MUHYEDDÎN AYDARLA ;HACI CEMAL ELÇÎ ÜZERÎNE YAZILAN ÖYKÜLE ÎLGÎLÎ TARTIŞMAM VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERÎ ?
Hacı Cemal Elçi
Bu tartışmamın nedeni Hacı Cemal Elçi ile ilgili yazdığım öykünün Muhyeddin Aydar bey kendine ait
olduğunu, bu öyküyü yazarken kullanıldığımı,?
ve devamla, yorum yazan okuyucum ve aynı zamanda öykünün kahramanlarından Sare Erebunun
köylüsü Mehmet Sırrı Demir bana tesekkür ettiği için,
Muhyeddin Aydar'ın gösterdiği reaksiyon ve verdiği cevabı aşağıda okuyabilirsiniz.
Bunun yanında yorum yapan diğer değerli yorumcularımada aynı saldırıda bulunduğunu göreceksiniz.
Tartışmamın ,kısaca ana ekseni budur.
*****************
Muhyeddin bey ,
yazdığın tüm yorumları zaman sıralamsına göre dikkatlice okudum,
ve kayd ettim.
Acaba benim anlama sorunumu var ? yoksa sizdemi !sıkıntı var,diye düşünmedim,değil,
yazdığın yorumlar çok açık ve net hakaretvari, küçük düşürücü cümlelerin ortadadır.
Bunların hepsini sıralamak istemiyorum.
Muhyeddin bey , yorumunda öykülerim siteden çalındı diye siteden çekip ,
arşive koydum diyiyorsun ?
Kürd halkından bildiklerini saklamak veya mahrum etmek haksızlıktır.
Benim blog sayfamdaki çalısmalarım herkese açıktır.
Bir çok değerli insanlar kitap yazarken , mütevazilik göstererek ,
Orhan senin çalışmalarını referans gösterermek istiyoruz, haberin olsun diye görüşümü aldılar.
Bende memnuniyetle çalısmalarımı tüm halkımla paylaşmaktan gurur duyarım.
Dr.Sıraç Bilgin nin Şeyh Şerif Kelaxsi kitabi,
Yusuf Ziya Hoca'nın Biçar Tenkil hareketi,
Kadri Yıldırım hocanın hazırladıgi Kurdistandaki din adamlari,Şeyh ve seydalar üzerine çalışmalarında,
Bazen , çalışmalarımı birçok Kürd internet siteleri aynı anda da yayınliyorlar.
mütevazilik göstererek benim blogumdan referans aldıklarını,
Bunun yanında gerek ülkede gerekse yurtdışında üniversitelerde tez hazırlayan birçok öğrenciye
çalısmalarım hakkında yardımcı olmuşumdur.
**************
Muhyeddin bey,
Senin yazdığın öykü benim sitemde de alıntı olarak hala asılıdır.
Benim yazdığım öykü le karşılaştırırsanız ,içerik olarak senikiyle uzaktan yakından benzerlik bulamazsın.
Benim tarihi bilgiler,coğrafik kavramlar,referans gösterilen kişi ve kaynaklar olsun ,çok yönlü ve dahada zengindir.
Benim öykümün kurgularının ruh ve felsefesi seninkiyle uzaktan yakından alakası yoktur.
Sen öykünü kısada olsa sınırlı ve merhum Nihat Elçinin verdiği bilgilerle kurgulamışsın.
Benim öyküm'de biraz karışık,yarı öykü yarı nesir şeklinde yazmışım.
Öykü ile karışık düz yazımda ayrıca ,tarih,felsefe,coğrafik alanlar,siyaseti bulduğunuz gibi muhatapların isimlerinide kim olduklarını da açıkça belirtmişim.
Bu öyküyü senden önce daha 2.000 li yılların başıydı,
Seyitxan Kurıj'la beraber yazılması için istişare edip ,kendisine bilgilerimide aktardım.
Seyitxan bu hikayeyi hemde anadili Kırdki (Zazaki) kaleme aldı.
Vate dergisinde olduğu gibi ,GREV adlı kitabında da yayınladı.
Muhyeddin bey, bu öyküyüde okursan seninkiyle ruh ve felsefesiyle bir benzerlikte bulamazsın.
Dünden beri paylaştığım bu çalışmamdan rahatsız olup,
yazdığın yorumlardan ve isnat ettiğin suçlamaların maddi hiçbir değeri yoktur.
Seninkisi artık öyküden çıkıp, kişisel haklarımıza saldırmaya başladın.
Muhatabın ben olduğum halde yorum yazan ve yakinen tanıdığım ve değer verdiğim insanlarıda hedef almaya başladın.
Kiminle oturup,kalkmadan tut,kiminle arkadaş olmaya kadar bana yol haritası bile çizdin.
Bu konuda ,sizde taktir edersiniz, benim irademi kimse ipotek edemez.
Kimsenin yönlendirilmesi ve etkisinide kalmak bir tarafa,aferin ve teşekkürlerede ihtiyacım yoktur.
Ama calısmalarımın değerini bilen ve bu konuda fikri destek ve yorum yapanlarada sonsuz tesekkür ederim.
Kişilik haklarına hakaret ettiğin şahsiyet, ve yakını eskı milletvekilliği yapan kisiyide yakinen takip ediyorum.
Bu eski milletvekilli hangi çevrelerden ikbal peşinde olduğunuda biliyorum.
Yaşca birbirine yakın olsalarda
kişilik haklarına sataştığınız kişi o eski mebusun amcasıdır.
O eski mebusun , amcasına karşı kullandığı dilde saygısızcadır.
Muhyeddin bey,
meşaketli bir iş yaptığımın bilincindeyim sen ne ilksin , nede son olacaksın.
Sadece senin bölgenden benim yazılarıma bugüne kadar enaz 5,6 kişinin (Abdurrahim Ariç,Tahsin Bayram .......) saldırısı oldu.
Çünkü ben yöremizde yaşanan tarihi yaralara neşter vuruyorum.
Yıllar evvel merhum Dr.Sıraç Bilginin Waletparez sitesinde yazarken,
yine bu defa bize yakın çevreler ,yazdıklarımdan rahatsız olmuştular.
Dr. Sıraç Bilgin o dönemde bana bir sözü hala hafızamda.,
Derdiki ! Orhan sen doğru yoldasın,senin
yazdıkların Kürd sözlü kaynaklarınla tarihimizi güçlendiriyorsun.
Sana sataşanlardan bazıları cesaret edemediklerinde mahlasda kullanıyorlar
kim olduklarınıda biliyorum?
Sana sataşan bu çevreler senin yazdıkların konusunda bilgi kaynakları varsa onlar yazsınlar.
Bu çevreler senin önüne barikat çeken çevrelerdir.
Ülkemden zulüm baskı haksızlıklardan dolayı hicret ederek Awrupaya çıktım.
Hicret kelimesini bilerek kullanıyorum,
Islam tarihinde de birçok peygamber zulümden dolayı hicret etmişlerdi.
Eger kimseye yaranmak ve aferinlerin peşinde olsaydım, bizde ülkede
usulce itaat eder, ve bu tarihi yaralara neşter vurmazdık.
Yaşamımızı sesizce ve üç maymuna oynayarak devam edebilirdik.
***************************
Sizin yorumlarınızdan bir kaç alıntıyı aktarıyorum, okuyucuların da taktirine bırakıyorum.
Muhyeddin Aydar,
Okuyucum Mehmet Sırrı Demire, verdigin cevap, bu okuyucumda Sare Erebunun köylüsü,yakınıdır.
Bu öykü bana ait bir öyküdür. yukarıdaki yorumu okusana. Anlamıyor musun? Çalıntı bir öykü, öykü benim yıllar önce yazdığım bir öykü.
sen hala Orhan Bey teşekür ederim diyorsun.?
Benim yorumum,
Bu yorumu sıradan bir kişinin okursa ,gerek senin okuyucuma karşı uslubun,
gerekse açık ve net çalıntı kelimesini kullanman yenilir,yutulur cinsten değildir.
Muhyeddin Aydar
bu yorumu'da Şeyh Said efendinin torununa atfen yazmıştır.
Orhan bunlara güvenme, bunlar adamın anasını boyar babasına satarlar. bir halkı yediler hala doymamışlar, bilmiyor musun? Bak seni iki kelimeyle nasıl uysal kediye çevirdi. şereflendin değil mi?
Bu yorumdaki hakaret ve küçük düşürücü söylemlerinizi ,
okuyucuların taktirine sunuyorum.
Resmi Ideolojinin tarihçileri,istihbaratçıları bile bu kadar ileri gidip,bu cümleleri kuramazlar.
Kürd değerlerine,siyasetçilerine , topyekün Şeyh Said efendi ve dava arkadaşlarına
ailesine kadar uzanan hakaretlerden bahs ediyorsun.
Ben bunların Istiklal mahkemesindeki ihanetlerini, em ...küm edenleri hepsini yazacağım,diyiyorsun.
Benimle ilgili benzetmelerine (Uysal Kedi) siyasi kişiligim,ve terbiyem el vermediği için senin durumuna düsmeyeceğim.
Niye bu duruma düsmediğimide sana söyliyeyim?
Babanız merhum Hacı Ahmet Aydar gözümün önüne geldi.
Babamin hem iş arkadaşı hemde değerli bir dostuydu.
Cok kalender biri olmakla beraber müteddiyen bir insandı.
Çok iyi hatırlıyorum babamla Belediye gitigimizde merhum babanızı samimiyetlerinden dolayı hep ziyaret ederdik.
Merhum babanızla aynı odayı paylaşan merhum Kazım Baylaz (Kazım El Ömer),hemen bitişik odasında elektirik teknikeri Ismet Aydoğdu, bir araya gelip sohbetlerin tanığıyım.
Bu saydıklarımın hepsinin ailesi 1925 hareketinde bedel ödeyen ailenin çocuklarıydı.
Ama değerli ailelerin çocukları , Orta-Asyadan ithal edilen ucube ideoloojiler başta olmak üzere
Orta-Dogudaki ırkci şoven Baas Milliyetciliği,Islam ümetciliği ,iflas eden bugün esamesi bile olmayan kominist ideolojilerle, Bu insanların cocuklarının bır kısımı aidiyetlerinden uzaklaştılar.
Cigerxun nun dediği gibi (KÎNEM) kim olduklarından utandılar.
Ve buda yetmedi birbirini boğazladılar,Çolig gibi küçük bir yerde onlarca değerli
insanların evladtları heba edildi.
Muhyeddin Aydar , bu defa
Şeyh Said ailesine atfen yazdığın yorum,
1925' ten beri mağdur olan onurlu aileleri bir gün arayıp sordular mı? ne yersiniz ne içersiniz diye, kendi ailelerinin dışında hep bizimle karagöz hacıvat oyunu oynadılar, İstanbul, Ankara'da yan gelip yatılar. İş millet vekiliğine gelince ortaya saçılırlarbunları tanıyorum tanıdığım için güvenme dedim. paşa gönlün bilir. artık hiç bir şey saklı kalmayacaktır. yakında bu kutsal davada şeyhlerin yaptığı ihaneti de duyacaksın, istiklal mahkemelerinde kimlerin dik durduğunu da, kimlerin kem küm etiğini de okuyacaksın. benim kimsenin methiyesine ihtiyacım yok, ne sana nede Kasım Fırat'ın methiyesine ihtiyacım var.
_______________________________________
Bu yorumda sanki Şeyh Said ailesi çok rahat bir nefes, yaşam sürmüş,
Hacı Sadıkın ailesini niye sormamışınız ?
ne yersiniz ne içersiniz,çok absürt bir soru.
Şeyh Said ailesi 1925 te idamlardan tut, sürgünler,tutuklamalar bin xete gidişleri,Iran rejimi tarafından yine aileden şehitleri,yaşanan trajediler anlatmakla bitmez.
Sizin ailede sürgüne giden ve gitmeyen,
veya hareket sonrası saf değistirerek devletle beraber
direnişçilere karşı savaşan insanlar çıkmışsa,
sorunu başka yerde aramayın kendi aileniz içinde arayın.
Îlişkiler bundan dolayı kopmuş olamazmı ?
Ailenizden bir bölümünü tenzih ediyorum.
Hatta Diyarbakira göç eden ve orada köy kuran akrabalarınızlada ilişkim var,
ve yazışıyoruz.Akrabalarınızın dünya görüşleri Kürd meselesine bakış açıları
sizinkinden çok farklıdır.
Yakın dönemde ailenizde ön-planda olan amcazadeniz,
ucube tamamen Orta-Asya patentli fikirleri coğrafyamıza ithal edilerek kullanılmadılarmı ?
Murad havzasında ,Çolig merkez başta olmak üzere özellikle Dareheni çevresindeki ağırlıklı,
Zıkte mıntıkasında insanlarımızın beyinleri dumura uğramadımı ?
kendi aidiyetlerinden uzaklaşıp,dedelerine reddi-mirasta bulunmadılarmı ?
Şeyh Said efendinin ailesiyle ilişkiniz kopmuşsa tüm yaşananlardan kendinizi sorgulayın?
Sadık Bey idam edildikten sonra ailenizin üzerinde oynan oyunları biliyorum.
Türk devleti iyi polis kötü polis rolüyle Sadık beyin ailesini bölüp,parçaladığınıda çok iyi biliyorum.
Cansorlu eşi Fatma Xanım, sizin tayfanız çocuklarını sürgüne yolarken ,
Dareheni beylerinden olan eşini yollamadılar,bunuda biliyoruz.
Gelelim Şeyh Said ve yakın arkadaşlarının Istiklal mahkemesindeki duruşlarına bildiklerini
kaynaklarınla yazman en doğal hakındır.
Yine dedenizle ilgili yıllar önce 3,4 yazı dizisi yazmıştın,ve bunun devam edeceğinide söyledin, amadevamını getirmedin.
Bu konuda bazı arkadaşlarla istişarede de bulundum,
Muhyeddin bey, niye yazmadı veya aile içinde
engellendi mi ? sorusuda aklımıza gelmedi değil,
********************
Gelelim, Hacı Cemal Efendi ile Sare Erebunun hikayesine,
bu öyküyü merhum Nihat Elçi'den aldığını aktarıyorsun.
Nihat söylediği herşey doğru mu ?
Nihat , Mehmet Aydarın çıkardığı kitapta çok yanlış ve taraflı bilgilerde aktarmıştı.
Mehmet Aydar, kitabında sözlü kaynaklarının çoğunda, Nihat Elçi'yi referans gösteriyor.
Mehmet Aydar , dedeniz Sadık beyinde içinde bulunduğu Kürd değerlerine,
kitabında çok küçük düşürücü ifadeleri vardır.
Adetta yeni cumhuriyetin modern ve cağdas olduğunu, (Kemalizm)kutsamıştır.
Feqi Hesen le ilgi yazdığım yazımda bu konuya değindim.
Mehmet Aydarın benim hakkımda şifahi çok olumsuz ifadeler kulandıgınıda duydum.
Nihat Elçi amcası hakkında verdiği bilgilerle ,
Mehmet Aydar (Hacı Cemal) hakkında haksız ifadeler kullanmıştir.,
töhmet altında bırakmıştır.
Hacı Cemal Elçinin çocuklarıda ondan dolayı çok rahatsız olmuşlardı.
Muhyedin bey gerek siz,
gerekse bizim yazdığımız öyküde,Hacı Cemal efendi için öyküdeki
kurgularımız Nihat Elçinin söyledikleri ve Mehmet Aydar'ın yazdıklarını yalanlıyor.
Verdiği bilgilerin kendisini çok çok aştığını söyliyeyim.
Benim , Sare Erebun ve Hacı Cemal Elçi ile ilgili bilgi kaynaklarım,
biliyormusun kimdir.
Burhaneddin Bilgin Efendiden dinlemişim ,
babamdan, hala hayatta oda bu olaya vakif ve Xeylanlı 81 kayın babamdan aldım.
Ayrıca, Sare Erebunun oğlu merhum Hacı Keki olsun çocukları torunları ile çok yakın aile ilişkilerimiz vardır.
Ailece gidip ,gelmelerimiz olduğunuda hatırlatayım.
Hacı Cemal Efendiyle bilgileri hem onun sohbetlerine katıldım,hem torunları Nihat Ertuğrul Hoca ,Şiraz Hoca yanında Nihat Elçile kapı komşuyduk onunlada tartıştık,
Nihatın kaynağıda annesi Faqide hanımdı.
Faqide hanımda Malla Şeş gıştın kızı ve harekete Manisada daha çocuk yaşta sürgün yaşayan biriydi.
Bu olayla ilgili derin bilgilerinin olduğunu tahmin etmiyorum.
Tüm bu çevrelerle bu öykünün hikayesini yılarca dinledim ve yazdım.
Hatta senin referans aldığın
Nihat Elçi bu konuda benim bilgilerimdende istifade ettiğini hatırlatayım size,
Vefat etmeden evvel Almanya ya geldi ziyaretimizede sohbetimizde bu konuda geçmişti.
Yaklaşık (5) yıl kapı komşuyduk,ailece gidip gelme ve tartışmalarımızın tanıkları ,
yani ailesi hala hayatadırlar.
Muhyedin beyö beninle ilgili ağır ithamına gelince,
Benim öykümü çalmışlar sözünüzü okuyanlar ,
sanki Orhan Zuexpayıc senin yazını kelime ve cümlelerle kopyalamıştır,
diye anlar.
Ve öykününde altına Muhyedin beyin ismini silmiş kendi ismini yazmış gibi algı yaratın.
Benim olsun,Seyitxan Kurıjın yazdığı öyküler ruh ve felsefesi başta olmak üzere kurulan cümleler,kelimelerle kesinlikle benzerlik yoktur.Bu böyle biline,
Ayrıca , misal vermek istiyorum ,
Ayıptır ,yazıktır ,günahtır tum yorumların da kayıtlıdır bende ,
degerli bir dost olduğumu söylüyorsun.
Devamında ben sana uysal Kedi nasıl söyleyebilirim diyede yazdığın ifadeleri bir türlü kabullenmek istemiyorsun.
Gercekten analamakta zorlandığım gibi ,psikoloji bir vaka yaşıyorsun.
Şeyh Sait hareketi üzerine belki onlarca kitap yayınlanmış,
ve herkes kendi penceresinden yorumlamıştır.
Yine anlaşılsın diye Saidi Nursi üzerine hakeza,benim kütüphanemde var (4) tane
kitap üzerine yazılmıştır.
Rohat Alakom Kürd Milliyetçliği,
Malmısanıj,Sosyalist bir pencereden,
Kardeşi Abdulmecit Ünlükulda Nubuhar yayınlarında islamci-Kürd kültürü
penceresinden bakmıştır.
Simdi Saidi Kurdi'yi ben yazdım sen yazamasın mantığı olurmu ?
Muhiddin bey yazdığın o öykü yü Seyitxanda yazmış,
hemde farklı varyanta ve hemde dilimiz Kırdki'de,
Birde bu öykünün içerigi 3,4 kat fazlasıyla yazılmış,
Zazaca yazılan öykünün ruh ve felsefesi seninkinden çok daha farklıdır.
**************
Son söz olarak,
Türk yargısı, ülkede devletin işbirlikçilerinin iftira ve kumpaslarıyla Awrpaya hicret ettim.
Awrupada'da Çolig ve çevresi üzerine lokal de olsa ağırlıklı tarih üzerine araştırma inceleme çalışmalarımı kaleme almaya devam ediyorum.
Bu çalışmalarımdan dolayı hepinizin malumu, bilinen çevreler tarafından yalan ve iftiralarlarına muhatap oluyorum.
Orhan Zuexpayıca saldırmak çok rahat, ve rizikosuda yoktur.
Belkide zalim ve zülüm edenlerden ödül veya aferinde alabilirsiniz.
Siz saldıranlara bir çağrıda bulunuyorum.
Ya zalimin yanında yer alırsınız, ya mazlumunun yanında ,bu net biline,
Edebi ve mitolojik bir dilede söyliyeyim.
Yahudi mitolojisindeki destana göre, Hz Davutmu olmak istiyorsunuz? yoksa bir dev olan Golyat mı olmak istiyorsunuz ?
Yine islam mitolojisine görede, Hz.Ibrahimin oğlu Hz Ismail mi olmak istersiniz , yoksa sapanla şeytanın gözünü kör eden Hz Ismail mi olmak istersiniz ?
sizin bileceğiniz iştir.
Doğrusu bu polemiklerden çok rahatsız da oldum.
Kim ne derse desin,yoluma konulan tüm barikatlari aşacağım,inancındayım.
Bunun yanında doğru yolda bir iş yaptığıma yürekten inanıyorum.
Benim yaptığım araştırma ve inceleme çalısmaları kesinlikle ,kalıcı bilgiler, ilerde Kürd tarihi açısından da önemli bir kaynak teşkil edecektir.
Selamlarımla ,
Orhan Zuexpayıc
Yorumlar
Mahmut Özdemir
şex sait harakatına katılan xelonlulardan bildiğimiz kadariyla 5-6 kişi şehid olur ve şehid olanlardan bazı isimler şunlardır[1]Teyit ali is [ erebunlardandır ] [2]Mehemed sel mallay [ erebunlardan ] [3]Hayder ali wusufun [ kubatanlardan ] [4]Mehmedi yibiş wusufun [ kubatanlı ] [5]Ahmet davut kasım [ kubatanlı ] [6]Hüs yib [maxsudanlı] ve isyan bastırınca göz altılar başlar sare erebun yakalanmadan önce oğlu rahmetli hacı kaki.nın eline içinde para ve zinnetin olduğu bir torba verir ve hacı keki amca torbayi alır almaz gözlerden kayip olur gider sare erebun o anda yakalanır ve orhan hocamızın anlatığı gibi kahramanca murad suyuna kendini bırakır ve ondan sonra askerler tutuklamalardan vaz geçer halk evlerine geri döner.
şex sait harakatına katılan xelonlulardan bildiğimiz kadariyla 5-6 kişi şehid olur ve şehid olanlardan bazı isimler şunlardır[1]Teyit ali is [ erebunlardandır ] [2]Mehemed sel mallay [ erebunlardan ] [3]Hayder ali wusufun [ kubatanlardan ] [4]Mehmedi yibiş wusufun [ kubatanlı ] [5]Ahmet davut kasım [ kubatanlı ] [6]Hüs yib [maxsudanlı] ve isyan bastırınca göz altılar başlar sare erebun yakalanmadan önce oğlu rahmetli hacı kaki.nın eline içinde para ve zinnetin olduğu bir torba verir ve hacı keki amca torbayi alır almaz gözlerden kayip olur gider sare erebun o anda yakalanır ve orhan hocamızın anlatığı gibi kahramanca murad suyuna kendini bırakır ve ondan sonra askerler tutuklamalardan vaz geçer halk evlerine geri döner.
Mahmut Özdemir
Orhan abe xelon lular harekata yaklaşık bir bölük seviyesi kadar katılmışlar şex şerif.in kardeşi Hüsen efendi komutasında Elazığ asri mezarlığın arkasındaki tepeye konaklanır ve o tepede harekatı komuta eder anlatığına göre bir yaşlı sakalı amca hüsen efendinin yanına gelir ve xelanlıları serbest bırak çarşı merkezinde sıkıştık şex red eder çünkü şex xelanlıların yegeni ve xelanlıları etrafında kalmasını ister o esnada yaşlı ve sakalı amca ikinci kez şexin yanına gelir ve xelanlıların destürü ister şex o anda yanına 5 xelanlıyi bırakır ve diğerleri çatışma alanına gönderir yukarıda şehid olan [ hayder eli wusfun ve meh yibiş ] diye tanınan kişiler şex hüsen efendinin yanında bir uçak bomba siyle şehid olurlar bu iki şehit mola said hocanın amcaları olurlar onlara wusufun diyorlar zaten bana bu bilgiyi aktaran M.Şerif ERTÜRK. amcadır siz daha fazla bu değerleri araştırmışsın daha iyi bilgiye sahipsin biz ancak size bilgiyi parça parça aktara biliriz ve sizin yazılarınızı takip etmeye devam ederiz sağ olun var olun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder