ÇOLÎG'ÎN (BÎNGÖL) SEÇÎM SONUÇLARI VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERÎ ?
- Seçimden birkaç gün evvel akademisyen ve entellektüel bir
hemşerimle Çolig seçimleri üzerine fikir teatisinde bulunuyordum.
- Hemşerim seçim sürecinde Çolig'de yaşadığı izlenimleri kısaca
yorumlamaya çalışıyordu.
- Îzlenimlerini kısaca aşağıdaki cümleyle ifade etti.
"Çolig "Bingöl" bilimum kürt patolojileri için zengin bir laboratuvar...."
- Evet ?
- Bu tesbit çok kapsamlı değerlendirildiğinde BDP'nin Çolig seçimlerindeki
başarısızlığının ana nedenlerini görebiliriz.
- Bu arkadaş, Çolig gibi nufusu az olan bir şehirde kaldığı günlerde toplumsal ilişkilerdeki tuhaflığıda dikkat çekerek,
-Çoligdeki insanların siyasi ilişkilerini ciltler dolusu kitaplara sığdıracak çözümlemelere ihtiyaç olduğu kesindir.
- Örneğin, Çolig'de anti-kapitalist islami düşünceleri savunan ve ütopyası olan insanların çıkmayışına sitem
ediyordu.
- Ve Amed şehirindeki en muhafazakar kimliklisi bile Çolig'ın solundan daha solda olduğuna vurgu yapıyordu.
- Ütopyasına ihanet edenlerin hiç bir yerde iflah olmayacaklarınıda ifade
ediyordu.
*******************
- Çolig'li aydın ve entellektüel bu arkadaşın kısaca'da olsa bu değerli
düşüncelerini sizinle paylaştım.
- Bende seçimin sonuçları üzerine düşüncelerimi sizinle paylaşmak
istiyorum.
- Çolig seçimleri ve adayların profilleri üzerine iki bölümlük bir yazı
kaleme almıştım.
- Bu çalışmalarım ağırlıklı olarak adayların profilleri,haklarında sosyal ve
yazılı medya ya yansıyan bilgiler başta olmak üzere, ailesi,çevresi ve
siyasi kimlikleriyle Kürd kamuoyu la paylaşmaya çalıştım.
- Îki bölümlük bu yazılarımda olumlu olduğu kadar olumsuz eleştirilerde
aldım.
- Ağırlıklı olarak eleştiriler HAK-PAR ve BDP üzerine yaptığım tesbit ve değerlendirmelerden aldım.
- HAK-PAR'a yakın Awrupadaki kurumlarda önemli görevlerde
bulunmuş bir arkadaş yazımı dikkatle okuduğunu bana aktardı.
-HAK-PAR üzerine yaptığım değerlendirmelerde partileri nin seçime girme gerekçeleri ve genel başkanları Kemal Burkay üzerine olan eleştirilerime sitem ediyorlardı.
- HAK-PAR üzerine yaptığım eleştiriler kısaca ideolojoik ve politik olarak
federasyon tezini yıllarca savunduklarını biliyoruz,demiştim.
- Bunun yanında BDP'nin Kürdlerin bağımsızlık fikrinden vazgeçip,içi boş demokratik özeriklik, ekolojik demokratik toplum ile barış ve kardeşlik gıbı farklı kavramları savunan talepleri oldugunu yazmıştım.
-Bu tezleri mimarı Abdullah Öcalan olduğunu bilmeyen de yoktur.
- Bu düşüncelerin Kürd sosyal ve siyasal dünyasında da alt-yapısının
olduğunada inanmıyorum.
- Bu konuda Îsmail Beşikçi Hoca'nın BDP li kadın milletvekillerinden
Gülten Kışanak ,Ayla Akat,Emine Ayna ve Sabahat Tuncel in bulunduğu bir toplantıda yaptığı değerlendirmede ;
“Eğer siz bayrak ve devlet istemiyorsanız sizde bir sakatlık vardır!”
- Sözleri üzerine BDP li bu kadın milletvekilleri adetta şok bir terapi yaşatarak birbirilerine tebessümle
bakarlar.
- Bunlardan Sabahat Tuncel Ismail Hoca'nın bu çıkışına sonradan yaptığı bir açıklamayla karşı olduğunu
dile getiriyor.
- Diğer bayan milletvekileri ise bu konuda yorum yapmaktan kaçınıyorlar.
- Ismail Hoca bir başka tesbitinde de
- Ulus devlet bitti deniyor. Bu doğru değil.Onlarca yeni devlet kuruldu.Bu sadece Kürdlere
dayatılıyor.Kürdlerin kurtuluşu Bağımsız Kurdistan'dır.
- Ismail Hoca'nın düşünceleri kojüktürel olarak Kurdistanda gerçeklesmesi bugün mümkün olmayabilir.
- Ama Kürdlerin kendi kaderlerini tayin hakkı başta olmak üzere bağımsızlık ve özgürlük fikirleri şahsen
ütopyamdır. Bu hakkımızın saklı olduğu inancınıda taşıyorum.
- Îsmail Hoca'nın bu tesbitlerine katılamamak elde değildir.
- Kürdlerin hala bir statüleri yok biz "Ulus-devleti aştık" tezi , Kemalizmi
-Bir Türkün,Fars'ın veya Arabın bu tezi savunmasını anlıyorum.
- Ama Kürdlerin bu tezi savunması çok acayibime gidiyor.
- Sanki Kürd kimliği,ulusal ve demokratik haklarını almış,statüleri var ve
başka halklardan fazla hak elde etmiş veya başka halkları eziyor veya
inkar ediyor buna üzülüyor bilinen çevreler,
- Ve o yüzden "Ulus-devlet" tezine karşı çıkıyor.
- Ayrıca Kemal Burkay'ın partisi içindeki geçmişteki
uygulamalarını,birçok kadroyu nasıl derdest ettiğini gerek anılarında gerekse sosyal medyadaki
tartışmalardan görebiliyoruz.
- Bu konuyuda dile getirmiştim.
- Bu bilgiler benim yorumlarım veya düşüncelerim değildir.
- Kürd kamuoyunun önünde tartışılan ve Burkay'ın kitabında da kayıt
altına alınan nesnel bilgilerdir.
- Bu bilgileride tesbit olsun diye sizinle paylaşmıştım.
- HAK PAR'ın cılız kalması ve politikada başarısızlığınıın sebelerinin iyi
irdelenmesi gereğini yazmıştım.
*****************
- Çolig seçimlerindeki yenilginin iz düşümleri üzerinede sosyal medyada çokca tartışmalar ve yorumlar
yapılıyor.
- Bu konuda farklı görüşler vardır.
- Tüm yazılanları herkes kendi penceresinden bakıyor.
- Velhasıl yanlışlıklar dün olduğu gibi,bugünde olduğu ve bunun
tartışmaları da şimdiden başlamıştır.
- Gerek yönetim düzeyinde,gerek aday belirleme,gerek seçim çalışmalarindaki stratejilerden tutun,
propagandalarda kullanılan figür ve argümanlar olmak üzere çok nedenler dile getirildi.
- Bunun yanında Ahbap-çavus ilişkisi, çevrecilik,aşiretcilik bölgecilikten tutun Kürd islami çevre ve gurpların
BDP ve Öcalana bakış açısına kadar geniş bir yelpazenin bu seçimdeki yenilgide payı vardır.
-Bunun yanında geçmişte Kürd siyasetinde yer almış,bedel ödeyen birçok ailenin bireyleride bu seçimde
BDP'ye karşı tavır aldıklarını biliyorum.
Bu konuda tanıdığım arkdaşlar yaptıkları açıklamalar ve yazdıkları yorumlardan takip ettim.
- BDP nin propagandalarında ailesinden ve yakın akrabalarından şehid düşen PKK hareketinin değerlerini ağızlarına almasını istemediklerini,ifade ettiler.
-Ve bu konuda rahatsızlıklarını aleni açıkladılar.
- Şehidlerinin harekete katılma gerekçeleri ,örgüt içindeyken yaşadıkları olumsuzluklar başta olmak üzere
ve şuanda PKK veya Abdullah Öcalan'ın
savunduğu tezlerin birbirine zıt olduklarını açıkça ifade ettiler.
- Bu zıt çeliskilerinde şehitlerimizin ruhuna ,kanına dokunduğunu defalarca dile getirdiler
**************
- Çoligdeki son seçimlerde sadece yanılsamlar olmadı.
-Geçmiş seçimlerde de aynı yanılsamalar oldu.
-Örneğin ,2004 yılındaki belediye seçimlerinde de aynı olumsuzluklar Çolig'de yaşandı.
- Hatırlarsınız o dönemde Selhattin Kaya aday olmuştu.
- O dönemin yönetimi başta il başkanı Abdullah Aymaz olmak üzere tepki göstererek istifa etmişti.
-Gerkeçesi belliydi hem amcası Sait Aymaz aday edilmediği için hemde Selhaddin Kaya'ya olan
reaksiyonlarını her ortamda aleni dile getirerek istifa ettiler.
- Îstifa edenlerin politik ve ideolojik bir gerekçeleri yoktu.
- Bu çevreler Selhaddin Kaya bu partinin fikirlerine,Öcalana karşı oduğu
ve partiyle uzaktan yakından ilgileri olmadığı gerekçelerini hep öne
sürdüler.
- Oysaki, Said Aymaz'da BDP çevresiyle geçmişte uzaktan yakından alakası yoktu. Bu durumu Çolig
kamuoyu çok iyi biliyor.
-Selhaddin Kaya Kürd sorununa duyarlı olduğu gibi donanımlı ve entellektüel birikimi olan bir kürd
siyasetçi profilini taşıdığını Kürd kamuoyu çok iyi biliyor.
- Selhaddin Kaya dışında örneğin Feyzullah Karaaslan olsun, aday adayı olan tanıdığım bir çok
aday adayı'da geçmişte BDP ve çevresi dışında farklı Kürd siyasi geleneğinden siyaset yapan Kürd
yurtseverleridir.
- Örneğin daha yakın dönemde Şerafeddin Elçi CHP'de aday Şırnak'tan olurken, Altan Tan'da Refah
partisinde hemde HEP,DEP in olduğu süreçlerde yıllarca siyaset yaptılar.Bu konuda çok örnekler
verilebilinir.
- Selhaddin Kaya o dönemlerde basına verdiği açıklamalarda ,seçimi kaybetme gerekçelerinden
bazlarını medya'ya verdiği röportajda şöyle ifade ediyordu.
- Bağımsız aday olduğumu çevreme ve dostlarıma açıkladım.
- O dönemde bana BDP çevresinden teklif geldi.
- Bende bu teklifi değerlendirirken, genel merkezlerine
bakın ben düşüncelerim ve politik çizgimle partinize yakın biri
olmadığımı sizde biliyorsunuz.
- Bu konuda kendi düşüncelerimide onlara aktardım.
- BDP genel merkezinde adaylığım kesinleşince başta dönemin genel başkanı Murat Bozlak olmak üzere,Ahmet Türk CNN Türkte yaptığı açıklamalar başta olmak üzere Kandil.DEP,HEP geleneğinden gelen tüm kesimler benim adaylığımdan rahatsız oldular.
- Bu kesimin Çolig'deki geleneğini sürdürenler seçimlerde aleyhimde propoğandalar yaparak bırakın bana oy vermeyi , AKP'ye yüklenerek benim seçimi kaybetmemi adetta bir zafer olarak kutladılar.
- O dönemde BDP çevresi oylarını yakıp ve sandık başına gitmeseydiler ,Selhaddin Kaya yine kazanrdı.
- AKP ile Selhaddin Kaya arasındaki oy farkı yaklaşık 2,5-3 bin civarındaydı.
- BDP ler o dönemlerde şunu söylüyorlardı biz 3 bin oyumuzu Selhaddin Kaya'ya vermedik,itirafında
bulundular.
- Düşünebiliyormusunuz ? 3 bin oyu AKP'den alıp, Selhaddin Kaya'nın oyuna eklediğinizde 3 bin fark AKP'ye attığını matamatiksel olarak görürüsünüz.
- BDP çevresinde Selhattin Kaya'ya karşı olan bu çevreler o dönemde AKP çevresi başta Feyzi Berdibek
tarafından yakın takibe alındığını bilmeyen yoktur.
- Feyzi Beridbek ve AKP sarmalına takılan bu ilkesiz ve menfaat
çevreleri oyları AKP'ye kanlize etmektede beis görmediler.
- Hangi aileler ve çevreler´le ilişkiye geçttiğini, ummarım Çolig'den yazan
biri çıkar.
- Çolig'den uzak olduğum için duyumlarla yorum yapmak sağlıklı olmaz.
- Çolig'de dün olduğu gibi bugünde yapılan hile ve entrikaları kim
yaparsa yapsın teşir etmek gerekir.
-Aksi taktirde , hala çok seçimler kaybedileceği gibi bazı rantçı ,popilist siyaset yapan insanlar Kürd siyasetinde at oynatmaya da devam ederler.
****************
- Sonuç olarak,
- Kürd siyasetinde tanıdığım bazı hemşerilerim yazdığı yazılar ve yaptığı yorumlarda ülkede olsaydık,
- HAK PAR veya Şerafettin Elçi'nin DKP olsaydı oy verecektik gibi
açıklamalar yapıyorlar.
- Gerekçeleri savunduğu tezler şuandaki BDP ve çevresinin savunduğu
tezlerden daha ileri ve Kurdistani olduğu yönündedir.
- Bu arkadaşların düşüncelerinede saygı duyarım.
- Olaylara nesnel yaklaştığımızda bu düşünceleri savunan hareketlerin
liderleri hem Burkay hem Şerafeddin Elçi'nin Kürd siyasetindeki zik
zakları,tuarsızlıkları,yıllarca beraber siyaset yaptıkları yakın kadroları ve
yoldaşlarını nasıl hoyratça kullandığını bilmek gerekir.
- Doğru söylemler,doğru adımlar atılırsa değer bulur.
- Bende bu arkadaşların aksine Çolig'de olsaydım bu seçimde olaya
ideolojik-politik bir tercihten ziyade kişisel tercihle yaklaşırdım.
- Çünkü,
- Dr Ilhan Çakabay ;
- Mesleğine başladığı günden beri Çoligdeki hizmetleriyle anılan bir
şahsiyetir.
- Şaibesiz, dürüst ,cesur ve fedakarlığıyla tanıdığım ve tanık olduğum
yürekli bir o kadarda gururlu bir insandır.
- Benim Dr Ilhana oy vermemin gerkçesi tamamaen kişisel olduğu kadar
insani,vicdani olduğunu hatırlatmak isterim.
- Eğer bir insan bildiği doğruları, söylemiyor veya yazmıyorsa, en büyük
vicdansızlığı yapmış olur.
- Sözüyle yazımı bitirmek istiyorum
Selam ve saygılarımla,
Orhan Zuexpayıc
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder