ZEKİ ADSIZ'IN "Kek Saleh" ANISINA (1. Bölüm)
ZEKÎ ADSIZ
Zeki
Adsız'ın yaşam öyküsünü aslında çoktan yazmayı düşünüyordum.
Birçok değerli dost ve arkadaşın tavsiyesi de yazılması gereken Çoliglilerden biri de Zeki Adsız, dediler. Doğrudur ? bugüne kadar yazmamamın gerekçesi Kemal Burkay'ın "Anılar 2. Cilt" kitabını beklememden kaynaklanıyordu.
Seni anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard- arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu
Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Hasretinden prangalar eskittim.
Zeki Adsız'ın ailesini eşini ve çocuklarını yakinen tanıyorum.Zeki Adsız hakkında detaylı bilgileri ailesinin hazırlamış olduğu internet sitesinde bulabilirsiniz. Bu bilgiler dışında eski dava arkadaşlarıyla sohbetlerde edindiğim bilgiler,Kemal Burkay'ın son çıkan hatırat-2 cildinde'de Zeki hakkında yazdıkları bir araya geldiginde daha iyi anlaşılır. Zeki Adsız'ı Çolig ve Diyarbakır siyasi süreçlerinde yakinen tanıdığım için tüm bu bilgileri sentezleyerek Zeki Adsiz'ı anlatmaya çalışacağım.
Kemal Burkay'ın anılar kitabını okumadan Zeki Adsızı yazmak eksik olurdu. Çünkü, Kemal Burkay'ın anılar kitabında tahmin ettiğim gibi epey Zeki Adsız'a değinmiştir. Ağırlıklı olarak Zeki Adsız'la PSK içinde yaşadığı sorunları dile getirmiştir.Kemal Burkay'ın anılarından bazı alıntılarda yaparak Zeki Adsız'a atfen bazı kesitler sunacağım.Bu konuda PSK'nin şunadaki sekreteri Mesut "Hıdır" Tek başta olmak üzere,Yılmaz Çamlıbel,KOMKAR'ın eski başkanı Ebubekir Topgider'le defalarca sohbetimizde Zeki Adsız konusu gündeme geldi.
Belki, Zeki Adsız'ın hemşerisi olduğum için PSK içinde Zeki Adsız ile yaşanan sorunları bana anlatırken çok temkinli ifadeler kullandılar. Özelikle Mesut Tek Diyarbakırda Zeki Adsız'la olan gerek aile ve gerekse siyasi ilişkilerinin anlatımında olumlu olduğunu hissettim. Yılmaz Çamlıbel'e yapttığım sohbetlerde de Zeki Adsız'ın çok radikal olduğu,silahlı mücadeleye yatkınliğından dolayı PSK'den uzaklaştığı tesbitini savunuyordu. Yılmaz Çamlıbel bir başka tesbiti ise Zeki PSK içinde PKK çizgisinı savunan ifadeleri vardı.Ama Zeki Adsız ile Kemal Burkay-PSK arasında yaşanan olaylar hiçte olumlu değildi.
Zeki Adsız'ın yaşam öyküsünu yazarken ailesi,çocukluğu,gençlik yılları,siyasi ve askeri mücadelesini yazacağım. PSK eski sekreteri Kemal Burkay'ın anılarında bazı alıntılarıda yazarak kısada olsa düşüncelerimi sizinle paylaşacağım.
**************************************************************
Kürd ulusal kurtuluş mücadelesinde Çewlik coğrafyası ve tarihi iyi irdelenmelidir. 1900'lu yılların başından itibaren başlayarak günümüze kadar Kürdistan ulusal Kurtuluş mücadelesinin öncülüğünü yürüten başta PKK olmak üzere KDP-Bakur,PSK'nin üst düzey yönetici ve kadrolarının bir çoğu Çewlikten çıkmıştır. Bu kadar çok sayıda etkin kişiliklerin çıktığı Bingöl coğrafyasına aslında "Kürdistan’da toplumsal öncü yetiştiren coğrafyadır."demek belki de en doğru tesbittir.
Hemşerim Îlhami Sertkaya'nın dedigi gibi Çewlik "Kartal bakışlı yiğitler diyarıdır." Yine Mir Kamuran Bedirxa'nın Çewlikli Kürd direnişçisi Yado için Kurdistan Kartalı demesi boşuna değildir. Tüm bu yazılanların,dizilen methiyelerin hepsinin bir öyküsü vardır.
Zeki Adsız'da işte bu "sembol"Kartalardan biridir. Yakın dönemde Çewlikteki Kürd siyaseti içinde olan kişilerin üzerinde Zeki Adsız'ın etkisi yadsınmaz. 1977 da Çewlikteki TÖB-DER olayları başta olmak üzere,yokluğa karaborsaya ve zulüme karşı at arabasıyla işçisyile,köylüsüyle,hamalıyla,emekçisiyle,genciyle,öğrencisiyle Valiliğe karşı yürüyüş yaparken Zeki'nin öncülüğü hala Çolig'de konusuluyor.Edebi bir dile Zeki'yi ifade etmek gerekirse ?
Kuşların kralı olan ve savaşmak üzere dünya'ya inen kartal, özellikle savaşçı ve güçlü olmasıyla tanınır; bu nedenle de pek çok ulusun sembolü olmuştur. Antik dönemde Kartala, güneşe gözlerini kırpmadan bakabilmek ve insanın ulaşamayacağı yerlere gidebilmek gibi özellikler atfediliyordu; ki bu özellikler onun pek çok imparatorun simgesi haline gelmesine neden olmuştur. Zeki Adsız cesaret,atletik yapısı,korkusuzluğuyla Çewliğin Kartal bakışlı sembollerindendir.
Zeki Adsız yalnızca cesaret dolu yüreğiyle değil, bilgi, birikim ve aklının sağduyusunu sentezleyerek hareket eden bir yapıya sahiptti. Bu konuda çıkardıği kitaplar başta olmak üzere yazdığı yazılarda bu düşüncelerini görmek mümkündür.
**********************************************
Zeki Adsız'ın Çewlikteki cesareti,haksızlığa karşı duruşu ile bir eylem adamıydı. Değerli hemşerim Îlhami Sertkaya hatıratlarını yazarken Zeki Adsız'dan çok etkilenmiş olacak ki, bakın onu nasıl tarif ediyor.
Orta ve lise öğretimi, 1970 li yıllar ve Çewlik...Başlanan politik atmosfer içinde,D.D.K.O ve KDP li söylemler, dünyada gelişen kurtuluş hareketleri, hararetli tartışmalar, kitaplara büyük bir açlıkla yönelişim....’Yoksuluk- sefalet’ edebiyatına sarılan Ecevit’li bir mitingde,’Kurdara azadi’ sloganına kırmızı görmüş bir boğa gibi saldırmasiıve ‘halklar yok halk var’bağırtıları....Erbakan da ‘cennetin anahtarını dağıtmakla, inşallah-maşallah’, Türkeş’ de,’Ergenekon, Bozkurt, bölücülük,Vatan hainliği’söylemleriyle meşğuldu mitinglerinde.
Ve karlı-çamurlu bir mart akşamı, Çewlik merkezindeki hareketli kalabalığın içinde, adeta tarihten çıkıp gelen, gür bıyıklı, keskin bakışlı bir adam, oracıktaki bir at arabasının üstüne attı kendini.Ellerini kaldırdı ve karanlıklara itilmiş bir tarihin,çocuğundan uzak kalmaya alıştırilmak istenen bir annenin sesini adeta yankılatıyordu bu adam.
-Bu memleket, Orta Asya’dan gelenlerin babalarının çiftliği değildir...
Bu adam, Zeki Adsız’dı.Sonraki yıllarda farklı görüsşerden olsak da ona hep saygı duydum. Çewlik’de ki devrimci-ulusal gelişiminde, çok önemli emekleri var Zeki Adsız’ın. Anılarının önünde sayğıyla eğiliyorum ve ruhu şad olsun.
***********************************************************
Değerli hemşerim Îlhami Sertkaya'nın tanık olduğu ve edebi bir dile Zeki Adsız hakkındaki bu değerlendirmesi ,kendisi üzerinde bıraktığı ulusal,siyasal ve ruhsal etkisinin bir tezahürüdür.
Özgürlük Yolu-PSK hareketinin en örgütlü olduğu Kürd illerinin başında Çewlik ve Ağıri "Ağrı" geliyordu. Bu iki ilimizdede MHP'li veya sağcı milliyetci görüslerin gecmiste devlet tarafindan desteklenerek taban buldugu beldelerimizdendir. Bu beldelerimizin sosyal ve siyasal dokusuda bu çelişkilere elverişlidir. Diyarbakır-Van-Hakkari gibi sadece Kürd hareketlerinin örgütlü olduğu bir ortam yokttu. Ondan olsa gerek bu beldelerimizde MHP ve yerli işbirlikçileri ve onları besleyen devlet güçlerine karşı Kürd ulusalcı ve devrimci güçleri kıyasıya zorlu bir mücadele yaşamışlardır. Bu süreçte Agıri'de eski belediye başkanı şehid Urfan Arpaslan, Çewlikte Zeki Adsız isimlerinden ençok bahsedilen kişilerin başında geliyorlardı.Çewlikte Zeki Adsız'in Belediye sokağında açmış olduğu "Deng" kitabevi ile,bir ilke imza atarak Çewliklerin ulusal ve sınıfsal bilinçlenmesinde öncülük etmiştir.
Geçenlerde Agıri'li siyasetin içinde olan bir dostla sohbet ederken şu soru aklımıza geldi. Acaba ; Urfan Alparslan ve Zeki Adsız'ın ortak yanları ideolojik ve politik birliktelikleri yanında kararlı,inançlı ve militan olmalarının sırı neydi,sorusuna takıldık. Yani anlaşılan PSK hareketi Kürd ulusal mücadelesinde silahlı ve şiddet eylemlerine karşıydı. Bu iki Kürd dava adamı o dönem ve sonrası PSK içinde olmalarına rağmen, silahlı mücadeleden yana tıpkı PKK hareketi gibi ses çıkarmak istiyorlardı.. Bu reflekslerinin sosyolojik,psikolojik ve siyasi nedenleri üzerinde epey tartışttık. Ortak düşüncemiz bu iki şahsiyetin kendi beldelerinde sürekli bu gerici ve işbirlikçi güçlerle aktif mücadele içinde olduklarından dolayı silahlı eylem ve şiddete tutkun hale gelmişlerdir.
Zeki Adsız gibi yürekli ve cesur insanlar o günkü koşullarda Çewlikte ses çıkarmaları,eylemleri ve militan kişilikleriyle hala övgüyle bahsedilmektedir. O günkü koşulları yaşayan biri olarak faşist ve gerici güçlere karşı Zeki Adsız'ın o ruh , heycanı ve militan çıkışlarından etkilenmemek elde değildi. Bugün düşünüyorum? Zeki Adsız'ın işbirlikçi ve gerici güçlere karşı o dik duruşu ve militan ruhlu olmasını taktirle karşılıyorum.
Çok iyi hatırlıyorum Çewlik'te MHP'nin ve işbirlikçi çevrelerin belini ,PKK yapttığı eylemlerle kırdı. Selim Çürükkaya o dönemlerde Çewlikte yaşanan olaylardan dolayı Özgürlük-Yolu ve diğer örgütlerin kadroları bize gelip,PKK'yi " bizi" eleştirip, sitem ettiklerini söylüyordu. Siz "PKK" gidip faşistleri vuruyorsunuz,onlarda gelip,bizim ve diğer Kürd hareketlerin kadrolarını vuruyorlar. Zeki Adsız Çewlikte yaşanan olayların en debdebeli dönemlerinde militan ruhlu,cesareti,bilgi,birikim ve donanımıyla ön saflardaydı. Zeki Adsız'ın o dönemlerde yaşadığı bazı olaylardan da anekdotlari ikinci bölümde yazacağım.
***********************************************************
Çewlikte PKK'li kadroların bazı faşsist güçler karşı eylemleri,Zeki Adsız ve Ramazan Adıgüzel gibi cesur ve militan ruhlu bazı kadroların halkı örgütleyip,sınırlıda olsa çıkışları halen konuşulmaktadır. Bu şahsiyetler toplumun öncü kadroları rolünü eniyi uygulayanların başında gelirlerdi. Zaten bu özelliklerinden dolayı Zeki Adsız'in kendi partisi içinde bir etkinliği ve ağırlığı vardı. Bu düşüncelerini sonraki dönemlerde PSK içinde savunduğunu, gerek Kemal Burkay'ın hatıratlarında,gerekse Zeki Adsız'ın sonraki siyasi mücadelesindeki pratiginde görüyoruz.Kemal Burkay'ın bu davranışlardan dolayı Zeki Adsız'dan çok rahatsız olduğunu hatıratlarında görmek mümkündür.
1980 öncesi faşist ve gerici güçler Çewliki üs olarak seçmişlerdi.
Olağanüstü o dönemlerde siyaseti barışçı yöntemlerle yapmak kurbanlık koyun muamelesi görmek gibi geliyordu.
Zeki Adsız bu süreçlerde faşist ve gerici yönelimlere karşı belki başkalarına sıradışi,maceracı çıkışlar olabilir.
Bu değerlendirmeler bence çok zayıf ve birazda afaki görüyorum.
Sizde bilirsiniz ki olağan üstü dönemlerin siyaseti, sıradışı olmak zorundadır.
Olağanüstü süreçlere ancak sıradışı yönelimlerle karşılık verilebilir.
Zeki Adsiz PSK'den ayrıldıktan sonra kurduğu örgütün oluşturduğu silahlı gurup Kurdistanda hayat bulsaydı,PKK ideolojik,politik ve askeri alanda bu kadar hatta yaparmıydı. Bugün Kürd siyasetçileri yapttığı değerlendirmelerde Güney-Kurdistanda iki silahlı gücün KDP-YNK'nin olmasını bir şans olarak görenler vardır.Acaba Kurdistan'ın Kuzey parçasında PKK gibi silahlı başka güç olsaydı daha iyi olmazmıydı?
YNK'den ayrılan Noşirvan Mustafa'nın kurduğu parti'ye karşı Mam Celal silahlı güçle imha ve tasfiye etmedi. Aksine önünü açttığı gibi madddi yöndende desteklendigi bilinmektedir. Güney Kurdistanda bu partinin son seçimde çıkışını biliyoruz. Oysaki PKK kendi dışındaki Kürd oluşumlarına yönelip,muhalefet istemediği gibi, kendi içinden muhalefet yapanlarıda şiddet ve askeri yöntemler uygulayarak imha etti.
PKK'nin bu ideolojik -politik çizgisinden en çok muzdarip olanların başında da Kemal Burkay geliyor. Taktir etmek gerekirki PKK'ye karşıı en sert eleştiriyide Kemal Burkay'ın yapttığını kabul etmek gerekir.PKK nin ilk saldırdığı Kürd örgütüde PSK olduğunu,birçok önemli kadrosunuda şehit ettiğini biliyoruz.Kısacası PKK ve APO Kürd siyasetinin demokratik,barışçı unsurlarını törpülediğini kabul etmek gerekir.
Kemal Burkay yıllarca savunduğu bir tez var PKK'yi MIT kurdu.Amaçlanan PKK dışında diğer Kürd örgütlerinin gelişmesinin önüne set çekmektir.
Maalesef Kuzey Kürd örgüt yapılanmaları irdelendiğinde Rızgari,PSK,PKK başta olmak üzere örgüt içi demokratik ve barışcıl düşünceler savunulsada uygulamada hiçte öyle olmadığını görebiliyoruz. Örgüt liderlerinin hiçbirinin kendisine muhalefet ve eleştiri yapmaya tahammül etmediler. PSK iç uygulamlarında başta Zeki Adsız olayı olmak üzere çokca örnekler vardır.
PSK'nin örgüt içi uygulama ve metodları PKK gibi fiziki olarak imha temelinde değil,daha çok tasfiye,parti üyeleğinden uzaklaştırma,kacirtma ağırlıklıydı. Kürd aydın ve siyasetçileriyle yapttığım sohbetlerde PKK'nin özelde APO'nun örgütsel ve silahlı gücü diğer Kürd örgüt liderlerinden bazılarında olsaydı belki daha kötüsünü yaparlardı,görüşünde olanlara rastladım.
Son söz olarak , Zeki Adsız'ın yaşam öyküsünü bu bölümde profilini yazmaya çalıştım. Ikinci bölümde hayatı,PSK içindeki konumu,Kemal Burkay'ın hatıratında hakkında söylediği bazı cümlelere dikkat çekeceğim.Ayrıca PSK sonrası siyasi faaliyetlerine de değineceğim.
Cumartesi, 05 Aralık 2009
Birçok değerli dost ve arkadaşın tavsiyesi de yazılması gereken Çoliglilerden biri de Zeki Adsız, dediler. Doğrudur ? bugüne kadar yazmamamın gerekçesi Kemal Burkay'ın "Anılar 2. Cilt" kitabını beklememden kaynaklanıyordu.
Seni anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard- arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu
Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Hasretinden prangalar eskittim.
(Ahmed Arif)
Zeki Adsız'ın ailesini eşini ve çocuklarını yakinen tanıyorum.Zeki Adsız hakkında detaylı bilgileri ailesinin hazırlamış olduğu internet sitesinde bulabilirsiniz. Bu bilgiler dışında eski dava arkadaşlarıyla sohbetlerde edindiğim bilgiler,Kemal Burkay'ın son çıkan hatırat-2 cildinde'de Zeki hakkında yazdıkları bir araya geldiginde daha iyi anlaşılır. Zeki Adsız'ı Çolig ve Diyarbakır siyasi süreçlerinde yakinen tanıdığım için tüm bu bilgileri sentezleyerek Zeki Adsiz'ı anlatmaya çalışacağım.
Kemal Burkay'ın anılar kitabını okumadan Zeki Adsızı yazmak eksik olurdu. Çünkü, Kemal Burkay'ın anılar kitabında tahmin ettiğim gibi epey Zeki Adsız'a değinmiştir. Ağırlıklı olarak Zeki Adsız'la PSK içinde yaşadığı sorunları dile getirmiştir.Kemal Burkay'ın anılarından bazı alıntılarda yaparak Zeki Adsız'a atfen bazı kesitler sunacağım.Bu konuda PSK'nin şunadaki sekreteri Mesut "Hıdır" Tek başta olmak üzere,Yılmaz Çamlıbel,KOMKAR'ın eski başkanı Ebubekir Topgider'le defalarca sohbetimizde Zeki Adsız konusu gündeme geldi.
Belki, Zeki Adsız'ın hemşerisi olduğum için PSK içinde Zeki Adsız ile yaşanan sorunları bana anlatırken çok temkinli ifadeler kullandılar. Özelikle Mesut Tek Diyarbakırda Zeki Adsız'la olan gerek aile ve gerekse siyasi ilişkilerinin anlatımında olumlu olduğunu hissettim. Yılmaz Çamlıbel'e yapttığım sohbetlerde de Zeki Adsız'ın çok radikal olduğu,silahlı mücadeleye yatkınliğından dolayı PSK'den uzaklaştığı tesbitini savunuyordu. Yılmaz Çamlıbel bir başka tesbiti ise Zeki PSK içinde PKK çizgisinı savunan ifadeleri vardı.Ama Zeki Adsız ile Kemal Burkay-PSK arasında yaşanan olaylar hiçte olumlu değildi.
Zeki Adsız'ın yaşam öyküsünu yazarken ailesi,çocukluğu,gençlik yılları,siyasi ve askeri mücadelesini yazacağım. PSK eski sekreteri Kemal Burkay'ın anılarında bazı alıntılarıda yazarak kısada olsa düşüncelerimi sizinle paylaşacağım.
**************************************************************
Kürd ulusal kurtuluş mücadelesinde Çewlik coğrafyası ve tarihi iyi irdelenmelidir. 1900'lu yılların başından itibaren başlayarak günümüze kadar Kürdistan ulusal Kurtuluş mücadelesinin öncülüğünü yürüten başta PKK olmak üzere KDP-Bakur,PSK'nin üst düzey yönetici ve kadrolarının bir çoğu Çewlikten çıkmıştır. Bu kadar çok sayıda etkin kişiliklerin çıktığı Bingöl coğrafyasına aslında "Kürdistan’da toplumsal öncü yetiştiren coğrafyadır."demek belki de en doğru tesbittir.
Hemşerim Îlhami Sertkaya'nın dedigi gibi Çewlik "Kartal bakışlı yiğitler diyarıdır." Yine Mir Kamuran Bedirxa'nın Çewlikli Kürd direnişçisi Yado için Kurdistan Kartalı demesi boşuna değildir. Tüm bu yazılanların,dizilen methiyelerin hepsinin bir öyküsü vardır.
Zeki Adsız'da işte bu "sembol"Kartalardan biridir. Yakın dönemde Çewlikteki Kürd siyaseti içinde olan kişilerin üzerinde Zeki Adsız'ın etkisi yadsınmaz. 1977 da Çewlikteki TÖB-DER olayları başta olmak üzere,yokluğa karaborsaya ve zulüme karşı at arabasıyla işçisyile,köylüsüyle,hamalıyla,emekçisiyle,genciyle,öğrencisiyle Valiliğe karşı yürüyüş yaparken Zeki'nin öncülüğü hala Çolig'de konusuluyor.Edebi bir dile Zeki'yi ifade etmek gerekirse ?
Kuşların kralı olan ve savaşmak üzere dünya'ya inen kartal, özellikle savaşçı ve güçlü olmasıyla tanınır; bu nedenle de pek çok ulusun sembolü olmuştur. Antik dönemde Kartala, güneşe gözlerini kırpmadan bakabilmek ve insanın ulaşamayacağı yerlere gidebilmek gibi özellikler atfediliyordu; ki bu özellikler onun pek çok imparatorun simgesi haline gelmesine neden olmuştur. Zeki Adsız cesaret,atletik yapısı,korkusuzluğuyla Çewliğin Kartal bakışlı sembollerindendir.
Zeki Adsız yalnızca cesaret dolu yüreğiyle değil, bilgi, birikim ve aklının sağduyusunu sentezleyerek hareket eden bir yapıya sahiptti. Bu konuda çıkardıği kitaplar başta olmak üzere yazdığı yazılarda bu düşüncelerini görmek mümkündür.
**********************************************
Zeki Adsız'ın Çewlikteki cesareti,haksızlığa karşı duruşu ile bir eylem adamıydı. Değerli hemşerim Îlhami Sertkaya hatıratlarını yazarken Zeki Adsız'dan çok etkilenmiş olacak ki, bakın onu nasıl tarif ediyor.
Orta ve lise öğretimi, 1970 li yıllar ve Çewlik...Başlanan politik atmosfer içinde,D.D.K.O ve KDP li söylemler, dünyada gelişen kurtuluş hareketleri, hararetli tartışmalar, kitaplara büyük bir açlıkla yönelişim....’Yoksuluk- sefalet’ edebiyatına sarılan Ecevit’li bir mitingde,’Kurdara azadi’ sloganına kırmızı görmüş bir boğa gibi saldırmasiıve ‘halklar yok halk var’bağırtıları....Erbakan da ‘cennetin anahtarını dağıtmakla, inşallah-maşallah’, Türkeş’ de,’Ergenekon, Bozkurt, bölücülük,Vatan hainliği’söylemleriyle meşğuldu mitinglerinde.
Ve karlı-çamurlu bir mart akşamı, Çewlik merkezindeki hareketli kalabalığın içinde, adeta tarihten çıkıp gelen, gür bıyıklı, keskin bakışlı bir adam, oracıktaki bir at arabasının üstüne attı kendini.Ellerini kaldırdı ve karanlıklara itilmiş bir tarihin,çocuğundan uzak kalmaya alıştırilmak istenen bir annenin sesini adeta yankılatıyordu bu adam.
-Bu memleket, Orta Asya’dan gelenlerin babalarının çiftliği değildir...
Bu adam, Zeki Adsız’dı.Sonraki yıllarda farklı görüsşerden olsak da ona hep saygı duydum. Çewlik’de ki devrimci-ulusal gelişiminde, çok önemli emekleri var Zeki Adsız’ın. Anılarının önünde sayğıyla eğiliyorum ve ruhu şad olsun.
***********************************************************
Değerli hemşerim Îlhami Sertkaya'nın tanık olduğu ve edebi bir dile Zeki Adsız hakkındaki bu değerlendirmesi ,kendisi üzerinde bıraktığı ulusal,siyasal ve ruhsal etkisinin bir tezahürüdür.
Özgürlük Yolu-PSK hareketinin en örgütlü olduğu Kürd illerinin başında Çewlik ve Ağıri "Ağrı" geliyordu. Bu iki ilimizdede MHP'li veya sağcı milliyetci görüslerin gecmiste devlet tarafindan desteklenerek taban buldugu beldelerimizdendir. Bu beldelerimizin sosyal ve siyasal dokusuda bu çelişkilere elverişlidir. Diyarbakır-Van-Hakkari gibi sadece Kürd hareketlerinin örgütlü olduğu bir ortam yokttu. Ondan olsa gerek bu beldelerimizde MHP ve yerli işbirlikçileri ve onları besleyen devlet güçlerine karşı Kürd ulusalcı ve devrimci güçleri kıyasıya zorlu bir mücadele yaşamışlardır. Bu süreçte Agıri'de eski belediye başkanı şehid Urfan Arpaslan, Çewlikte Zeki Adsız isimlerinden ençok bahsedilen kişilerin başında geliyorlardı.Çewlikte Zeki Adsız'in Belediye sokağında açmış olduğu "Deng" kitabevi ile,bir ilke imza atarak Çewliklerin ulusal ve sınıfsal bilinçlenmesinde öncülük etmiştir.
Geçenlerde Agıri'li siyasetin içinde olan bir dostla sohbet ederken şu soru aklımıza geldi. Acaba ; Urfan Alparslan ve Zeki Adsız'ın ortak yanları ideolojik ve politik birliktelikleri yanında kararlı,inançlı ve militan olmalarının sırı neydi,sorusuna takıldık. Yani anlaşılan PSK hareketi Kürd ulusal mücadelesinde silahlı ve şiddet eylemlerine karşıydı. Bu iki Kürd dava adamı o dönem ve sonrası PSK içinde olmalarına rağmen, silahlı mücadeleden yana tıpkı PKK hareketi gibi ses çıkarmak istiyorlardı.. Bu reflekslerinin sosyolojik,psikolojik ve siyasi nedenleri üzerinde epey tartışttık. Ortak düşüncemiz bu iki şahsiyetin kendi beldelerinde sürekli bu gerici ve işbirlikçi güçlerle aktif mücadele içinde olduklarından dolayı silahlı eylem ve şiddete tutkun hale gelmişlerdir.
Zeki Adsız gibi yürekli ve cesur insanlar o günkü koşullarda Çewlikte ses çıkarmaları,eylemleri ve militan kişilikleriyle hala övgüyle bahsedilmektedir. O günkü koşulları yaşayan biri olarak faşist ve gerici güçlere karşı Zeki Adsız'ın o ruh , heycanı ve militan çıkışlarından etkilenmemek elde değildi. Bugün düşünüyorum? Zeki Adsız'ın işbirlikçi ve gerici güçlere karşı o dik duruşu ve militan ruhlu olmasını taktirle karşılıyorum.
Çok iyi hatırlıyorum Çewlik'te MHP'nin ve işbirlikçi çevrelerin belini ,PKK yapttığı eylemlerle kırdı. Selim Çürükkaya o dönemlerde Çewlikte yaşanan olaylardan dolayı Özgürlük-Yolu ve diğer örgütlerin kadroları bize gelip,PKK'yi " bizi" eleştirip, sitem ettiklerini söylüyordu. Siz "PKK" gidip faşistleri vuruyorsunuz,onlarda gelip,bizim ve diğer Kürd hareketlerin kadrolarını vuruyorlar. Zeki Adsız Çewlikte yaşanan olayların en debdebeli dönemlerinde militan ruhlu,cesareti,bilgi,birikim ve donanımıyla ön saflardaydı. Zeki Adsız'ın o dönemlerde yaşadığı bazı olaylardan da anekdotlari ikinci bölümde yazacağım.
***********************************************************
Çewlikte PKK'li kadroların bazı faşsist güçler karşı eylemleri,Zeki Adsız ve Ramazan Adıgüzel gibi cesur ve militan ruhlu bazı kadroların halkı örgütleyip,sınırlıda olsa çıkışları halen konuşulmaktadır. Bu şahsiyetler toplumun öncü kadroları rolünü eniyi uygulayanların başında gelirlerdi. Zaten bu özelliklerinden dolayı Zeki Adsız'in kendi partisi içinde bir etkinliği ve ağırlığı vardı. Bu düşüncelerini sonraki dönemlerde PSK içinde savunduğunu, gerek Kemal Burkay'ın hatıratlarında,gerekse Zeki Adsız'ın sonraki siyasi mücadelesindeki pratiginde görüyoruz.Kemal Burkay'ın bu davranışlardan dolayı Zeki Adsız'dan çok rahatsız olduğunu hatıratlarında görmek mümkündür.
1980 öncesi faşist ve gerici güçler Çewliki üs olarak seçmişlerdi.
Olağanüstü o dönemlerde siyaseti barışçı yöntemlerle yapmak kurbanlık koyun muamelesi görmek gibi geliyordu.
Zeki Adsız bu süreçlerde faşist ve gerici yönelimlere karşı belki başkalarına sıradışi,maceracı çıkışlar olabilir.
Bu değerlendirmeler bence çok zayıf ve birazda afaki görüyorum.
Sizde bilirsiniz ki olağan üstü dönemlerin siyaseti, sıradışı olmak zorundadır.
Olağanüstü süreçlere ancak sıradışı yönelimlerle karşılık verilebilir.
Zeki Adsiz PSK'den ayrıldıktan sonra kurduğu örgütün oluşturduğu silahlı gurup Kurdistanda hayat bulsaydı,PKK ideolojik,politik ve askeri alanda bu kadar hatta yaparmıydı. Bugün Kürd siyasetçileri yapttığı değerlendirmelerde Güney-Kurdistanda iki silahlı gücün KDP-YNK'nin olmasını bir şans olarak görenler vardır.Acaba Kurdistan'ın Kuzey parçasında PKK gibi silahlı başka güç olsaydı daha iyi olmazmıydı?
YNK'den ayrılan Noşirvan Mustafa'nın kurduğu parti'ye karşı Mam Celal silahlı güçle imha ve tasfiye etmedi. Aksine önünü açttığı gibi madddi yöndende desteklendigi bilinmektedir. Güney Kurdistanda bu partinin son seçimde çıkışını biliyoruz. Oysaki PKK kendi dışındaki Kürd oluşumlarına yönelip,muhalefet istemediği gibi, kendi içinden muhalefet yapanlarıda şiddet ve askeri yöntemler uygulayarak imha etti.
PKK'nin bu ideolojik -politik çizgisinden en çok muzdarip olanların başında da Kemal Burkay geliyor. Taktir etmek gerekirki PKK'ye karşıı en sert eleştiriyide Kemal Burkay'ın yapttığını kabul etmek gerekir.PKK nin ilk saldırdığı Kürd örgütüde PSK olduğunu,birçok önemli kadrosunuda şehit ettiğini biliyoruz.Kısacası PKK ve APO Kürd siyasetinin demokratik,barışçı unsurlarını törpülediğini kabul etmek gerekir.
Kemal Burkay yıllarca savunduğu bir tez var PKK'yi MIT kurdu.Amaçlanan PKK dışında diğer Kürd örgütlerinin gelişmesinin önüne set çekmektir.
Maalesef Kuzey Kürd örgüt yapılanmaları irdelendiğinde Rızgari,PSK,PKK başta olmak üzere örgüt içi demokratik ve barışcıl düşünceler savunulsada uygulamada hiçte öyle olmadığını görebiliyoruz. Örgüt liderlerinin hiçbirinin kendisine muhalefet ve eleştiri yapmaya tahammül etmediler. PSK iç uygulamlarında başta Zeki Adsız olayı olmak üzere çokca örnekler vardır.
PSK'nin örgüt içi uygulama ve metodları PKK gibi fiziki olarak imha temelinde değil,daha çok tasfiye,parti üyeleğinden uzaklaştırma,kacirtma ağırlıklıydı. Kürd aydın ve siyasetçileriyle yapttığım sohbetlerde PKK'nin özelde APO'nun örgütsel ve silahlı gücü diğer Kürd örgüt liderlerinden bazılarında olsaydı belki daha kötüsünü yaparlardı,görüşünde olanlara rastladım.
Son söz olarak , Zeki Adsız'ın yaşam öyküsünü bu bölümde profilini yazmaya çalıştım. Ikinci bölümde hayatı,PSK içindeki konumu,Kemal Burkay'ın hatıratında hakkında söylediği bazı cümlelere dikkat çekeceğim.Ayrıca PSK sonrası siyasi faaliyetlerine de değineceğim.
Cumartesi, 05 Aralık 2009
______________________________
ZEKİ ADSIZ'IN "Kek Saleh" ANISINA (2. Bölüm)
"Hatıratlarımız ölümün elinden kurtardıklarımızdır."
Zeki Adsız'ın yaşam öyküsüne girmeden evvel kendisiyle yaşadığım iki anekdotu önce yazmak istiyorum. Ayrıca, PSK'den ayrılma gerekçesi ile Kemal Burkay'ın hatırat-2'de kendisi hakkında yazdıklarından bazı kesitler sunacağım. Kürd aydınlarında son dönemlerde hatırat yazma geleneği çok olumlu,tarih bilinci açısından önemli kaynak oluşturuyor. Değerli bir ağabey ve dostumun hatıratlar üzerine eksikte,yanlışta olsa mutlaka yazılmalıdır.Çünkü gelecek kuşaklara araştırma ve inceleme mantığının sergilenmesi açısından çok önemlidir.
Zeki Adsız'la ilk anekdotum 1977 Çolig'de yerel seçimler üzerine olmuştu. Bu seçimde Zeki Adsız'ın bacanağı ve aynı zamanda dayısı sayılan Sait Aymaz CHP'den Belediye Başkan adayıyıdı. Zeki Adsız o dönemde Çolig'de cezaevindeydi. O dönemde bizde Çolig'de bağımsız adaylığını koyan Edip Bürçü'nü destekliyorduk. Hafızam beni yanıltmıyorsa Edip Bürçün,Zeki Kılıç bir iki kişi daha vardı,beraber Zeki Adsız'ı cezaevinde ziyarete gittik.
Edip bağımsız aday olduğunu Zeki'ye açarak Özgürlük-Yolu hareketinin kendisinin desteklenmesi için yardım istedi. Zeki Adsız'ın cevabını çok iyi hatırlıyorum, biz örgüt olarak Çolig'de CHP'yi destekleme kararını çoktan almışız. Bağımsız adaylığınızı koymadan gelip bizimle görüşseydiniz o zaman durum değerlendirmesi yapardık. Tabi Zeki Adsiz'la cezaevinde yaklaşık 1 saat sohbet etikten sonra ayrıldık.
*****************************************************************
Zeki Adsız'la ilgili ikinci ankedotum aynı zamanda en son buluşmamız oldu. 1980 Diyarbakırdaki Özgürlük-Yolunun organize ettiği Newruz'a Çolig'den birkaç dolmuşla yaklaşık 4 saatlik bir yolculuktan sonra gittik.O dönemlerde Darahıni-Lice arasındaki yol asfalt değildi. Ilkbahar mevsiminin azizliğine uğradık.Çoligden hatıramda kalan kişilerden aynı dolmuşta Sıracettin Hoca,Ramazan Adıgüzel ilk akla gelen isimlerdendi.Newruz dönüşünde Lice-Darahıni arası yol çok bozuk olduğu için Maden-Elazig güzergahını kullanarak 5,6 saatlik bir yolculuktan sonra Çolige ulaştık.
Zeki Adsız hemşerilerinin geldiği tüm dolmuş ve diğer araçları Diyarbakırda karşıladı. Newruz öncesi epey sohbetimiz oldu. Gecenin organizatörlerin başında Zekı Adsız geliyordu.PKK tarafından o dönemde şehit edilen Mustafa Çamlıbel'in büyük bir posteri salona asılmıştı. Newruz'un sunucusu uzun boylu,gür ve siyah saçlı bir gencin Kürtçe hitabeti ve o davudi sesi salonu inletiyordu. Bu genci yıllar sonra o geceye katılan PSK'li hemşerilerime sordum; Rojan Hazım'ın olduğunu söylediler. Zeki Adsız işte bu Newruz'da öldürülen bir üstteğmenden sonra illegaliteye çekildi. Zeki Adsız'ın bu olayla ilgili kendisi adına düzenlenen siteden alıntıyı aktarıyorum.
Bu tarihte "1980", Newroz kutlamasına yönelik çalismalar esnasında Diyarbakır Dilan sinamasında meydana gelen ve bir üsttegmenin ölümüyle sonuçlanan bir eylemin ardından TKSP’ye yönelik geniş çapli bir polis operasyonu başlatıldı. TKSP, o zamana kadar bir parti olarak bilinmiyordu. Grup, daha çok legal olarak yayınlanmakta olan Özgürlük Yolu dergisinin veya legal faaliyet yürüten Devrimci Halk Kültür Derneği (DHKD)’nin adıyla anılıyordu. Polis bu operasyon sırasında partinin tüzüğünü ele geçirmiş, örgütü deşifre etmişti. Diyarbakır’da faaliyet gösteren bazı komite elemanları da tutuklanmıştı. Tehlike büyüktü. TKSP, belirli kadrolarını Diyarbakır’ın dışına çikarma kararı aldı. Zeki de bunlardan biriydi. Karar uyarınca Diyarbakır’dan ayrıldı, örgütsel çalismalarina Ankara ve İstanbul’da devam etti.
Bu dönem, TKSP açısından oldukça sıkıntılı bir süreçtir. Çünkü henüz polis operasyonlarının yarattığı tahribatlar giderilmeye çalisilirken 12 Eylül askeri darbesi geldi ve işler iyice içinden çikilmaz bir hal aldı. Zeki Adsız’ın kararlılığı bu dönemde kendini bir kez daha açığa vurdu. Yılgınlığa kapılmadı. Deşifre olmuş, aranır duruma düşmüş parti kadrolarının ve taraftarlarının Doğu Kürdistan’a (İran) aktarılmasını sağladı. Bir merkez komitesi üyesi olarak darbeyle felç olmuş örgütsel yapıyı yeni koşullara uyarlamaya yönelik çesitli çalismalar yaptıktan sonra kendisi de (parti kararı uyarınca) Doğu Kürdistan’a çıktı.
****************************************************************
Zeki Adsız ve PSK arasında yaşanan sorunlar. Zeki Adsız'ın adına düzenlenen sitesinden bazı alıntılar;
Zeki Adsız'ın PSK ile olan sorunları ailesinin , adına düzenlediği internet sitesinde ayrıntılar yazılmıştır. Yine Kemal Burkay Hatırat-2 kitabında biraz daha ileri giderek Zeki Adsız'ın isminide vererek epey detaylara girmiştir. Benim bu konuya değinmem ,Zeki Adsız'ın yaşam öyküsünü yazdığım için kısada olsa değinmek zorunda kaldım. Özgürlük-Yolu,PSK ile geçmişte hişbir ilişkimin olmadığını belirtmek isterim. Zeki Adsız ve Kemal Burkay arasındaki sorunlar zaten her iki taraf Kürd kamuoyuyla paylaşttıkları için benimkisi hatırlatmaktır. Yoksa başka bir amacım yoktur.
Zeki Adsız'a itham edilen cümleler şuanda hayata olmadığı için tek taraflı yorum olarak algılamak gerekir. Înaniyorum ki hayatta olsaydı Zeki Adsız kendisine itham edilen suçlama ve eleştirilere cevap verirdi. Kemal Burkay'ın anılar-1 kitabi maalesef birçok Kürd aydını tarafından ağır eleştirildi. Örneğin Mümtaz Kotan bu konuda Kemal Burkay'ın kendisi hakkında sarf ettiği sözlere çok ağır tepki gösterdi. Yine, Hatırat-2 kitabında PSK nin bir dönem Awrupadaki sorumlularından Süleyman Dilan hakkındaki Kemal Burkay'ın eleştiri ve suçlamalarına çok ayrıntılı cevap vermiştir.
Süleyman Dilan ve Mümtaz Kotan dışında birçok Kürd siyasetçiside nasibini almıştır. Örneğin Hüseyin Yıldırım bir dönem PKK'nin Awrupa sorumlusu hakkında Kemal Burkay'ın Hatırat-1 de yapttığı eleştirilerin çok haksız ve yersiz olduğunu kendisiyle yapttığım sohbete detaylı anlattı. Bu konuda Kemal Burkay'a özel mektup yazdığını,bu mektubu Kürd kamuoyuna yansıtmadığınıda söyledi.
*******************************************************
Zeki Adsız'in PSK ile olan sorunları ve ayrılması ile ilgili adına düzenlenen sitede "TKSP’DE İÇ TARTIŞMALAR VE AYRILIK" başlıklı yazıda ayrıntılar yazılıdır.Kısaca özet teşkil eden bir iki cümleyi alıntı olarak aktarmak istiyorum.
- Zekı Adsız'la TSKP’nın Avrupa örgütünde yer alan bazı arkadaşları arasında tartışmalara ve çekişmelere neden oldu. Zeki bu yoldaşlarını “sağcı”, “kariyerist” vb. olmakla eleştirirken, onlar Zeki’nin “sol” bir çizgi izlediğini ve “geçimsiz olduğunu” iddia ettiler.
- Zeki bu konularla ilgili görüşlerini 1982 Merkez komitesi toplantısına sundu. Geçmişin değerlendirilmesi, günün gereklerine uygun yeni bir politikanın tespiti, PKK eleştirisindeki aşırılıkların arındırılması (TKSP, PKK’yi terörist, hatta yer yer ajan bir örgüt olmakla suçluyordu), ve örgütün askeri politikasının belirlenmesi konularında ısrarcı davrandı. Onun bu ısrarı parti içindeki sağ anlayışı tedirgin etti. Zeki, hareket içinde “sol tehlike” olarak görüldü ve örgüt içinde hizip çalışması yapmakla suçlanarak bir yıl süreyle parti ile ilişkilerinin dondurulmasına karar verildi.
Zeki Adsız özet olarak bu anlayışlara karşı PSK içinde mücadele ederek,partiden ayrıılmıştır.
*****************************************************************
Kemal Burkay Hatırat-2 kitabında Zeki Adsız'la yaşanan PSK içinde iç tartışma ve ayrılma gerekçesi hakkındaki değerlendirmeleri;
Kemal Burkay Hatırat-2 kitabı'nın 156,255,263,264,294,296,297,299,300 sayfalarinda epeyce anekdotlar vardır.Ben sadece dikkat çeken cümlelerden birkaç kesit sunmak istiyorum.
- Zeki Adsız'ın sol sekter ve maceracı bir yol izlediğinden örgüte ters düşmüştür. Urfan Alpaslan'da Zeki tarafından yanıltıldı ve heder edildi.
-Zeki Adsız 1981'de Iran'da "opurtünizme karşı Leninist tutum" adı altında hizip çalışması yapmış,bu arada bir yoldaşı tokatlamıştır.
-Zeki çok hırslı,içten pazarlıklı,ve yoldaşlarına karşı kıskançtı.Lümpen bir geçmişi vardı.
-Diyarbakırda Newruzda öldürülen Üstteğmen olayı Zeki'nin maceracı tutumunun ürünüydü.
-Zeki Şam'daki 1982 MK toplantısına katılıp, üç gün üst üste önemli-önemsiz birçok konuya değindi. Konuşmasi düzeysiz ve bıktırıcıydı.Ilk iki gün çok gür çıkan Zeki'nin sesi ,üçüncü gün ise artık bir sinek vızıltısı gibiydi.
-MK toplantısından sonra Zeki Adsız kendini Awrupaya atmak istiyordu.Amacı partiyle ipleri koparıp , güç toplayarak kafa bulandırmaya çalısıyordu. Bunları bilmeme rağmen onu bekletmeye tenezzül etmedik. Biletini alıp,yolcu ettik.
*************************************************************
Zeki Adsız hakkında Kemal Burkay'ın bu sözleri oldukça düşündürücü, sekter bir yaklaşımdır. Maalesef Kürd örgütleri içinde bu tür yaklaşımlar sıkça rastlanmaktadır. Yine PSK sadece Zeki Adsız değil,geçmişte MK düzeyinde önemli görevlerde görev yapmış birçok kadrosuna karşı vefasızlık örneği
göstermiştir. Örneğin Nazif Kaleli PSK nin Türkiye sorumluluğunu yapttığı öne sürülüyordu. PSK'den ayrıldıktan sonra Şerafettin Elçi'nin DKP başkan yardımcısı olmuştur. Nazif Kaleli’yi DKP başkan yardımsıcı olarak katıldığı bir DBP kongresinde yuhalattılar. DBP Türkiyede legal zeminde PSK'ye yakın siyaset yapan bir partiydi. Nazif Kaleli öldükten sonra PSK tarafından bir açıklama dahi yapılmadı.
Kürd siyasetinde maalesef bu vefasızlıklar vardır. Ama hiçbiri Zeki Adsız kadar vefasızlık bir tarafa muzadarip olmadı.
Sonuç olarak, Bu bölümde Zeki Adsız'la PSK ve şahsında Kemal Burkay'la örgüt içi tartışmalar ve ayrılık gerekçeleri ile benimle Zeki Adsız arasındaki anekdotları yazdım. Üçüncü ve son bölümde Zeki Adsız'ın hayat hikayesi,çocukluk,aile,okul,sendikal mücadelesini kronolojik olarak bir özetini yazarak sonlandıracağım. Çoligin renkli ve keskin bakışlı Kürd siyasetçisi Zeki Adsız'ın anısına zazaca yazdığım bir şiiri de son bölümde bulacaksınız.
Salı, 15 Aralık 2009
____________________________________________________________
____________________________________________________________
ZEKİ ADSIZ'IN "Kek Saleh" ANISINA (3. Bölüm)
Zeki Adsız'ın yaşam öyküsünü kısa bir özetini anlatan şiir'im aşağıdadır. Bu şiir'i ana dilim Kırdki "zazaca" yazarak duygularımı ifade ettim.
ZEKÎ ÊLIKUN SERRO ?
Zeki Laci Çerkez Elıkuno
Elıkun asl yın Kasmun'rawo
Kasmun vera ver Hesar û Dügernuno
Cay yı piyor maziyer û azgîlyero
Şı wend di zulım Tırkuno
Wahar veciya dewa Kırdun, kot verniyo
Dışmen û bebext Kırdun kotib yı dımo
Ters yı çineb mar qırık ra şin dıyaro
Xelasiye welat xu di sêr lületifingo
Tirk kot dıma şı bin xetî
Bin xet Yado û Sedin Telha kot yı viro
Mend o cad musa herb û siyaset dünyawo
Yeqin û baweri yı ser î herb dı bo
Rîd eyera nomey qıcun xo napa Şervan û Filintawo
Huma niverda cune xued da cı niweşi yo
La tı ın ruec tengıd eye merg niebi yo
Wasiyet xo kerd, va ? ez şın Çoligo
Şı nızdiye Kasmun bı cirun Xeyri Durmişo ?
Dışmen ters ver mezel yı kerd xırabıwo
Şuı Zeki.... şuı çım tû wa ped nımuno......
YAŞAM ÖYKÜSÜ
Zeki Adsız 1948 yılında Çolig'de doğdu. Babası'nın adı halk arasında Çerkez Êlıkun olarak bilinir. Ailesinin kökeni 1800'li yılların başında gelip,Kasıman yöresine yerleşir. Kasıman şehirin batısında olup, günümüzde şehirle birleşmiş "mücavir" alan konumundadır.
Çerkez Elıkun'un ikinci evliliği Ahmed Qazi'nin "Aymaz"kızı Fatma'dan Zeki Adsız dünya'ya gelir.Zeki Adsız'ın babası Çerkez daha kundakta küçük bir bebekken babasını kaybedip,küçük yaşta yetim kalır. Babasından kendisine epeyce arazi ve tarlalar kalır. Kasıman'ın büyük bir kısımı ve deşte Çolig'de bulunan bu arazide Çerkez Elikun çiftçilik yapar.
Zeki Adsız ilk,orta ve lise öğrenimini Çolig'de yapar. Lise son sınıftayken Katip isminde bir gencin yaralanmasına sebep olduğu için 4,5 yıl ceza alır. Zeki Adsız 12 Mart muhtırası olduğunda hala cezaevindedir. Hapishane sürecinde bol,bol kitap okuyarak kendini geliştirir. Lise son sınıftaki bitirme sınavlarını jandarma gözetiminde başarıyla verir. Cezaevinden Istanbul Basın-Yayın yüksek okulunu kazanır. Ve en son öğrenimini burada bitirir.
Zeki Adsız 1972 yılında teyzesi kızı Şadiye Bazencir'le evlenir. Bu evliliğinden Filinta isminde oğlu,Şervan isminde kızı dünya'ya gelir.Halen Zeki Adsız'in eşi ve çocuklari Almanya'nın Köln şehirinde ikamet ediyorlar. Eşi Şadiye hanım eğtimcidir. Filinta Köln üniversitesinde Ekonomi eğtimi görüp,halen ticaretle uğraşmaktadır. Şervan ise Hukuk fakültesini bitirip, Köln şehirinde bürosunu açarak avukatlık yapmaktadır.
SİYASİ MÜCADELESİ
Zeki Adsız 1973 yılında CHP'de siyaset yapmaya başlar. CHP'nin af yasası başta olmak üzere bazı demokratik vaadlerde bulunma,sosyal-demokrasiye kayma eğlimleri Zeki Adsız'ın CHP'de siyaset yapmasında etkin olmuştur. Zeki Adsız Çolig'de CHP gençlik başkanlığı,daha sonra 40 kişilik parti meclisi üyeliğine seçilir.
Çolig'de o dönemde CHP gençlik hareketi dışında BÎN-GENÇ-DER de kurulur. Bu derneği kuran kişilerin başında Hatip Demiralp,Hişar Ağaoğlu,Ahmet Kasımoğlu,Cihat Elçi,Hilmi Aydoğdu ilk akla gelen isimlerdir. Bu derneğin kadroları ağırlıklı olarak CHP dışında Kürd Ulusalcı çizgisini savunan KDP'ye yakın ekiptir.
Zeki Adsız o dönemlerde gerek DDKO süreci gerek T-KDP Said Elçi'nin siyaset yapttığı çizgiyle mesafelidir. TÎP-DDKO ve T-KDP sürecinin sonucunda Kurdistanda anti-sömürgeci Kürd siyasi hareketlerinin 1974 yılında illegal faaliyet yürütüğü dönemin başlangıcıdır. Bu süreç diyebilirizki Ideolojik-politik inşaa sürecinin başlangıcıdır.
Zeki Adsız bu dönemde PSK hareketini kendine yakın görerek çalışmalarına burada başlar.Tabi o dönemlerde CHP içinde Kürd sorunu,sosyalizm ve sol fikirlerinide savunuyordu. CHP ve Ecevitin görüşlerine ters olan bu fikirlerden dolayı Ecevit ve çevresinin hışmına uğrayarak,CHP'den koptu. Kemal Burkay anılarında Zeki Adsız'ın CHP içinde kalmasını hatırat-2 kitabının 49 sayfasında ayrıntıları yazılmıştır.
Zeki Adsız'ın CHP içinde kalmasını Kemal Burkay istemiştir. Bu konuda 49 sayfada bakın neler söylemiştir.
O ara Bingöl'den CHP'nin parti meclis üyesi olan Zeki Adsız'da partimizin üyesi olmuştu. Zeki devrimcilik adına CHP'den ayrılmak istediyse de biz orada kalıp görüşlerimiz doğrultusunda çalışma yapmasının daha yararlı olacağını düşündük. Ne var ki Zeki, CHP'li gibi görünmeyi devrimciliğe yakıştırmadığı için bu durumu uzun süre sürmedi.
PSK ve Sendikacılık süreci
Zeki Adsız tıpkı CHP'de olduğu gibi cesur ve atılgan kişiliğinden dolayı MK üyeliğine seçilir.PSK'nin yayın ve dagıtım faaliyetlerine katıldı. Tabi o dönemlerde Çolig'de kendi imkanlarıyla kurmuş olduğu DENG-KItapevinde gençlerin bilinçlenme ve aydınlanma sürecinde rolü çok büyüktür.
Zeki Adsız 1977 belediye seçimlerinde Diyarbakırda Mehdi Zana'nin seçilmesinde öncü kadrolar içinde yer almıştır. Diyarbakıra yerleşen Zeki bir taraftan PSK faaliyetlerini yürütürken,diğer taraftan Genel-iş şube başkanlığına seçildi. Fedakar ve dinamik kişiliğiyle kısa sürede bölgedeki işçi sınıfının güvenini de kazanarak DÎSK 10.Bölge temsilcisi oldu.
Zeki Adsız 1979 Haziran ayında Bölge temsilciler meclisinin toplantısında faşist baskılara karşı yaptıkları eylemlerden dolayı tutuklandı. Zeki Adsız'a yapılan işkenclerden dolayı kaburga ve kalça kemiği kırıldı. Akabinde Diyarbakır'da 1980 Mart Newruzunda öldürülen Üstteğmen olayından sonra illegaliteye çekildi.
Zeki Adsız bu dönemden sonra ülke dışı,Iran-Suriye ve Awrupa macerası başladı. Iran-Suriye ve Awrupa'da PSK ve Kemal Burkay'la arasında ideolojik-politik ayrılıklar sonucunda 1983 Nisan ayında ayrıldı.
Zeki Adsız örgütsel ve siyasal çabalarını bundan sonrada devam eder. Şıvancılar-DDKD-KİP geleneğinden gelen ve Kürdistan İşçi Partisi -Geçici Birlik Komitesi (KİP-GBK) adıyla anılan grup ile yakınlaşma sağlandı. Bir süre sonra iki grup TEVGERA SOSYALİSTA KURDISTANÊ (TSK) adı altında birleşti.
TSK Merkez komitesi ilk toplantısında, Zeki Adsız’ı hareketin Genel Sekreteri olarak görevlendirdi.
Zeki Adsız'ın partisi 1986 yılında almış olduğu kararla Ortadoğu'ya giderek Bekaa vadisinde askeri ve siyasi kampını kurdular. Burada Avrupa’dan ve ülkeden gelen kadroların eğitimine başlandı. Böylece silahlı propaganda birlikleri oluştururlmaya başlandı. Urfan Alparslan’ın "Agrı eski belediye başkanı" sınırsız katkılarıyla bu çalışmalar hızla ilerledi ve 1988 Mayıs’ında TSK’nın askeri kanadı olan Ordiya Rızgariya Kurdistan (ORK) kuruldu. Zeki, ORK Yüksek Askeri Konsey Başkanlığını üstlendi.
Parti ülkeye silahli mücadeleyi başlatmak için Urfan Alpaslan yönetiminde silahlı bir gurup ülkeye "Botan" girdi. Ancak Alparslan’ın komutasındaki birlik, Botan’da Torisan dağlarında Türk ordusuyla karşılaştı. Bu çatışmada ORK Konsey üyesi ve TSK Genel Sekreter yardımcısı Urfan Alparslan şehit düştü. (1988)
Zeki'nin hastalığı ve vefatı
Zeki Adsız ülkeye gönderdiği gurubun şehid edilmesinin acısını hep yüreğinde taşıdı. Bu süreçte yarım kalan işleri toparlamak için yoğun bir çaba harcadı. Ancak lanetli hastalığa kansere Orta-doguda yakalanmıştı.Tedavisi için Suriye ve Lübnandaki doktorlar doğru teşhis koyamadıkları için Almanya'ya geldi. Köln Merheim hastahanesinde tedavisine başlandı.
Ancak tedavisi sonuç vermedi. 17 Nisan 1990 günü Kürd halkı'nın keskin bakışlı bu yiğit evladı vefat etti. Cenazesi devletle olan bürokratik sorunları giderilerek 23 Nisan günü Diyarbakır'a yollandı. Ertesi gün Cenaze Çolig'e götürülerek yoğun bir halk katılımyla defin edildi.
Sonuç olarak, Zeki Adsız'in Çolig'den başlayarak,Diyarakır,Ortadoğu ve Awrupa'da nihayetlenen yaşamının özetini sunmaya calıştım.Çoligin kaderi mi diyeyim yiğit insanları'nın ömrü çok uzun sürmüyor. Ama bir gerçek var ki yaptıkları içlere bırakttığı miraslara baktığınızda tarihe iz bırakarak anılıyorlar.
Çok kısa bir yaşam sürecine bu kadar çok işler sığdıran Zeki Adsız'ın ruhu şad olsun.
Orhan Zuexpayıc
Cuma, 25 Aralık 2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder