver oldukları için bazen 2,3 gün misafir kaldığımda oluyordu.
O yüzden köyün ileri gelenlerini ve meşhur tezgahtar Kırdki "ÇULAG" ları isim,isim iyi tanıyordu. Bana hep onlardan bahs ederdi.
Hacı Cemal Elçi ile daha 18,23 yaşları arasındayken sohbetlerine katılırdım.
Çolig tarihinin canlı tarihiydi.
Şeyh Said hareketinde Çolig ve çevresinde yaşanan tarihi olaylarada tanıktı.
Hacı Cemal Efendi her yıl benden Zoxpa nın o meşhur yünden örülmüş kışlık (PUÎC Resin) Çoraplarını isterdi.
Bende mutlaka köyden her yıl Hacı Cemal Efendi'ye 2,3 Çift Çorap getirtirdim.
Hacı Cemal Efendi biliyordu ben bu Çorapları para karşılığı değil hediye olarak getirmişim.
Hacı Cemal Efendi'de bunun karşılığında bana Çolıg/Deşte onun Hanı vardı ve epey hayvan beslerdi.
Çoraplar karşılığında Kırdki (Stil) içinde (Ser-Şit) kaymaklı 5,6 kiloluk yoğurt getirirdi.
Kısacası, benle Hacı Cemal Efendi arasında kapitalizmin ham maddesi para işlemiyordu, takas sistemi işliyordu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder