ÇOLÎGDEN NOSTALJÎK BÎR ANEKDOT
- Çolig'de tanık olduğum bu anekdot çok önemsediğim için sizinle paylaşmak istiyorum.
- Bu anekdotlar bir dönem Çolig siyaseti ve sosyal ilişkilerinde yaşanan hoşgörü,tahammül
alçakgönülülük ortamı açısından ders çıkarılması gerekir,diye düşünüyorum.
***********
- Yıl 1993 veya 1994 olsa gerek,
- Yaz ayının sıcak bir kurban bayramı günüydü.
- Memlektin örf adet ve geleneklerine göre bayramlarda yaşlılarımız,değerlerimiz,büyklerimizi
hastalarımızı,mezarları ziyaret ediyorduk.
- Benimde bir huyum var,özellikle toplumsal olayların ve tarihin sohbet konusu edildiği
ortamları hiç kaçırmam.
- O gün öğlene doğru Şeyh Burhaneddin Bilginin evine bayram ziyaretine bir yakınımla gittik.
- Bizim dışımızda başka kalabalık guruplar halinde gelip,gidenler oldu.
- Biz oradayken Çoligin renkli simalarindan üç dönem belediye reisligi
yapan merhum Faik Beg "ERTUĞRUL" ve beraberinde birkaç kişiyle beraber Şeyh Bur-
haneddini ziyaretine geldiler.
- Ben böyle ortamlarda konuşulacak ve sohbet edilecek konuları bildiğim için
beklemeye koyuldum. Bu sohbete tanık olmak için en genç misafir olarak ziya-
retçilere çay,baklava ve içecek hizmetini yaparken diğer taraftan sohbetide dinle-
meyide ihmal etmedim.
- Konu yine siyaset başta olmak üzere tarih ağırlıklıydı.
- Bu sohbete Faik Beg'in belediye reisliğine 1960 lı yılların ortalarında ikinci defa aday-
lığında yaşadığı bir anekdotu aktardı.
- Bende bu anekdotu hafızamda kaldığı kadarıyla sizinle paylaşayım.
***********
- Faik Beg ikinci defa reis adaylığını koyunca Belediye meclis üyeliği için aday arayışına girer.
- Düşüncesi odur ki ! Çolig'in eğtimli,aydın ve toplum içinde sevilen ve birikimli insanla-
rını meclise kazandırmaktır.
- O dönemde Çolig'in saygın olan iki avukatı olan Said Buzgan ve Zeynel Abidin
Yurtseveri'de ziyaret eder.
- Meclis üyeliği teklifini bu iki güzide insanlara yapar. Çolig'li bu iki hukukçu'da Faik Beg'i
yakinen tanıyorlar. Şimdi bu olayı Faik Beg'in ifadeleriyle sizinle paylaşmak istiyorum.
*******************
- Evet,
- Bu iki hukukçumuzda yaşça benden büyük ve saygı duyduğum insanlardı.
- Meclis üyesi olamaları için bürolarına gidip, çok koyu bir sohbete dalmış, birbirimizi götürüp,
getiriyoruz. Bir türlü bu görevi kabul etmiyorlardı.
- Kabul etmeme gerekçeleri bendim. Ve devamla Faik Beg ! biz
seni tanıyoruz. Sen biraz huysuzsun, sıkıntıya
gelmezsin,kural dışılığı seven bir insansın, bizde hukukçuyuz,yasaları ve kuralları
sana uygulamaya çalışırız.
- Sende bu sıkıntılara gelmezsin ve aramız bozulup dostluğumuz bitmesin,dediler ! bana
- Bende ısrarla yok bu memleket sadece benim değil,sizin gibi abilerim,memleketin
saygın hukukçuları bana yön vermelerini,bana yardım etmelerini,doğruları göstermeleri
yönünde kendimce görüşlerimi sıralıyorum.
- Ve devamla sizin gibi bilgili,kültürlü insanları nasıl dinlemem,
- Velhasıl uzatmıyayım ikna etmeyi başardım. Ama bir nevi taviz vererek başardım.
- Bu iki avukat ağabeylerim sağ olsunlar meclis ve encümenlerde aldığım kararlarda bana çok
yardımcı oldular. Belediye yasası başta olmak üzere,imar yasası,ihale yasası velhasıl
bana bir belediye nasıl yönetilir,başarı nasıl elde edilir,bu iki avukatımızdan öğrendim.
*************
- Gel zaman, git zaman belediyeciliği ve halkla ilişkilerin nasıl
başarılacağını bu tecrübelerden
edindim. Malumunuz memleketimiz o dönem çok küçük köyden kente azda olsa göçler
oluyordu.
- Bende memleketin örf adet,gelenek görenek ve ailemizin büyüklerimizin toplum
içindeki misyonlarını bildiğim için hizmetlerimi yasa ve hukuka endekslesem birçok
dost ve hemşerime hizmeten mahrum bırakmak zorunda kalıyordum.
- Çünkü yapacağım hizmeteler için belediye yasaları hem yetersiz hemde engeldi. Bende
bir yolunu bulup, hukuk dışı veya hukukun boşluklarını kullanarak söz verdiğim vaatlerimi
gerçekleştirmek istiyordum.
- Tabi bu uygulamalarımın çoğu meclis ve encümen kararlarıyla alınması gerekiyordu.
Bu konuda iki saygın avukatımız hep muhalefet ediyorlardı. Faik Beg sen kanunu ciddiye
almıyorsun gibi beni hep ikaz ettiler.
- Bende bu hukuk dışılığıma devam edince bu iki avukat abilerim benden küsüp artık
toplantıya 1-2 hafta gelmememeye başladılar.
- Birgün baktım ki ! iki avukat ağabeyim çıkıp,belediye de makamıma geldiler. Tabi benim çok
saygı duyduğum ve sevdigim iki şahsiyetti. Îki avukatımızda saygın ailelerin çocukları
olup,aile dostumuzdular.
- Bana dedilerki !
- Faik Beg ! Biz sana demedik mi ? sen huysuzsun sıkıntılara
gelmezsin.
- Sende bize söz verdin.
- Tabi bu sözleriyle epey beni mahçup ettiler. Tabi bende bu iki
güzide insana saygıda kusur etmedim.
- Ve ! bu iki ağabeyime beraber çalıştığım dönemler için çokta
teşekkür ettim.
- Sizden çok sey öğrendim,sizin deneyim,bilgi ve birikiminiz bana
belediyeciliği öğretti.
- Ve biliyorum sizi epeyde üzdüm. Ama siz benim abilerim bende
sizin kardeşiniz olarak tekrar beni öyle görün,dedim !
- Kısaca bu iki ağabeyimin gönülerini alamaya çalıştım.
- Ve devamla, bundan sonra sizin gözünüz arkada olmasın. Bunu
bilinizki bu Faik kardeşiniz sizden edindigi tecrübe ve bilgilerle bu
şehiri artık idare edebilir.
- Bu sözlerden sonra sohbetimiz bir abi ve kardeş ilişkisi şeklinde
dostça oldu.
- Bu iki güzide insanlara ölünceye kadar saygım hep sonsuz oldu.
*********
- Faik Beg'in bu ifadeleri o dönemin sosyal ve siyasal ilişkileri açısından çok önemlidir.
- Acaba bu anekdota yaşanan hoşgörü,tahammül ortamı bugün
varmıdır ?
- Tabi sorulacak o kadar sorular ,ve alınması gereken çok dersler
bu anekdotlardan çıkarılır.
- Çolig ve cografyasının bu üç güzide insanı farklı düşünceler,farklı
bölgeler, sonradan farklı partilerde siyaset yaptılar.
- Farklı sınıf, inanç ve dünya görüşleri de olsa üçüde hizmete
memleketlerine Colige olan sevdaları ortak paydalarıdır.
Selam ve saygılarımla
Orhan Zuexpayıc
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder