FEYZÎ BERDÎBEK (Balyozcu)
Değerli Çoligliler ,
Bana deselerki !
Öyle garip bir konu seçinki üzerine sosyoloji tezi hazırlayalım.
Înanın ki hiç tereddütsüz Balyozcu Feyzi Berdibekin yaşamını konu alıp,
tezini hazırlamaya çalışırdım.
Çünkü, daha sanaat (lise) okulunda 20'li yaşlarda bir gençken,
Ülkü ocaklarınca eline taş,sopa ve silah verilerek Çoligde yurtsever ve alevi hemşerilerimizin ev
ve işyerlerini camlarını kırarak tahrip ederdi.
Çolig'de bu konuda ön-planda olan bir başka şahısta (RÎNGO) Muhittin Olcaydı.
RÎNGO'da fakir ve gariban bir ailenin çocuğuydu bilinen o ülkücü paramiliter çevreler
tarafından kulanıldı.
Ve 19 Mayıs 1979 tarihinde şehir merkezinde vuruldu.
Kardeşi ,babası ve ailesinin yaşadığı travmalar ayrı bir yazı konusudur.
Bu durumu Çolig'de dönemin siyasetini bilen hemşerilerimiz yakinen biliyordur.
1980 öncesi devlet bunu bildiği için , Feyzi Berdibeki dizginlemek için Elazıg sıkıyönetim askeri mahkemesince tutuklama kararaı çıkarılarak , cezaevine koymuştu.
O dönemin hem sanığı hem tanığı olarak karşıt görüşlü olarak bende 1979 yılında Elazığ/askeri mahkemesinde tutuksuz yargılanıyordum.
Ve 20 kişilik bir arkadaş gurubumuzla duruşma salonundaki savunmamızı yaparken,
Feyzi Berdibek tutuklu olarak bizim olayla alakalı ,yüzleştirmek amacıyla duruşmaya getirildi. Mahkeme heyeti hepsi malumunuz asker kökenliydiler.
Feyzi Berdibeke mahkeme heyetince iddialarla ilgili sorular yöneltildi.
Derler ya ! yiğidi öldür hakkını yeme!
Feyzi Berdibek o dönem mahkeme heyetine çok sert bir reaksiyon göstererek.
Bana işkence yapıldığını, yaşadığı işkence metodtlarını anlattı.
Ve bu zulüm ve hakaretlerle bana zorla tutanaklar imzalatılarak,tutukladılar.
Ve devamla askeri mahkemeleri çok ağır bir şekilde eleştirdi.
Mahkeme heyeti kendisini konuşturmamaya çaba gösterselerde, eleştirilerini sürdürdü .
Ve devamla yapılan bu haksızliklardan dolayı tahliyesi talebinde bulunmuştu.
Feyzi Berdibek'in mahkeme huzurundaki bu merdane duruşu ve reaksiyonu 40 yıl geçsede
bir film şeridi gibi hala hafızamdadır.
**********************
Şimdi yukarıdaki olgulardan hareketle,
aradan yıllar geçti ve Feyzi Berdibek garip,
yoksul bir Kürd evladı olarak daha genç yaştayken devletin zulümünün en alasını (iyisini)
yaşayanlardan biridir.
Ailesini tenzih ederek bu açıklamaları yapıyorum.
Aileden çok değerli ağabey ,ve gençlerin olduğu bilinciyle,
Tüm bu zulüm ve haksızlıkları en iyi bilen ve yaşayanı olarak,
Kürd coğrafyasını yakan,yıkan,kimliğini,dilini edebiyatını red-inkar ve yasaklayan ve tüm değer yargılarına tecavüz eden AKP rejimin en ateşli savunucusu ve Çoligdeki iki dönem milletvekillidir.
Feyzi Berdibek, zaten Kürd olduğunu red ve inkar ediyor.
Soyunu götürüp,ta..........Orta-Asya'ya bağlıyor.
Osmanlı devletinin kuruluşunun yıldönümünde Çoliglileri toplayıp otobüsle Bilecik/Sögüte
kadar götüren kişidir.
Özel yaşamına girmeyeyim geçen dönemlerde Tele-Kulak skandalında iletişim ağına takıldığı,
için Emine Erdoğan gazabına uğrayarak, aday edilmedi.
Bu dönemde Erdoğan tarafından demek ki ! cezası zaman aşımına uğradığı için af edildi.
Hırsızlık,hileli inşaat yapımları,
kirli yaşam ,kimliğini ve aslını inkar eden,Kürd düşmanlığını en iyi yapan,
fütursuzca halkına saldıran ve hatta depremde halkına (Çoliglilere)silah sıkmaya varan olaylaradan dolayı sabıkalıdır.
Erdoğan bir Kürd düşmanı olarak, bölgede onun politikalarını en iyi uygulayan kişinin Feyzi Berdibek olduğunu çok iyi biliyor.
O yüzden onu tekrar milletvekilli olarak ödüllendirdi.
Geçen seçimde seçilmeyince ,HDP yi ziyaret eden ve övgü dolu sözler söyleyen,
bu seçimde de kazanıp,yaklaşan yerel seçimlerle HDP'yi ağır ithamlarla saçmalamaya başladı.
Yani " Demirelin dediği gibi ! dün dündür bugün bugündür " gibi karekteristik bir kişiliktir.
2015 yılında seçimi kaybedince HDP yi ziyaret edip, basında AKP den istifasini veren kısa bir açıklama
**************
Geleyim sosyolojik tezle ilgili soruma,
Tüm bu yaşanmışlıklarla Feyzi Berdibek Çolig halkı tarafından çok iyi biliniyor.
Buna rağmen duyuyorum,bazende videodan konuştuğunda kalabalıklarda görüyorum.
Kendisine kurtarıcı gözüyle bakan ,hatta reis lakabı takan bir çevrenin olduğuda bir reailitedir.
Tüm bu olgulardan hareketle,
Böyle bir kitlemi ,çevremi diyelim yaşadıklarında sizce
bir gariplik değilmi ! veya Sosyal bir faciamı !
Bu soruların felsefik,ve sosyolojik tezini bilimsel metodlarla ortaya konulması dileğiyle,
Selamlarımla ,
Orhan Zuexpayıc
Eline ve yüreğine sağlık,O dönemi canlı tanığı olarak görüşlerine aynen katılıyorum.sevgi ile..
YanıtlaSil