ÇOLÎG (BÎNGÖL) SOSYOLOJÎSÎNDE , YAŞAR KARAKUŞ OLAYI





       




ÇOLÎG (BÎNGÖL) SOSYOLOJÎSÎNDE , YAŞAR KARAKUŞ OLAYI




Çolig'de halk arasinda bir söz var,  her seçimde hatıralara gelir.

Derler ya  ! " Çoligin siyaset ,Xarpetin dini imanından kimse birşey anlamaz,diyiyorlar. "

Ben bu konuda farklı düşünüyorum.  Ve tecrübelerim bana diyiyor ki !
Ben Çoligin ne siyasetinden,nede din ve imanından da birşey anlamadım.
Tabi bu sözümü gerçek dindar insanlarımızı tenzih ederek söylüyorum.
Yaşar Karakuşla ilgili kaleme aldığım bu yazımı okursanız bana hak vereceğinize inanıyorum.
Bu çalısmamıda zevkle okumanız dileğiyle,


***********


Yaşar Karakuş 1989- 1994,5 yıllarda Çolig ekonomisine damgasını vuran bir kişililkti.
Yaşar Karakuş vakasını anlatmadan önce kendisini kısaca tanıtmak istiyorum.
Yaşar Karakuş aile kökeni  Malatya  Darende ilçesinin (Balaban)  beldesindendir.
Babası merhum Osman Karakuş olup, Çolig halkı arasında ÇERÇÎ Osman olarakta tanınırdı.
1960 'lı yılların sonunda  ailece gelip Çolige yerleşir.
Osman Karakuş yıllarca şehir merkezinde beyaz eşya ve elektronik ev aletleri satan bir esnaftı.
Oğlu Yaşar Karakuş'ta yaşıtım olamkla beraber ortaokul-ve liseden yakinen tanıdığım sınıf arkadaşımdı.
O dönemde ben anti-sömürgeci Kürd siyasetine sempatim vardı.
Yasar Karakus'ta Mao'cu Doğu perinçek'in çizgisie sempatisi vardı.
Yaşar Karakuş o dönemde sol ve sosyalist gençlerde uzun faul bırakmak bir modaydı.
Yaşar Karkuş uzun fauleriyle dikkat çeken kişilerin başında geliyordu.

*******************

Yaşar Karakuş'la yaşamımda defalarca yollarımiz  keşistiği için yakinen  tanırım.

 Kısaca buna değineyim ?

1) ilk tanısmamız ortaokul-lisede aynı sınıfta olmamız, dönemine tekabül ediyor.

2) ikinci kesişmemiz babasının esnaf olmasından dolayıdır,
 Beyaz eşya,elektronik malzelerimizi ailece babası Osman Karakuştan alıyorduk.
 Hatta, 1990'lı yılların başında Yaşar Karakuş dolandırıcılıkmı ? Kalpazanlık mı adına ne derseniz
 deyin, Renault marka arabamıda ondan satın almıştım.

3) Üçüncü defa yolumuz 1995 tarihinde Çolig cezaevinde aynı koğuşta kesişmişti.
 O dönem ben iftiracımı derseniz,itirafçımı derseniz siyasi nedenlerden dolayı düzmece
 komplolarla tutuklanmıştım.
Yasar Karakuş'ta o dönemde Çolig halkından topladığı paraların hayali  işlerdemi derseniz,
veya toplanan paraları kötü ve kirli yaşamda kullanıldığı artık ayyuka çıkmıştı,
Çolig kamuoyu bu sansasyonel haberi duyunca Karakuş un ofisine hücum ettiler.
Çek ve senetlerin günü dolan şahıslar anapara,ve faizlerini ,halk arasindaki yuturmaca adıyla (Kar'a ortaklık payını)  alamayınca Karakuş un iflasi ve parayı kendisyile beraber olan ve bilinen çevrelerce  ortadan kaybolurlar.
Aslında faiz adıyla toplanan ama dini ritüelerle bezenmiş adınada (kara ortaklık payı) ismi verilmişti. Çünkü bu isimle özelikle sözde dindar ve islam kisvesiyle bilinen çevreleri çok cezb etmişti.
Sermayenin diyebilirimki %80,90 bu çevreye ait olup,buna yesil sermayede diyebiliriz. Tıpkı,ihlas,Kombason,Jet Fadıl'in nasılki ağirlıklı yurtdışı, ve yurt içinde özellikle yeşil sermayeyi dolandırıp,batırdıkları gibi,
Neyin ! kar payıyıdı  kimse sorgulamıyordu,üretimi olmayan hayali ve kara propagandalarla bu cevreler inandırılmıştı.
Panik içinde olan halk Karakuşu'un Çoligdeki işyeri,ofis,beyaz eşya satan magaza ve depolarını adetta yağmalamaya başladı.
Bu konu uzun bir hikayedir,anlatılacaklar bir kitap yazılsa bitmez.
Kısaca,Karakuş un çek ve senet verdiği kişiler mahkemelere başvururlar.
Mahkeme hakkında hemde defalarca tutuklama kararı çıkararak Çolig cezaevine konuldu.
Bu çevreler daha sonrada , tekrar devreye girerek hemde üstüne para vererek bu defada
cek ve senetlerini geri çekip,

Yaşar Karakuş un tahliyesini sağlarlar.


****************

Yaşar Karakuş 'la cezaeevinde aynı koğusta ve ranzalarımız yanyanaydı.
Koğusun engüzel köşesi kendisine tahsis edilmiş ve  küçük bir kütüphaneside vardı.
30,40 cıvarında özellikle dini , çok azda din felsefesi üzerine kitapları vardı.
Günlük yaşami çok disiplinli ve planlıydı.
Yaşar din hocalarının taktığı bir küllahı başına geçirmiş,99'luk tesbihi,
secadesi ile günlük beş vakit namazını kılardı.
Sabah namazından sonra sabah sporu ,kültür fizik hareketleri duş ve banyosunu ihmal etmezdi.
Koğuştaki tutuklu bazı arkadaşlarda ona para kaptırmıştı.
Yaşar Karakuş koğuşta adetta inzivaya çekilmiş,
 ticaret alışverişi,olsun Çolig halkından topladığı bu paraları ne yaptığını ,
nerede kullandığını,veya hangi kirli işlerde kullandığı konusunda çok ketumdu,ve hiç konuşmazdı.


***********

Derken ! birgün bir baktık ki !
Karakuş'un çok yakın arkadaşı Aliekber Sertkaya oda suç ortağı olarak yakalanıp,
Çolig cezaevine getirildi.
Ali Ekber 'de tıpkı Yaşar gibi liseden okul arkadaşımızdı.
Aliekberide, bizim koğuşa getirmişlerdi.
Aliekberin gelmesiyle Yaşar'ın kimyası bozulmuştu.
Ikilinin arasında çok kirli ilişkiler,yoz yaşamdan tut  ve herşeyini bilen adeta onun kara kutusuydu.
Yaşar sakin ve konuşmakta cok ketumdu.
Aliekberde onun aksine çok muzur ,ayrıca Yaşara karşı da çok kızgındı.
Yaşar sırdaşı olan Aliekberin muzur olduğunu bildiği için kenara çekip,onunla uzun uzadıya konuşur.  Aliekbere derki ! o  yoz ve kirli ilişkilerimizi kimseye anlatma,
cezaevinde kaldığın sürece senin tüm masrafların  karşılarım,demişti.
Aliekber, Yasar'dan dolayı Malboro sigaralardan tut,baklavalar,güzel elbiseler hemde mağdurzadeler getiriyorlardı.
Çoligdeki bu enteresan toplumun sosyal ilişkileri başka bir dünyada bulamazsın.

Düşünün, hem senin dolandırıyor,paranı yiyiyor,oda yetmiyor onun tüm masraflarını karşılıyorsun.

Siyaset bilimi,din, tarih ,ve sosyolojide bu iliskilerde celladina tapanlarla, kapitalist ilişkilerde
dolandirıcalarına tapanlar arasında nasıl bir fark vardır.

Sosyolog ve siyaset bilimcilerinin analiz yapması gereken bir tez konusudur.


***********

Aliekber birazda muzurdu,
Yaşar'ın doktor mesleğinde olan ve Karakoçandaki bayanla aşk ilişkileri başta olmak üzere , iskenderun,Adana ve Antalya maceralarını ve yaptıkları harcamlari bana çok detaylı anlatı.
 Kısaca yoz yaşam ve mahremleri anlatmak istemiyorum.
 Ama,Aliekberin anlatıkları  beni oldukça düşündürdü.
Ve Aliekber tabi yakinen tanıdığım birazda samimiyetim olduğu için bana !
Karakuş vakasının nasıl başladığını,neler yapıldığından tut, karakuşla olan ortaklığı ve yaşadıklarını tüm detaylarıyla anlatı.
Aliekber kirli ilişkiler yoz yaşamda kullandıkları ağırlıklı bu yeşil sermayeyi zevkle tüketikleri mekan,adres hata oda numaralarını bile dile getiriyordu.

 Aliekber bize para getiren kesimlerin çoğunluğu dindar ve muhafazakar kesim olduğunu söyledi.

Bu kesimler bize torbalarla döviz getirdiğinde bizden iki çek alıyorlardı.

Birinci çek anapara,ikinci çek özellikle faiz ismiyle değil (kara ortaklık payı) adıyla müşterilerimize takdim ediyorduk.
Müşterilerimizden paraları alıp,çeklerini verdiğimizde de bize çok dua ediyorlardı.
Ve Allah sizin gibi insanlarıda başımızdan eksik etmesin, diyiyorlardı.
Çünkü bu parayı ne ABD nede Almanyada kazanabiliriz,diyiyorlardı.

Aliekber, sözde dindar muhafazakar  hacı,hoca ve din adamlarının çoğunlukta olduğunuda dikkat çekti ve yaşadığı bir anekdotu'da aktardı.
Bu anekdotu okuduğunuzda olayın vahametini daha iyi anlarsınız.

*************************

ALÎ EKBER'E ATFEN  YAŞANAN  ANEKDOTU SÎZÎNLE PAYLAŞIYORUM ,


Yaşar karakuş iflas ettigini ilan etmişti.
Çolig 'de o dönemde parasını kaptıranlar adetta şok terapi yaşıyorlardı.
Başta Yaşar karakuş olmak üzere ,bende arananların yıldızlı listesindeydim.
Yaşar bir ara bize dediki ! kendimizi belli bir süre saklayalım, sinirler biraz yatışsın,dedi.
Ortam biraz yatışınca, birgün ,
Yaşar bana dediki ! artık ortam müsait , Çolige haber yoluyorum,dedi.
Artık gidip mağdurzadeleri  ikna edip,ortamı yumuşatalım,dedi!
Tabi ben Çoligin insanlarını  bildiğim için çok ürküyordum.
Yaşar bana güvence  verdi ve dediki ! ben bazı insanları devreye koydum organizasyon yapmışlar.
Bir salon toplantısı yapacağım,mağdurlar  hepsi gelecek ve sende göreceksin tüm toplumu  nasıl kendime bağlıyacağım, göreceksin dedi.
Çolige haber yolladı ve insanlar Çoligdeki toplantı salonunu tıka basa doldurmuşlar.
Yaşar ve Aliekber Elazığ'dan Çolige gelirlerken, SARICAN beldesindeki mağdurlar istihbarat alırlar. Yaşar'ın geçiş saatinde yola barikat kuruyorlar.
Yaşar ve benim bildigim arabayi durdarıp, tutuklu muamelesiyle direk camiye götürdüler.
Ailekberin anlatımına göre mağdurların hepsi dindar,muhafazakar ve cami cematindendi.
Sarıcanlılar Yaşar karakuşa epey iltifat ettiler.
Adetta Yaşarı KELAYNAK kuşu gibi korumaya alırlarki,bir yanlışlık yapılmasın-ki paramızı kuratarmaya bakalım hesabı içindeler.
Tabi ,Yaşar cami'de  mikrofonu eline alır,
Sarıcan cami cematine sapkın düşüncelerini yalanlarla  yaşananları  doğruymuş gibi anlatı.
Cami cemati kuzu kuzu hiç sorgulamadan dinledi ve inanki hepsini inandırdı.
Aliekber, o ara cematen bir ses çıktı ve dediki !
Yaşar bey sen dindar ve müslüman bir insansın.
seninle alışverişimizde, hep din,iman,hak,hukuk ve adaleten konuşursun.
Çünkü sen namazlı ve inançlı bir insansın,sende Allah korkusu vardır,dedi !
Ve devamla benim derdim o bir tane KIZILBAŞ............var'ya ismi Aliekber o nerede sen bize o dinsiz kafirin yerini söyle deyince, Ben çok korktum ve rengim soldu  ahha......dedim vallahi burada (habı yutum) duada bilmiyorum okuyayım,  valalhi işim bitik,dedim.
 Eğer beni tanıyan biri olursa kesin linç ederler,dedim.
Neyse , Yaşar hiç çaktırmadan sanki Aliekberde orada değil, çok usulce ve cambaz bir tüccar nasılki ! bir müşteriyi kandırıyor ya ,aynen öyle sanki nuska büyüsüyle SARICANLI'lari susturdu
Sarıcanlılar da bizimle beraber arabalarına binip, Çoligdeki toplantıya katıldılar.
Aliekber bana şunuda söyledi ?
Yaşar kitleyle iletişim veya hitap ederken hep uyuşturucu kullanıyordu.
öyle kendinden emin,atığı o büyük yalanlara kendisinide inandırıyordu.
Konuşurken gayet sakin,çok kendinden emin bir görüntüyle toplumuda attığı o büyük yalanlara inandırmayı başarıyordu.
 Aliekberin anlatımına göre Sarıcan'da Yaşar karakuşun namazı,din ve imandan hep bahsetmesi sunni bir  Türk olmasından dolayı kurtulduklarını bana aktarıdı.

***********
Son söz olarak,

Yaşar Karakuşla beraber cezaevinde kaldığımız koğuşta , haftada iki defa görüş vardı.
Yaşar Karakuşu ziyaret edenlerin içinde aileden kimse yoktu, genelde mağdurzadeleriydi.
Gelen bu mağdurzadeler yüzbinlerce mark ve dolarını kaptırdıkları gibi,ziyarete geldiklerinde tepsi tepsi baklava,kartonla sigara ve başka hediyelerle Yaşarı ziyaret ederlerdi.
Belki bir umutla,bu baklava sayesinde paramı kurtarırım mantığı içindeydiler.
O dönemde aynı siyasi davadan yargılandığım Burhan Büdüş arkadaşımda biraz parasını kaptırmıştı.
Baklavalar koğuşa gelince ironi yapardı.
 Derdiki ! Orhan arkadaş para gitti ve umudumda yok,bari ben baklava yiyiyorum ya .
 Ama halla bazi eş.........ler var paralarıda gitmiş, tepsi baklavalarıda üzerine koyuyorlar.


**************

Yine bir gün  kayın babam cezaevinde ziyertime gelmişti.
Bana dediki koğuştaki arkadaşların kimdir.
Saydım Hakkı Kıtay,merhum ismail Hakkı Mütevvelizade ve Yaşar Karakuş dedim.
Birden afarlandı ve dediki !
Yaşar ne yapıyor ?
Bende dedim durumu iyidirr. Disiplinli bir yaşam,spor ve beş vakit namaz kıldığını anlatım.
Bana bir ricada bulundu ve dediki !
Yaşara Allahına söyleyesin namaza devam etsin.
Din kitaplarını iyi okusun,sure ve ayetleri iyi ezberlesin.
Cezaevinden çıktıktan sonrada beş vakit namazınıda Haci Hıdır camisinde kılsın,
Inanki ! bu defa Çoliglileri bu namaz ve dinle öyle bir kandırırki, hepsi bu defa ev ve altınlarını bile satar ona verir. Sonrasını artik siz tahmin edin,  tevekkül içinde kahır duası ve bedualar,

Selam ve saygılarımla

ORHAN ZUEXPAYIC


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

@templatesyard