Ali Xoce'yi Kim Katletmişti? ================================================================================ Ramazan Adıgüzel (Ali Xoca) Mezarı Başında Anıldı
2012-04-01 31 Mart Kürdistan Şehitler Günü vesilesi ile Hak-Par Elazığ(Xarpût) il örgütü tarafından organize edilen, 1987 yılın da Almanya da provokatör maşalar tarafından şehit edilen Ramazan Adıgüzel’i mezarı başında anıldı. Anma etkinliğine, Hak-Par Elazığ (Xarpût) İl başkanı Sıraceddin Sarı ile parti üyeleri yanısıra, Şehidin kız kardeşi ve Dersimden gelen Hakpar"lı gençler katıldı . Anma etkinliği Kürdistan şehitleri adına bir dakikalık saygı duruşu ile başladı, Sayıgı duruşunun ardından Elazığ İl başkanı Sıraceddin Sarı’nın Kürdistan Şehitleri Günü tarihçesi ile ilgili vede Ramazan ADIGÜZEL’in hayatı ve Şehit edilmesinin arka planı kısaca anlattı. Daha sonra Ali XOCA nın şehid edilmeden önce kendi kaleminden hayatını anlattığı mektubu ve komcıwan almanya tarafından gönderilen 31 Mart KURDİSTAN ŞEHİTLER GÜNÜ mesajı okundu. Ali XOCA tarafından yazılan son mektubu kürt ulusal mucadelesi veren ve kendi yaşamını bu dava için feda eden kürdistan şehitlerin onurlu mücadelesinin kısa bir öyküsü olduğunu düşündüğümüzden dolayı tüm kürt halkının okuması gerektiğine inanıyoruz bu yüzden bu mektubun hepsini sizlerle paylaşıyoruz.Her 31 Mart KURDİSTAN ŞEHİTLER GÜNÜ’nde bıkmadan usanmadan paylaşacagız . Tüm dost düşman bilsin ki! Kürtlerin ulusal davası Ali XOCA gibi onurlu insanları şehit edilmekle bitmeyeceğini tam tersi onların gösterdiği yolda Kürt ulusunun bagımsızlığını elde edeceği ana kadar bu halkın onurlu insanları tarafından devam edececektir. *********** "BİR GÜN BİR MAŞANIN ELİYLE OLURSEM HALKIMDAN İSTEDİĜİM DOĜRULARI KORKMADAN, USANMADAN HAYKIRMAKTIR" Ramazan Yoldaş"ın kendi elyazısı ile kaleme aldıĝı bu yazı, yoldaşlara ve kamuoyuna yönelik bir mektup niteliĝindedir. Ölümünden sonra, kendisine ait evraklar arasında bulundu. 1967"de Elaziĝ Lisesi"nde iken o zarnan Akşam Gazetesi ve Fransız romanlarını okurdum. Barzani hareketi de o dönemde gelişkindi, Kürdistan"daki bir kısım mella, şeyh ve tüccar kesimi yurtsever fikirler taşiyordu. Üniversite gençliĝi de sola açıktı. İşte tam o dönemde ben de çok dindar bir Kürt genciydim ve yüksek bir yurtseverlik ateşi ile kucaklaştım. Bu ateşi bugüne kadar daha da gür bir şekilde kalbimde taşiyorum. Lise ikinin coĝrafya kitabı, kafamdaki dort melek ve dünyanın 6 günlük oluşumu üzerinde yıkıcı etki yaptı. Daha sonra da dindar insanların mücadeleye ve yurdunu, halkını sevmeye engel olmadıĝını gördüm. 0 dönemde DDKO"ların yayınlarını okuyup satmada görev aldım. Hariçten ögretmen okulunu bitirdiĝim yıllarda geceli gündüzlü çok ateşli bir şekilde Dogu sorunu, Kürt ve Kurdistan sorununu, fakirlik sorununu tartıştık. Tartışmalarımız ögrenci gençlik, köylülük ve okuyan faki (eskı yazi okuyan talebeler) üzerinde olumlu etki yarattı. O zamanki arkadaşlarımdan bir köylümüzdü. siyasi hareketlerden birine katilmadi sonra. Biri de sonradan Apocu oldu. şimdi çoĝu burjuva yaşami sürdürüyor. akşama kadar çapkınlık yapardı, devrimciliĝinde de bunu sürdürdü. Sonra da Adana iktisad Ticari illimlere kayıt yaptırdım Fikir kulubünü kurduk. Dogu"nun Sorunları adlı semineri (ilk seminerimdi) o zaman vermiştim. Kitap o dönemde çok azdı. Mahmut Makal"dan ve Yaşar Kemal ile İsmail Beşikçi"nin Alikan Aşireti incelemesinden yararlanmıştım. Zira başka bir materyal yoktu. Devrimci Onur ve şerefi Tokluĝa Deĝiştirmedim 71"de faşist cunta döneminde tutuklandım, Adana"da işkence gördüm. 0 dönemde l .şübe şefi Yaşar öĝrenciler içinde çalışıp onlara haber verirsem beni Bossa"da işe alacaklarını söyledi ki işsizdim, bazen iki günde bir ekmek yiyebiliyordum . Bunu o dönemin TOS başkanı Necati Deniz ile Zihni Ayhan ve Emin Tunçbilek"e anlattım. Kabul etmedim. Devrimci onur ve şerefi tokluĝa deĝiştirmedim. 12 Mart"dan sonra tutuklandım. Adana Köprüköyü Askeri Cezaevi"ne girdim. Karakoçan"dan Şefik Aydın da benimle beraber yattı. Sonra delil yetersizliĝi ve uydurma faşist ifadelerin yalan olduĝu ortaya çıktı. 0 dönem; 1971-74 döneminde hem Adana"ya okula gidiyordum hem de devrimci çalışma yapiyordum. 0 dönemde Karakoçan"dan ve Tunceli"den ismini söyleyemeyeceğim yoldaşlarla birlikte çalışiyorduk. Arkadaşlar içinde sürekli kalir, onlara moral verir ve hatalarını eleştirirdim. şunu gururla söyliyebilirim ki bu yazımı benden sonra yayınlayın her dönemde yoldaşlarıma dürüstlük sembolü ve feragatta öncülük ettim. En zoru kendime, en kolayını arkadaşıma; bugüne kadar hep en önde, en çok feragatla, en aĝır işi severek aldım. Ve halkım ve ülkemin kurtuluşu için, bir daha dünyaya gelsem yine seve seve yaparım. Hiç bir zaman güvensizlik yaratmadım. Çevreme güven verdim. Benimle beraber çalişanlar şimdi tüm Kürt siyasetlerinde vardırlar. İran Kürdistan`ın dad a Soma, BRadost, Enzel,ile Şino, Negede, Mahabat, Piranşer, Serdeşt mıntıkaları ile Irak Komünist Partisi`nden bir çok Peşmerge ve Kürdistan köylüsü beni tanır. Hep halkima hizmet ettim ve bundan gurur duydum. Ülkemin kurtuluşunu ve halkımımın özgürlüĝünü ailem ve çocuklarımdan üstün tuttum ve her vesile ile bunu onların yüzüne söyledim. 1972 – 78`e kadar Bingöl`de önce Karer`in Tarbasmorig köyü, sonra Fahran ve Hamamlar mıntıkasında kaldım. Devrimci ve yurtsever ateşimizi o köylere de yaydım. Halen de o halk ile ilişkilerimi sürdürüyorum. Halkım mücadeleme şahittir. Çok Kere Hapse Düştüm, Sayısını Bilemem Sonra Bingöl"e geldim. Önce ilkokulda, sonra ortaokulda çalıştım. TÖB-DER"in kuruluşunda görev aldım. Bingöl"de TÖB-DER"in kuruluşundan kapatılışına kadar yönetimde çaliştim. Bingöl"de yüzlerce, binlerce insanın devrimci saflara kazanılmasına çalıştım. Ben Mehmet Karasungur ve iki diğer arkadaşla 2"şer defa açıĝa alındık. Ben bir sürgüne Bingöl"den Erzurum Başkaleye gönderildim. Çok kere de hapse düştüm, sayısını bilemem. Ama yalnız bir gün yeni hapisten çıkmıştım, evime gitmedim. TÖB-DER"e gittim. Ben TÖB-DER`de iken faşistler bize saldırdı. Polislerle beraberdiler. Büyük, toplu bir kavga çıktı. Faşistler ve polisler bozguna uĝradı ve tekrar yakalandım, eve gitmeden hapse atıldım. Hapiste bir gerici faşist, devrimciler aleyhine mahkümları şartlandırmıştı. Mahkümlara Kur"an okuyordu.Bizi kafir, ana-baba tanımaz diye propaganda etmişti. Ben Kur" anı alıp okudum, onlara dindarların yurtsever olması gerektiĝini propaganda edince o koĝuş tümüyle devrimci saflara kazanıldı. 1980"e kadar da o koĝuşa Özgürlükçüler hakimdi. l978"lerde Bingöl Egitim Enstitüsü ki Bingöl"ün kaderini belirliyordu, okula egemen olan Bingöl"e de egemen oluyordu, o okula tayin yapmaları için KUK, Devrimci Yol, Apocu ve Kurtuluşçulara teklif yaptik, kimse tayin yapmaya yanaşmadi. Zira okulu faşistlerden temizlemek görevine yanaşmadılar. 6 Özgürlükçü ögretmen ve ögrenci arkadaşlanmizla okulu teslim aldik ve devrimcilerin kalesine dönüştürdük. Sonradan faşist Vali benim kararnamemi iptal etti. Ama okul artik biz Özgürlükçülerin elindeydi. Bingöl"de faşistler üç kere bana pusu kurdular. Bir keresinde evim hapishane mahallesinde iken, faşistler evime bomba attılar, bir şey olmadı. Bir kere gece eve geliyordum, faşist Reis"in sarı belediye arabası beni takip ediyordu. Bizim köylü HaciTaşkesen` de o dönemde faşistti ve onlarla beraberdi. Onlar silahlarını çekmeden ben onları taradım ve kurtuldum. Başka bir keresinde faşistlerden Kara İbi sonradan Cihat Elçi" nin katili oldu Madraglı Selahattin Molla nın oĝlu, Deĝirmencinin oĝlu Saim ve iki kişi daha Afatlara giderken yolumu kestiler. Önce tabancamı çektim, mermiyi aĝzına verdim ve yolumu yana deĝiştirdim ve böylece pusularından kurtuldum. Ordu içinde Devrimcilik Yaptık 1978"de askere gittim. Ankara Etimesgut"ta asteĝmen iken üç kez sürgün edildim. Ordu da Komünist propagandası, ve gizli örgüt, bölücülük suçlarından mahkemeye verildim. Tümen Komutanı iki araba rüşvet almıştı, ben de onu mahkemeye verecektim, sonra o vazgeçince ben de onu şikayet etmekten vazgeçtim. 1975-76 yılında örgütü tanıdım. Askerken kamyonla silah kaçırma teklifini Partimizin o zamanki MK üyelerinden bir yoldaşımıza ve Kemal Abiye yaptım. Gerek görmediler. Askerde iken geceli gündüzlü erlerin içinde yurtseverlik ve sınıfsal bilinç edinme propagandası yaptım. Binlerce Kürdistan"lıya yurdunu ve halkını sevmesini, bu durumdan kurtulmak için birlik olmayı ve mücadele etmeyi öĝrettim. Askerlik yıllarım, çalışmalarımın en yoĝun ve en yıpratıcı olanıydı. Üç yıl daĝlarda peşmerge hayatı sonradan yaşadım ama askerde daha çok yıprandım. Faşist bir kurumun içinde devrimci çalışma yapmak ve örgütlenmek zor, ama yaptık. Ankara Etimesgut Çavuş Talimgah Taburu ve Tank Taburu"nda asker, Kürt ve Türk çocukları çalışmalarımızı unutmamışlardır. Askerden dönünce de MİT, Milli Eĝitim ve Bingöl Sıkıyönetim Komutan" nın ortak imzasıyla TC" nin hiç bir resmi dairesinde çalışamaz, sakıncalıdır" diye__benim görevime son verdi¬ler. Sıkıyönetim geldiĝinde biz daĝa çekildik. Bingöl birimi şehri terketti ve "Faşizme karşi direniş başlarsa biz hazırız" diye merkeze bildirdik. Yusuf Yılmaz arkadaşımız şehri terketmedi ve o gün hareketten ayrılacaĝını bildirdi. Zor gündü, döküldü. Daha sonra Poliste samimi itirafaçı oldu. Ayrılınca da Apocu oldu. O dönemde Apocuların sorumlusu (...)"e dedim ki bu adamdan devrimci olmaz ama siz bilirsiniz. İşkencede Sırlarımla Birlikte Ölmeyi Göze Aldım Daĝda Bingöl"lü Apoculan gördük. "Birlikte faşist cuntaya vuralım" dediler. "İyi olur" dedik, "ama siz daha önce şu lafı ediyordunuz, “Bizim dışımızda herkes haindir.” O zaman bu lafı geri alın dedik. Zaten Apocular da biz de tek tek direnemedik. Cunta tüm DDKD"li, Apocu, KUK"çu, Maocuları aldı, işkence etmeden geri bıraktı ilk günlerde. Biz daha önce evde deĝildik. Cuntanın geldiĝi gün evimiz üç kere aranmış. Sonradan şehre geldiĝimde polis beni yakaladı. 9_gün işkence etti. Gözlerim ve ellerim arkadan baĝlıdı. Önce copla falaka, sonra cam şişe üzerinde yalın ayak, sonra tuzlu suda gezdirildim. Sırta, çeneye vurmalar. Parmaklardan ve penisten cereyana vuruldum. 7-8. gün bir lokma kuru ekmek bana verdiklerinde kustum, hep baygındım. Çok yüksek bir jeneratör uĝultusuyla bir taraftan çıldırtılmak istendim. Dişlerime çok tekme, jop ve yumruk yediĝim için dişlerim de aĝriyordu. Cıldırmamak için jeneratör sesi kadar ben de baĝıriyordum, bayılıncaya kadar.. Amaçları işe yaramiyacak hale gelmem veya yok edilmemdi. Ben de ölümü istiyordum. Sırlarımla birlikte ölmek güzeldi. Cözülmek, yüzlerce yoldaşı ele vermek ölmekten çok daha kötüydü. Bu güne kadar şanla, şerefle yükselttiĝimiz bu özgürlük meşalesini halkımız içinde kötü deĝil, iyi bir örnek, ebediyete kadar yaşamak daha güzeldi. Teslim olmadım. Devrim olursa ifadelerim halkımız tarafından okunacak. 0 zaman daha iyi görülecek ki 21 yıldır elimde kaldırdıĝım özgürlük, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinin kutsal bayraĝına bugüne kadar hiç leke deĝmedi ve deĝmiyecektir de. Cellatlar işkencede öldügümü sanmışlar, bu kurtulmaz zanetmişler. Bir de belediye işçisi o sesimden beni tanımış, ve bulunduĝum yer söylemişti. Faşist celatlar beni inkar ediyorlardı. Anneme ve eşime "Biz almadık, nerede olduĝunu bilmiyoruz". Annem ve eşimden olmasaydı, cesedimi kaybedeceklerdi. Kayıplar listesine karışırdık. Ama ondan sonraki yaşamımda yine arkadaşlarımı uyardım. İstanbul"a gidip MK üyesi Ape Selim yoldaştan aldıĝım talimat gereĝi İran Kürdistan" ına gittim. Hem Savaşmayı Hem Üretmeyi Denedik ve Başardık Orda silahların çoĝunu tanıdım. Sıcak savaşa katıldım. Köylerde, peşmergeler siyasi çalışmalarda her seferinde beni beraber götürdüler. Halkı sevdim ve halk beni sevdi. Çok isimler taktılar. Molla Ali, Komünist Ali, şoför Ali, Tüylü Baba lakabları taktılar. Kürt köylülerine bostan, sebze ekmeyi ve örnek olmayı denedim. Berdük" te (Soma), Negede ve Serdeşt" te başardık. Hem savaşmayı, hem üretmeyi, kendi kendine yeter bir birim olmayı denedik ve başardık da. İran ve Irak"ta 40 arkadaşımızca tanındım, hepsi her saniyeme şahittir. Bununla övünmüyorum ama ben ölürsem isterim ki yoldaşlarım da bu yolda yürüsün. Burjuvazi Apocu Hareketin şahsında Sahte Bir Arslan Yaratmış. TC"nin Gazeteleri, Emperyalist Ajanslar, BBC Radyoları Onların Propagandasını Yapiyor. Bugüne i kadar hiç bir yurtseverin kanına girmedim. Yurtseverler arasında çatışmaya karşı çıktım. Ama son zamanlarda ajan ve provakatörler Apo¬cu harekete egemen olmaya başlamış, kardeş kanının akıtılmasını sömürgeci Türk burjuvazisi istiyor. Apo¬cu hareketi, TC" nin gazeteleri, emperyalist ajanslar, BBC radyoları propaganda ediyor. Kürt ulusal muhalefetini o yanlış kanala çekip boĝmak istiyorlar. Apocuların tabani okumayan, kulaktan vaaz bekleyen mürit hareketi gibidir. Şeyh, müride ne derse mürit doĝruluĝuna inanır. Ben Karasungur"la can ciĝerdim. 0 Apocu olduktan sonra da yine dosttuk Hannover `de Apocular bana pusu kurup dövdüklerinde, Ali Hoca şehitlerimize küfür etti (Mehmet Hoca`ya küfür etmişim söze) Bunu bahane gösterdiler, Burjuva entrikaları… Apocular kimin hesabına çalışiyor? Korkunun ecele faydası yok. Apocuların içinde de bir sürü insan korkusundan "yaptıklarımız yanlıştır" diyemi-yor. Diyenleri, Resul Altınok gibi vururlar. Resul Bingö“ de ilk Apocuydu ve onların hepsini Resul oraya çekti. Resul"ü de öldürdüler. Yanlışa karşı çıkmadan Kurdis¬tan devrimine hizmet edilemez. KKDK" lılara. Rizgarî“ ye, Devrimci – İşçi`ye daha doĝrusu tüm Kürt ve Türk devrimcilerine düşmanlık Evrenlerin, Özalların, tekellerin gorevidir. PKK! ne zamana kadar onların görevini üstleneceksin? Yazık o insanlara. Burjuvazi sahte, kukla bir aslan yaratmış, işine geldiĝinde kullaniyor. Yani bu ortadan kalkıp gidince halk şunu diyecek; "Yahu o kadar güvendiĝimiz Apocu hareket hain çıktı, bu olmaz." Halkın yıkılmış umutlarını yenilemek, harekete kazanmak zor olacak. Burjuvazi geleceĝin hesabını yapiyor. Amerikalı sarhos, asker şunu demişti ; “ "Güneydoĝu olayları işimize yariyor, yoksa yaptırmayız". Bunlar Düşmana Maşa Olmuşlar En dürust. en militan insanlar gerilla savaşi için ülkeye sokuluyor, bakiyorsun bir hafta sonra hepsinin adı, soyadı ve kod adı. Bu tehlike yukardan geliyor. Her yurtsever uyansın. Burdaki sorumlulara Dedim önümü kestirdiniz, bunu kalleşce yaptınız, dayak yedim. Benim yüzümden yurtsever kanı dökülmesin. KOMKAR"lı ve Apocuların benim yüzümden kan dökmelerini istemiyorum. Neyse bunları yazmiyacaktım. Bu tablolardan utanç duyuyorum. Biz TC"ye karşı savaşiyoruz. Bu pislikler karşımıza çikiyor ve karanlık insan¬lar bunlar, düsmanlarımıza maşa olmuş. Bunların yarattıĝıi bu dumanlı havada MİT cirit atiyor. Ben bu insanların başındakilerin düsmanla beraber olduĝuna inaniyorum, ama bu anda elimde somut delil yok. Ama devrimciler geleceĝi şimdiden görür. Newroz"a Bilefeld"den gidecektim. Emekçi" yi alıp Köln"e gidecektik. Bilefeld" de otobüs duraĝında otobüs bekliyorduk, birer ikişer çıktılar. (...) Polis geldi bizden kimlik sordu, halbuki onlar saldıryordu, biz saldırıya ugruyorduk. Polis onlara hiç bir şey yapmadı, kimliklerine bile bakmadı. Bu neyi gösteriyor? Hannover"de KKDK" nın seminerine saldırınca polis gelmeden kapıyı tutuyorlar. Bu nedir? Polisle beraber, işbirligidir yaptıkları. Fakat ne onları oldürmek, ne de onlar tarafından öldürulmek istemiyorum. Halkım buna şahittir. Bir çok kere bunu söyledim. Şimdi yaziyorum. Amacımız halkımızın kurtuluşudur. Ama bir maşa tarafından öldürülürsem ve bir maşalarını öldürursem, halkımdan istediĝim doĝruyu korkmadan, usanmadan haykırmak: bu düşmanın piyonlarına destek vermeyin ki daha çok yurtseverin kanına girmesinler. Yaşasın halkımızın ulusal kurtuluş mücadelesi! Yaşasın özgür ve demokratik Kurdistan! Kahrolsun her türden gericilik, müritlik ve provakasyon! İlerde yine yazacagım bu konuyu. Türkiye ve İran Kürdistan" ında şahit olduĝum olayları yazacaĝım. Yıl 1977-78" lerde faşistler ile Bingöl Polisi ile Jandarma Komutanı birlikte çalişiyordu. Sabahları halk çarşıya girince araniyordu. Biz devrimciler de her şehre girişimizde (şehir merkezini kastediyorum), mahalleden carşıya girişimizde polis üstümüzü arardi. O gün de faşjstler devrimcilere saldırırdı. Bireysel kavgalar çıkartılırdı. Devlet, bilerek terör yaratiyordu. Faşistler aranmazdı, devrimciler silahsiz olunca faşjstlerce vuruluyorlardı. İdris Ekinci, birgün biz nezarette tutuluyorduk, adliye binasi belediye binasının üst katındaydı. Biz emniyetten adliyeye sevkedililmiştik; o gün hem açtık, hem poliste hırpalanmıştık. İdris bize yemek alıp üst kata çıkınca, zaten o esnada polis de belediyeyi çepeçevre kuşatmıştı. Polisin çemberinde faşistler İdris"i vurdular. Amaçları bizdik, mahkeme bizi tahliye etseydi, faşistler orta katta tarayıp hepimizi öldürecekti. Ve nitekim İdris yoldaşın katli diĝer arkadaşları kurtardı. Kanımız Akacaksa Sömürgeciler Akıtsın Yine bendim,, Mehmet Karasungur, ve daha başka arkadaşlar vardı. O günlerde de aramadan sonra evden tekrar silahlarımızı alıp çarşı içindeki koruduk ki faşistler saldırırsa kendimizi koruyabilelim. Canımız her an için tehlikedeydi. Şehir içinde arkadaşlar üçer, dörder dolaşırdi. Mutlaka bir arkadaş silah taşırdı. Faşistlere karşı hiç kayıp vermedik. Onlara karşı son derece uyanık ve tedbirliydik. 0 günlerde de, bugün 1987"nin Martında da kendimizi yine emniyette hissetmiyoruz. Ben, 1980-83 yıllarında Kürdistan"da peşmergeydim, ama kendimi emniyette hissediyordum Düşman sömürgecilerdi, ve onlara karşı her an savaşmaya hazırdık. Geceli gündüzlü, istirahatte, uyurken her zaman nöbetçi vardı. Bugün Apocu provakatör hareketle kavgaya zorlaniyoruz. Biz onlarla kavga da etmek istemiyoruz. Bu kavganın sömürgecilere yarayacaĝını biliyorum. Ben ne Apocuları vurmak istiyorum, ne de onlar tarafından vurulmak istiyorum. Bütün burjuva gazeteleri şu veya bu şekilde onların reklamını yapiyor, propagandasını yapiyor. Kürtlerin çoĝunun okuma-yazması yok. Olanlar da devrimci yayın okumuyor. Okuyanlar ya burjuva yayınlarını, ya da Serxwebun ile Berxwedan" a bakar, orada da tümünü okumazlar. İki kelime yanlış şeyler bilenler, on tane de yalan ekleyerek bilinçsiz kişileri devrimci hareketlere düsman ederler. İnancım odur ki bu hareketin merkezini TC"nin ajanları zaptetmişler onlar bu politikayı bilinçli yürütüyorlar. Devrimci, demokrat ve yurtseverlerin dökülen her damla kanının suçluları Apocu harekettir. Zira biz, sömürgeci "rejimin ülkemizden kovulması ve ülkemiz Kürdistan"da sosyalizmin inşası için mücadele ediyoruz. Zafer halkımızındır. Eĝer bu hainler ve ajanlar, bilinçsiz insanları bizimle kavgaya gönderirlerse yaşamak için vurmak zorundayız. Vurduklarımız da bizden bir parçadır. Onlara da aciyoruz. Kahrolsun proakatörler, brakujiye son! Buna karşı çıkmayan yurtsever deĝildir. Kanımız akacaksa, sömürgeciler akıtsın. Sömürgecilere, emperyalizme ve faşizme karşı birlik olalım. Ne yanlışlara, ne de burjuvaziye teslim olmak yok. Yaşasin ulusal-demokratik halk iktidari ! Yaşasın özgür ve demokratik Kurdistan! 27.3.1987 Hannover http://www.dengekurdistan.nu/details.aspx
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder