ESKÎ MÎLLETVEKÎLLÎMÎZ AVUKAT YUSUF COŞKUN VE YAŞADIGIM BÎR ANEKDOT ?





Avukat Yusuf Coşkun aslen Solhan/Bongılan ilçesinin Kale köyündendir.

Babası Orman muhafaza memuru Mustafa Coşkundur.

Ailesini yakinen tanıyorum.

Bir ağabeyi ile ortaokul ve lisede beraber aynı dönemlerde okuduk. Ağabeyi ve büyük eniştesi ideolojik/politik olarak ülkücü bir geleneğe sahiptiler.

 Eğtimci eniştesi bir dönemde onun danışmanı Bingölde ülkü ocaklarının 1970 li yılların ortasında yönetiminde yer alan biriydi. Yusuf Coşkun ülkü ocaklarında yer almasada böyle bir aile ortamında büyümüştür.

1987 yılında hukuk fakültesini bitirerek Bingöle gelip, avukatlık bürosu açıp, mesleğini icra etmeye başladı.

Avukat Hüseyin Turhallı ile beraber kısa bir dönemde olsa büroyu ortak kullandılar.

Hüseyin Turhallı ile ilk tanışıklığımızda burada başladı.

Hüseyin kısa dönem askerlik görevinden sonra ailesi Diyarbakır'da ikamet ettiği için Bingöle ilişkisini kesip, mesleğini Diyarbakırda devam etti. 

1997 yıllıydı, Diyarbakır DGM devam eden (3) davam vardı. Avukatım Diyarbakırda olduğundan bazen hukuki konularda aynı binada avukatlık yapan  Avukat Sabri Erik ve Yusuf Coşkuna danışırdım.

Sağolsun her ikiside bana yardımcı oluyorlardı.

Birgün yine Yusuf Coşkun'un bürosuna uğramıştım.

Bingöl lisesinde sanırım Felsefe öğretmeni olan bayan bir  müvekilli ile görüşüyordu.

Beni görünce bayan öğretmene dediki !

eğer mahsuru yoksa çok sevdiğim Orhan (Kaya) ağabeyde senin şikayetçi olduğun davanla ilgili anlatacaklarını dinlesin. 

Felsefe ögretmeni avukat bey siz nasıl uygun görürsen deyip, kabul etti. 


**************

Bayan Ögretmenin kısaca anlatımlarını aktarayım. 

Ankara ODTÜ , Türkiyenin sayılı bir üniversitesinde Felsefe öğretmeni olarak mezun,olur.

1993,94 lı yıllarda Kurdistanda görev yapan sanırım ortaokul veya Lise mezunu bir uzman çavuş'la evlenir.

Eşinin görev yeri Bingöl olduğu için onunda tayini Bingöle eş durumundan dolayı çıkar.

Bu evliliginden iki çocuğu olur.

Uzman çavuş olan eşi Bingölde hemen hemen hergün kırsal'da operasyonlara katılır.

Bazen 3,4 hafta eşi ve çocuklarını görmez.

Tabi bu sıkıntılı ve stresli yaşam 2,3 yıl sürer.

Felsefe öğretmeni olan bayanın anlatımlarından , eşinin operasyon dönüşünde eve geldiğinde travma yaşadığı ve  psikolojisinin bozulduğunu , eşi ve çocuklarına son dönemlerde fiziki şiddet uyguladığını söyledi.

Bu nedenden dolayı eşinden ayrılmak istediğini ve eşinin şiddete meyili olduğu için 3,4 aydır mahkemece evden uzaklaştırıldığını aktardı. 

Avukat Yusuf bu konuda benimde fikrimi almak istedi.

Orhan Ağabey sen bu konuda ne düşünüyorsun,dedi ?

Tabii ben bayan öğretmene düşüncelerimi aktardım.

Türkiyenin en karyerli bir üniversitesinde hemde felsefe egtimi almışsınız.

Mesleğiniz felsefe bilimi ,  sorgulamaya,düşünmeye bilgiyi bilimsel olarak anlama araştırılması ve çözümleme metodolojisine dayanır.

Eşinizin mesleği ise coğrafyamızda süren düşük ölçekli bir savaş vardır.

Uzman Çavuş mesleği Kürd coğrafyasındaki savaş için devlet tarafından ihdas (oluşturma) edilmiştir.

Eşiniz bu meslekte eğitilirken Kürd halkına nasıl baskı ve şiddet uygulanacağını,

hangi dili kullanacağını,

coğrafyayı nasıl yakıp yıkacağını ,

Kürd halkını nasıl red ve inkar edeceğini ,

halkı ahlaki olarak nasıl yozlaştırıp düşürüleceğini,

Kürdleri nasıl öldüreceği öğretilmiştir.

Ve ögretmene dönerek ikinizin meslegi (ateş ve barut)  gibi birbirine zıt ve uçurum olan mesleklerdir.

Bunun yanında ikinizin eğtim, kültür farkı olduğunu , söyledim.

Bu düşüncelerimi aktarırken dikkatle dinleyip, bir nevi doğru olduğunu kabul etti.

Bayan öğretmen devamla birşey daha itiraf etti.

 Dediki ! eşimin anlatımlarında kırsala operasyona çıkarken , komutanı subay (Binbaşı)emrindeki uzman çavuşlara  ve diğer askerlere küfür ve hakaretin yanında bazen şiddete uyguluyor.

Eşim kırsalda komutanından gördüğü bu zulüm ve hakaretlerle adeta travma yaşıyor.

Aynı davranışlarından olsa gerek  bana ve çocuklarıma aynı eziyeti yaşatıyor,dedi. 

Avukat Yusuf ,bayan öğretmenle olan bu sohbetimizde şunu söyledi !

 Şuanda bende 30,40 arasında polis,korucu,subay ve güvenlik görevlisi ailelerin boşanma dosyaları olduğunu aktardı.

Dosyaların çoğuda  geçimsizlik, baskı şiddet, kısaca bu minvaldedir.  Düşünün dedi , Bingöl de onlarca avukat var hepsinde bu dosyalar benim kadar olmasada epeyce vardır,dedi !


******************

Bundan 3,4 ay evvel Bingölde yaşayan eğtimci bir arkadaş yazdığım bir yorum nedeniyle bana bir mesaj gönderdi.

Ve dediki ! yorum yazdığın insan hakkında çok iyi niyetli ve abartılı methiyeler dizmişsin.

Halbuki bu kişi yazdığın cümlelere layık biri değildir.

Bende kendisine dedimki !

Ben ülkedeyken bu kişinin duruşu benim anlatığım gibiydi.

Eğtimci arkadaş devamla sen 23 yıldır ülkeden ayrılmışsın.

  "Bu köprünün altında ne sular geçti."

hiçbir şey eskisi gibi değildir,dedi.

Yine sayfamda Feyzi Berdibek ve Cevdet Yılmaz üzerine ironi (alay) eden bir yazı kaleme almıştım.

 Yine eğtimci başka bir arkadaş Avukat Yusuf Coşkuna haksızlık yapmışsın,onuda bu ikiliye monte etmen gerekir,  yorumunu yazmıştı. 

Sosyal Medya'da son dönemlerde Yusuf Coşkun için çok olumsuz ve ağır ithamlarda Çoligli hemşerilerim yorum yazıyorlar.

Özellikle iş,para,ihale kısaca ,çek senet illegal iş takibi üzerine çok profesyonel olduğunu söylüyorlar.

Bingölde Devlet ihalelerini alan ÖZALTIN INŞAAT'ın Bingöl'de AKP'nin kasası olduğu, bu firmanin hukuk danışmanı Yusuf Coşkun olduğunu söylüyor. Sosyal medyada geçenlerde bir hemşerim şunları yazmıştı. 

Özaltın firmasının sahibi Hayrettin Özaltın'ın sohbetlerinde Yusuf Coşkunu anlatırken

 "Gözleri fıldır fıldır,Dolardan başka birşey görmüyor."

cümlesini kuruyor. 

Bundan dolayı maddi olarak büyük bir ekonomik güç haline geldiğini sosyal medyadan okuyorum. 


*************

Son söz olarak , 

Yusuf Coşkun Kürd coğrafyasında bir hukukçu olarak devlet güvenlik güçleri ve ailelerinin yaşadığı travmaları çok iyi biliyor. Felsefe öğretmeniyle beni buluşturması ,aslında kirli savaşın sosyal-psikolojik sonuçlarını benimle paylaşmak istedi.

Ama Îl başkanı,Milletvekilli ve bakan yardımcısı olduktan sonra anlaşılan Bingölün sorunları umurunda bile olmamıştır.

Kürd coğrafyasında bir avukat kimliğiyle yaşanan köy yakma,işkence,güvenlik güçlerinin tecavüz ve hukuk dışı uygulamalarını çok iyi bildiği halde ses çıkarmadığı gibi,çanak tutmuştur.

Milletvekilliği onun için rant, iş takibi,illegal ve hukuk dışı yollardan para kazanma kapısı olmuştur.

Çünkü kendisi ve aile çevresini bürokratik/ekonomik olarak bir güç haline getirdiği bir realitedir.    

Yusuf Coşkuna haksızlık olmasın diye onu Cevdet Yılmaz ve Feyzi Berdibekten ayrı olarak kaleme aldım, 

Türkiyede nasilki ! tüm ihaleler beşli çete'ye peşkeş çekiliyorsa, 

Bingölde (Cevdet-Feyzi-Yusuf) tıpkı mahşerin üç atlısı olarak görüyorum. 

Taktir Çolig (Bingöl) halkınındır, ben sosyal medyadan ve şifahi görüşmelerimden öğrendiklerimi yazdım.

Malesef benim nazarımda üçüde Kundır/Kabak yani içi boş insanlardır. Sorgulamadan ve korkarak mecliste el kaldır ,el indir ama menfaati için ahlak, onur şeref başka bir şey düsünmüyorlar.

Bu yazımdan sonra duyarlı olan hemşerilerim ummarım bilmediklerimizide  onlardan öğreniriz. 


  Selamlarımla 


Orhan (Kaya) Zuexpayıc







 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

@templatesyard