DERDE MÎRUN
* 1925 Kurdistan direnişinde fedakar iki Kürd kadını üzerine araştırma ve inceleme yazımı yayınladıktan sonra bana bazı ek bilgiler daha geldi.
* Bu ek bilgileri çok degerli ve tarihi olduğu için kaleme almak istedim.
* Bu bilgileri bana hemşerim Mahmut Arif Ayçiçek kısa notlar şeklinde yolladı.
*Notlardaki bilgiler'in tümü Çolig'li Derde Mirun üzerinedir.
* Bu notlarda , Derde Mirun olayına başka bir yorum kattığı gibi, yine Derde Mirun'a atfen söylediği orjinal kırdki (zazaki) o tarihi sözleri sizinle paylaşacağım.
* Ayrıca, değerli hemşerim yakın dönemde çıkardığı kırdki dili üzerine " HA VAJ HA VAJ" adli şiir kitabında da Derde Mirun'un anısına bir şiiri'de kaleme almıştır.
* Bu şiir'de anlatılanlar, Derde Mirun ve ailesinin trajik yaşamını çok net ortaya koyuyor. Bu şiiri'de yazımın sonuna aktaracağım.
**************
Derde Mirun , üç çocuğu'nun şehadetiyle ilgili olayı , yıllar önce Mahmut Arif Ayçicek'in annesine anlatmıştır. Mahmut Ayçiçek'in kaleminden yaşanan bu anekdotu aktarıyorum.
Bu tarihi anektoda bende bir katkı sunmak istiyorum.
Rahmetli annem ölmeden önce bu konuyu bana herzaman anlatırdı. Ve kendisi DERDÊ MİRUN la bizzat bu konuyu konuşmuştu bana dedigi şuydu.
"Birgün Derde bize gelip, misafir oldu. Birçok konu üzerine konuştuk. Ben cocuklarının idam meselesini kendisine sordum.Kendiside bana dediki.! mahkemeye gittik ,oğullarımı ve kocamın yeğenininide tutuklamışlardı. Hakim idam kararı verdi ve sonra bana dönüp dediki..
*Derdiye hanım ,bizim kanunlarımıza göre bir aileden hepisini asmayız. Birini sana verecegiz ve senin birini seçmen lazım,dedi. Bende o anda oğullarımın ve yegenimin gözlerinin içine baktım. Hepiside genç delikanlı idiler. Karekterlerini göz önüne aldım fakat seçme işini yapmadım. Hakime dedimki ! ben oğullarımı seçmiyecegim ve seçersem günah işlerim. Bu günah sizin olsun dedim. Hakim beni dışarı çıkardı ve sonra hepisini astılar. Suçlu bir vicdan la yaşamıyorum bu onların adaleti olsun benim degil, dedim.
Sonra Derde MIRUN kahramanı oğullarını alıp, köyüne getirir. Ve mezarlar kazılır defin sırasında toplanan insanlara esaslı bir fırça atar. Hakaret eder ve acısını bu yigit oğullarının defininden sonra pek kimseyle paylaşmaz.
Ben HAVAJ HAVAJ şiir kitabımda bu kahraman annemize bir şiirde yazdım.
***************
*Ve yıllar geçtikten sonra Derde Mirun'un Îstiklal mahkemesinde bir çocuğunun kurtulması için niye karar vermediğini şu tarihi sözlerle açıklar.
* Bu sözlerini kirdki (zazaki) ifade eder,
- "Ez unyena hulqun bacé duna dılqun...."
Bu sözlerin türkçe anlamı,
"Yapılarına bakarım fikrimi kararımı görüşümü ona göre söylerim"
* Derde Mirun bu sözlerle istiklal mahkemesinin niyetini ne olduğunu çok iyi gördüğü gibi,önüne koydukları tercihinde aldatmaya yönelik olduğunu
yıllar sonra da olsa dile getiriyor.
**********************
* Derde Mirun'un üç çocuğunun idamlarıyla ilgili yazılı bir kaynağıda aşağıya aktarıyorum
11 Mart 1926 tarihine kadar, Çapakçur’lu Şükrü Efendi "Faik Ertuğrul'un babası", (Ali oğlu Said, Ali oğlu Faik, Ali oğlu Ibrahim, Derde Mirun'un çocukları) Mehmet oğlu Selim, Ömer oğlu Ahmed, Safa oğlu Osman, Mehmed oğlu Abdülkerim, Ibrahim oğlu Ali, Molla Hacı Yusuf, Cündioğlu Feyzullah, Hasan oğlu Osman, Halil oğlu Mustafa, Silo Ahmed, Yaşar oğlu Ömer, Davud Efendi, Veysel ve ayrıca Tiran aşiretinden 10 kişi daha idam edildiler.[11]
[11] Hakimiyet-i Milliye, 11 Mart 1926.
************
Mahmud Arif Ayçicek'in kırdki şiirini aşağıya aktarıyorum.
DERDÊ MİRUN
derdé mirun derdé mîrun ( Mirlerin Derdisi, Mirlerin derdisi)
cînî nîya zé cumyerdun (Kadın değil sanki erkek gibi)
hîrî hew tırm eşt pé paştun (üç cesedı aldı sırtına)
qehraman ma derdé mîrun (Bizim kahramanımızdır Derde Miran)
derdé mîrun şı mehkema (Derde Miran gitti mahkemeye)
hîrî laj'ıb o bîn deza (üç oğluydu,biri amcazadeleriydi)
hîrî tenîr bırya ceza ( Üç oğluna çıktı ceza "idam ")
va hîrî tay yoz est xalza (Söylediler üç tane az ,birde dayıoğlu)
dalıqnayiş fermun yın'ıb (Idam fermanlarıydı)
va dı hew mar o bin tür'ib (Mahkeme dediki iki oğlun bize ,biri sana)
derd pay vındert va şımar'ib (Derde Mirun kalktı,dediki hepsi sizin olsun)
bıdén tırm mı ez ben çolig (Verin cesedlerimi götüreyim Çolig'e (Bingöl)
va ez xuertun nı vicnen'a (Ben gençlerin arasından tercih yapmam)
zerré xud kerrun besten'a (içime taş bağlarım)
ni qirrena niz bermen'a (Ne bağırırım, ne ağlarım)
heyun qıyum dehwedar'a (Kiyamete kadar sizden davacıyım)
derdé mirun laj xu guret (Derde Miran çocuklarını aldı)
berd dewé xu nıda mınnet (Kendi köyüne götürdü,kimseye minet etmedi)
va ın ferman bé edelet ( Mahkemenin bize fermanı adaletsizdi)
zulumkari şımar namzet (Zulme siz adaysınız)
Nuştox/ Mahmut Ayçiçek
Son söz olarak ,
Atatürkün kurmuş oldugu çete gurubunu (Istiklal mahkemeleri) lanetliyor. Kürd şehidlerini anarken, böyle dirayetli annelerin merdane tavırlarını yazarakta feyiz alıyoruz.
Selam ve saygılarımla
Orhan Zuexpayic
***************************************
ÖYKÜ
* Bu anekdot yine Şeyh Said hareketinin bastırılmasından sonra Xarpet İstiklal Mahkemesi'nde Derde Miran'ın yaşadığı trajedidir.
* Tesaddüf mağdur ve direngen kürd kadınının ismi yine Derdi, nam ı diğer Derde Miran'dır.
* Bu trajedi 1926 yılında Xarpet İstiklal Mahkemesi'nde yaşanır.
* Derde Miran, Çolig'in Sınî köyünden Ali Bey'in eşi olup, kendisi Zeki Hülağüoglu'nun verdiği bilgilere göre Mala Suwar (Cibran aşireti'nin kolu) ailesine mensuptur.
* O dönemde Hakimiyet-i Milliye Gazetesi'nin 11.03 1926 tarihli haberinde Çapakcurlu Şükrü Efendi (Faik Ertuğrul'un babası) ve Sınî'li Ali Bey'in oğullarının (Said, Faik, İbrahim) içinde bulunduğu 10 kişi Xarpet'te idam edilirler.
* Ehmede Dirihi hemşehrimde bana gönderdiği bir notta ise Şükrü Bey ve yakın akrabaları Ali Bey'in üç oğluyla beraber 14.01.1926 da idam edildiği yazılıdır.
***
- Derde Miran'ın üç oğlunun idam edilmesiyle ilgili yakın akrabası sayılan merhum Faik Ertuğrul'un kızı Avukat Neslişah Ertuğrul'un bana gönderdigi notlarından alıntı yapmak istiyorum:
- Derde Miran diye bahsettiğiniz Hanım da babamın amcasının kızıdır. (Bu görüş ile Ehmed Dirihi'nin görüşü aynı değildir)
- Onun da üç evladı İstiklal Mahkemelerinde sözde! yargılanarak idam edilmiştir.
- İlginç bir anekdot anlatmıştı annem bu konuda; üç çocuğu asılmadan bir gün önce komutan, Derde Miran'ı, yani çocukların annesini çağırır ve "üç çocuğundan birini affedeceğiz, hangisini affetmemizi istersin sen seç" demiştir.
- Anne her üçüne de bakmış ve yeni evlenen daha elleri kınalı olan oğlunu gözüne kestirmiştir.
- Ancak diğer çocuklarının ona bakışlarını görünce kararını açıklayamamıştır.
- Bunun üzerine komutan sen şimdi git, madem karar veremiyorsun biz yarın sabah birinin canını sana bağışlayacağız der.
- Ancak ertesi sabah olduğunda anne, tekrar gider ve üç çocuğunun dar darağacında sallanan cesetlerini görür, onları kendi elleriyle yıkar.
- Böyle yaşanan yüzlerce olay annem sayesinde hala hafızalarımızda can yakıcı bir şekilde canlı ne yazık ki, bana aktardığı bilgileri aktarıyorum.
***
Tahsin Eriş ve Felat Özsoy, Şeyh Said hareketiyle ilgili kitabında Derde Miran ve çocuklarıyla ilgili yaşanan sahneyi kısaca şöyle aktarıyorlar:
- 1925 hareketi bastırıldıktan sonra Çapakcur beylerinden Ali Bey Sınî'nin eşi olan Derde Mîran ayaklanma esnasında birçok yakınını yitirir.
- Ayaklanma sonrasında üç oğlu İstiklal mahkemesinde idama mahkum edilirler.
- Faik, Said ve küçük oğlu İbrahim bey adındaki bu üç evladının idam kararları verilmeden hakim, Derde Mîro'ya bir oğlu'nun serbest bırakılabileceğini, bunlardan birinin seçmesini ister.
- Derde Mîro kararsızdır. Her üç oğlunu da sevmektedir. Küçük oğlu İbrahim altı aylık evli bir gençtir.
- Diğer evlatlarını da seven Derdê Mîro'nun küçük oğluna daha çok acıdığını gören mahkeme üçünün de idam kararını verir.
- İdamlar infaz edilirken, önce İbrahim'i dar ağacına çekerler ve sonra diğerlerini, idam edilenler arasında yakın akraba çevresinde birçok kişi daha vardır.
- İdamları hiç göz yaşı dökmeden izleyen Derde Miran, her üç oğlunu idam sehpasından kendi elleriyle indirir.
- Ve tüm parasını harcayarak bu evlatlarını kendi elleriyle mezara gömer.
- İdamlarda yaşanan bu enstantane , Derdê Mîro köyüne dönerken köylüleri, çevre köylerdekiler bu duruma hayıflanırlar, onun evlatlarının arkasından ağlamamasını yadırgarlar.
- Derde Miro ise onlara şu tarihi cevabı verir:
"Gerek ço ver dışmenid qehr xwi belı mekır"
(Düşmanın önünde kendi kahrını belli etmemek gerekir)
*************************
AHMED DIRIHININ DERDE MIRUN LA ILGILI KIRDKI/ZAZAKI YAZISI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder