1925 HAREKETÎNDE ÜÇ OĞLU GÖZLERÎ ÖNÜNDE ÎDAM EDÎLEN , CÎBRANLI DERDE MÎRUNUN HÎKAYESÎ ?


1925 HAREKETÎNDE ÜÇ OĞLU GÖZLERÎ ÖNÜNDE ÎDAM EDÎLEN , CÎBRANLI DERDE MÎRUNUN HÎKAYESÎ ?


           
                                CÎBRANLI DERDE MÎRUN
 

“Bextê Romê (Türk) tune”

Bu sözün Kürdler arasındaki anlamı şudur. 
Türk, güvenilmezdir, kalleştir, arkadan hançerler.
Derde Mirun'un hikayesini okuyunca Istiklal mahkemesinin uygulamalarında bunu göreceksiniz. Ayrica Kürdlerin , Türklere olan bu eleştirisi ne haksız, ne iftira ,nede abartı olarak yaşamımızda da tanıkız.


Derler ya !  Osmanlilararda oyun (hile) çoktur.
Istiklal Mahkemeside Derde Mirun'un çocuklarının idamı önceden kararlaştırmıştır. Ama mahkemenin hukukçu değil  asker kökenli cellat üyeleri , 
Derde Mirun'a bir oğlunu idam etmeyeceğiz umuduyla  adetta duygularıyla alay ederler.

Yine, tarihimizde örnekleri çoktur.  1925 Şeyh Said hareketinde oğluyla beraber idam cezası alan, Hanili Mustafa Bey mahkeme heyetine şöyle bir talepte bulunur.
 Benim sizden tek isteğim oğlumdan önce beni asın,
1938 de Seyyit Rıza'da Elazığ'da idam edilirken mahkeme heyetine önce oğlumu, sonra beni idam edin talebinde bulunur.

Çünkü ,Seyyid Rıza daha önce  çatışmaların birinde başka bir oğlunu yitirerek  evlat acısını yaşayan ve 
 
« Mı kılitê kou kerd vind »

 "Ben dağların anahtarını yitirdim"
  
 diye yakaran Seyit Riza,

O  zaman beni oğlumdan önce asın, der.
Bu isteği kabul edilmez oğlu Reşik Hüseyin, Seyid Rıza’nın gözleri önünde asılır.

Derde Mirun bir anne olarak ,tıpkı Seyyid Rıza ve Hanili Mustafa Bey gibi değil bir, üç oğlunun idam sahnesini ibretle izler. 
Istiklal mahkemesinin cellatları bakın Derde Miruna bir anne olarak yaşatıkları acı ve  zulümün, hikayesini ibretle okuyacaksınız. 


*************


ŞEYH SAÎD HAREKETÎNDE ÜÇ OGLU ÎDAM EDÎLEN DERDE MÎRUN'UN YAŞAM HÎKAYESÎ ?


"Gerek ço ver dışmenid qehr xwı belı mekır"

           (Düşmanın önünde kendi kahrını belli etmemek gerekir)
                                                      Derde Mirun 


Derde Mirun'la ilgili bu çalışmamı gelen ek bilgi ve belgelerle , daha iyi anlaşılması için günceleştirmek istedim.
Bu çalışmamla ilgili daha evvel sınırlı bilgilerle çok eksik ve yetresiz yazmıştım. 
Bu defa Derde üzerine Mahmut Arif Ayçicekin yazdığı şiir başta olmak üzere ,annesi ile Derde arasında yaşanan anekdot,
Yine Kek Ehmed Dırıhi'nin (Kasımoğlu) Derde Mirunun torunu (oğlu Said/Saim-Azize Korkutata) ile yapmış olduğu Kırdki/Zazaki  görüşmeler asıl ana kaynağımı oluşturduğunu söyleyebilirim. 
Bu kaynaklar dışında Derde Mirun'un üç oğluyla beraber idam edilen amcaları oğlu Şükrü bey/Faik (Ertuğrul) torunlarından Avukat Neslişah başta olmak üzere, yine Derde Mirun'la beraber idam edilen, bir başka amcazadesi ve aynı zamanda Derde Mirun'un damadı Qadimadraglı Selim Beg'e Mehmed Ağa'nın torunlarından Felat Özsoy ve Tahsin Eriş'in Şeyh Said üzerine yazdığı kitap, Ayrıca Derde Mirunla yakın akrabalıkları olan Çan Şeyhlerinden Muhsin Korkutata,Abdulmelik Korkutata'dan aldığım ek bilgileride sentezledim.

DERDE MÎRUN KÎMDÎR ? 

Derde Mirun , memlektimde isminden çok bahsedilen özellikle kadınlar üzerine  yigitlik ve kahramanlık hikayeleri anlatılırken örnek gösterilen bir kadın prototipidir.
Derde Mirun üzerine merhum Ahmet Kasımoğlunun duyarlılığı sayesinde çok detaylı bilgileri sizinle paylaşacağım.
Malumunuz toplumumuz önemli tarihi kişileri yazma alışkanlığımız olmadığı için , zamanla bu kişiler unutulup,kaybolur gider.
Kısaca toplumumuz  "balık hafızası"denilen bir yapıya sahiptir.
O yüzden Derde Mirunun hikayesini yazarak gelecek kuşakların, onun dik duruşu, duygu ,düşünce ve ruh dünyasından etkileneceği umuduyla,

Derde Mirun aslen Kanireş ilçesinin OXNIT köyünde dünyaya gelmiştir.
Çocukluk ve gençlik dönemi Şerafeddin dağlarında geçer.
Babasının adı Oze (Seide) Mehemede Xelil'in kızıdır.
Cibran aşiretinin Şeyhsuvaroğlu kabilesinden olup, Sadine Telhan'ın amcazade kızıdır.
Çolig beylerinden (Şexli) Ali Beg ile evlenir.
Bu evlilikten üç erkek iki kız çocuğu olur.
Erkek çocukları Said,Faik ve ibrahimdir.
Kız cocuklarından Yıldız daha bekarken vefat eder.
Xayriye ise amcasıoğlu  Qadımadraglı Selim Bey ile evlenir
Bingöl miletvekilli Hişyar Özsoy'un annesi Selim Beğin torunudur. Derde Mirun'un kocası Ali Beg 1925 hareketi öncesi vefat eder. Derde Mirun çocuklarını büyütür ve ölünceye kadar'da evlenmez. 

***************

13 Şubat 1925 Şeyh Said hareketi başlayınca , Derde Mirun'un üç oğluda Şeyh Şerif'le beraber ve Yado ile ortak hareket ederler.
Elazığ cephesi istikametinde Said,Faik ve Ibrahim üç kardeşte  aktif olarak harekete katılırlar.
Şeyh Şerif  güçleri 24 Şubata Elazığı ele geçiririler.
Kürd birlikleri Elazığ'a Türk askerlerinin gelmesiyle hareket kırılma noktası geçirir.
Palu ve Çapakcur geri çekilmesinde tarihi Mendo boğazında Türk askerleriyle çatışırlar.
Bu çatışmada Derde Mirunun oğlu Faik ile amcası oğlu Şükrü Bey (Faik Ertuğrul'un babası) yaralanırlar. 
Şeyh Şerif ve bağlı güçler farklı farklı bölgelere dağılırlar.
Şeyh Şerif Metan köyünde yapılan ihbar sonucu yakalanır.
Yine,Şeyh Said  efendi  Varto yakınlarında Abdurrahman köprüsünde hakeza binbaşı Kasım'ın ihaneti sonucu yakalanır. 
Derde Mirunun çocuklarıda köyleri Sını-Welun köyüne çekilirler. 1925 hareketi bastırıldıktan sonra devlet güçleri muhbir ve çetelerin yardımıyla 1925 hareketine katılan direnişçilerin yakalanma av'ına çıkarlar.
1925 yılının yaz ayında Welun köyündeki su kuyusuna yakın bir yerde askerler Şeyh Said hareketine katılan direnişçiler , 
Kırdki mehqum Şeyh Said gurubu ablukaya alır.
Derde Mirun'un üç oğlu ve yanında bulunan beş mahkumla beraber yakalnırlar.
Askerler yakalanan bu direnişçileri Elazığa götürüp,zindana koyarlar. 

Derde Mirun çocuklarının Elazığ'a götürüldüğünü duyar,duymaz. Kendi köyünden çok güvendiği köylüsü Ehmed Eli Mıstun'la beraber çocukları için epeyce erzakta atlarına yükleyerek ,
Elazığ zindanında çocukları ,damadı ve amcazadesi Selim Beg ile Şükrü beyi ziyarete gider.
Derde Mirun çocuklarının 15 Nisan 1926 tarihindeki idam sürecine kadar, üç defa Elazığa ziyarete gider. 
Derde Mirun son gidişinde mahkeme heyeti kendisini çağırıp, bir nevi pazarlık süsü vererek adil olduklarını göstermeye çalışırlar.
Derde Miruna derlerki ! senin iki oğlunu idam edecegiz,ama bir oğlunuda sana bağışlamak istiyoruz. 

Derde Mirun , mahkeme heyetinin bu görüşünü gider zindanda üç çocuğuyla paylaşır.

Çocuklarından Said annesine şunu söyler !
olmayaki anne ! sen gidip, mahkeme heyetine benim çocuklarımın idamına  Şeyh Said efendi sebep olmuştur.

Oğlu Faik ise annesine hitaben şunu söyler !
anne cok metanetli olmalısın , ve küçük kardeşim (6) aydır evlidir.
Ve istiyorumki küçük kardeşimin ismini veresinki o kendi 
muradını yaşasın.

Ve en son küçük oğlu Ibrahim annesine döner , ve derki !
Anne o zulümkarlar bizim fermanımızı çoktan yazmışlar.
Ve inanki biz üç kardeşide asacaklar. 

Derde Mirun üç çocuğunuda dinler ve kararsız kalır.
Ve her üç çocuğunuda çok çok sever.
Derde Mirun,  mahkeme gider ve heyetine şunu söyler.
Beş parmağımdan hangisini keserseniz,kesin hepsi eşit derecede ağrısı vardır.
Ve hangi oğlumu bana bağışlıyorsanız,tercihi size bırakıyorum. Derde Mirun tekrar zindana çocuklarını görmeye gider.
Her çocuğuna teker teker yüzlerine bakarak, diğer iki çocuğunun canlı olarak tasavur etmeye çalışır.
Derde tekrar döner Hakime gider.
Ve derki ? ben çocuklarım arasında ayrım yapamıyorum
Siz kimi istiyorsanız o oğlumu bana  bagışlayınız,der.
 

DERDE MÎRUN ÇOCUKLARININ ÎDAM EDÎLMESÎ OLAYINI EMÎNE AYÇIÇEKE YILLAR SONRA BAKIN NASIL AKTARMIŞ ? 

Elazığ'da çocuklarımın son duruşmasına gitmiştim. 
Hakim bana dönerek kanunlarımıza göre bir evden hepsi idam edilmez, bir oğlunu sana bağışlaycağız,der. 
Ama tercihi sen yapacaksın,kimi asmayalım. 
Derde Mirun, mahkemede kalkıp, dönerek üç çocuğunun gözlerine bakarak, ve hakime şunu söyler. 
Ben çocuklarımdan kimseyi seçmem. 
Ey....hakim ne senin adaletin nede senin kanunların yoktur. 
Hiç bir anne cigerini iki parça edermi ? 
sen ne zaman gördün ve duydun. 
Hakim beni salondan çıkarark , her üç oğlumuda idam ettirdi. 
Derde Mirun devamla ben vicdanen suçlu yaşayamam,bu adaletsiz uygulamalar onların olsun, yeterki benim olmasın. 
Türk devletinin Derde Mirun'la bu pazarlığa girmesi, hukuçulara göre Kürd halkına şu mesajı veriyorlar. 
Bakın bizim mahkemelerimizde adaletimiz hukumuz var,dır. 
Halbuki Derde Mirun'un  ocağını söndürüyorlar. 
Ve üç oğlunuda biçare ve tevekkül içinde götürüp, Elazığ'da kimsesizler mezarlığında defin ediyor. 

DERDE MÎRUNUN ÇOCUKLARININ ÎDAM SAHNESÎ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERÎ ?

15.04 1926 yılında Elazığ Şire meydanında Istiklal mahkemesinin cellatları dar ağaclarını kurarlar.
Ve darağaç  misafirlerini cellatları beklemeye koyulur. 
Çapakcur'un yigit (13) Kürd direnişçileri  Şire meydanına getirilir. 
Derde Mirun Şire meydanına bakan otel odasında sesiz ve sedasız üç çocuğu amcazadeleri ve diğer hemşerilerimizin idam sahnesini tevekkül içinde seyr eder. 
Bu sahneyi göz yaşı dökmeden, içine dökerek gider çocuklarını damat ve amcazadesinin boynundan ilmikleri çözer , 
ve ölü cesetlerini kucaklar. 
Idam edilen 13 kişiyi kefen ve yıkama işlerini yaparak kimsezler mezarına yan yana defin eder. 
Ve hepsinin mezarına işaretler koyarak, 
Kürdlerin çaresizliği,uygulanan adalete bakın,

Mahmut Ayçicek şiirinde  bakın Derde Mirunun duygularını ne güzel ifade ediyor.  

Bekesi zaf zor a sey şewa tari ,        Kimsesizlik çok zordur.
Xu pışt mı qırıka sey siya mari,      Benim boğazımı sarmaladı siyah yılan gibi
Nefesi mi pesna Çimi şi ser sari,    Nefesimi tıkadı,gözleri çıktı başının üstüne
Mı waşt ez werzi we dinya bı tari,   Ben istedimki kalkayım,ama dünyam karardı.

Derde Mirun, Bingöle evine taziye kurmak için At'ına binerek yola devam eder. 
Daha 50 metre yol almadan tansiyonu yükselerek At'ından düşer. Halbuki At'a ustaca çok iyi binmesini bilen namdar bir kadındır. 
Elazığa çocuklarını üç defa daha evvel  At'ıyla ziyaretine gelmiştir. 
Ama tansiyon onu çok kötü yakalar, 
düştüğünde omuzu yerinden çıkar. 
Elazığ'da Cebar (Kırıkçı) Derde Mirunun omuzunu yerleştirir. 
Palu ya doğru yola çıkan Derde Mirun kolunun sancılarına dayanmaz. 
Palu'da başka bir kırıkçı omuzunun tam yerine oturtur, ama dinlenmesini ister. 
Derde Mirunun refakatçi köylüsü Ehmed Eli Mıstunu Çewlige gönderir, kendisi kolunun iyi olmasını bekler.
Ev sahibi derki ! Çewlikten daha kimse gelmesin ben sana bir kişi refakatçi veririrm.
 Palu/Hun köyüne kadar seni götürsün. 
Hun'dan tanıdıkların vasıtasıyla Çewlige artık sen  gidersin. 
Derde Mirun Palu'dan Hun 'a refakatçiyle yola devam ederler. 
Yolda refakatçi olan Palu'lu niyeti kötü, 
Derde Miruna zarar vermek ister. 
Derde yanında sakladığı silahını hemen çeker,ve önüme düş yoksa seni gebertirim,der. 
Palu'lu adam önde ,Derde Mirun arkadan onu takip eder ta.....Hun köyüne kadar. 
Hun köyünde Derde bir tanıdığın evine gider. 
Kurmanci bir söz var ya

" Şer şer e cı jın cı mer e !)

Derde haber yolar kendi köyünden Ahmed Ali Mıstun ile Seyfi Husen Hun köyüne giderler. 
Hun köyünden kendi köyü SINI'ye trajik ve bir okadarda meşaketli bir yolculukla evine döner.  
Evinin önünde kendisine ait bahçede çocukları,damadı ve amcazadeleri için taziyesini kurar. 
Bir hafta sonrada Kürdçe mevlüt okuyarak dini vecibelerini yerine getirir.
Taziye esnasında köylünün biri Derde Mirun'a hitaben sağda solda bazı insanlar sitem edip diyiyorlarki ! 
Derde Mirunda hiç şefkat yokmu üç oğlu,damadı ve yakını idam ediliyor. 
Derde buna rağmen hiç ağladığını ve üzüldüğünü görmedik, ve hayrete düştük. 
Derde Mirun, taziye esnasında cemaatin kalabalık olduğu ortamda ayağa kalkıp, şunları söyler. 
Sağda solda gevezelik yapan kendini bilmez ve yakinen tanıdığım bu insanlara şunu söyliyeyim ?
Ben Elazığ'da beş yiğidimi dar ağacından indirip, yan yana defin ederken sizin yiğitliğiniz neredeydi ? 
ve cemaate bir sesizlik ve bu boş beleş bazı kendini bilmez insanlar suskunluk içinde sesiz ve sedasız çıkıp giderler.


**************

 
Derde Mirun'a mahkeme heyeti bir çocuğunu  asmayacağız birini seçebilirsin, 
teklifine bakın edebi bir uslupla şiirinde Mahmut Ayçicek ne güzel ifade ediyor. 

Va ! ez xuertun nivicnena,     Ben cocuklarımda ayrım yapmam,
Zerre xo'd kerrun bestena,     Bağlarım içimde taşları,
Ni qirenna ni zi bermena ,     Ne bağırırım,ne ağlarım
Heyun qeyum dehwedara a"  Kıyamete kadar'da davacıyım. 


DERDE MÎRONUN TORUNUN ASKERDE BÎLINMÎYEN ÖLÜMÜNÜN SIRRI ?

Derde Mirun ömrünün sonuna kadar çocuk ve torunlarına bakmaya kendini adar. 
Derdenin ortanca oğlu Said'in Saim ismindeki oğlu 1945 yılında  Bidlise askere gönderilir. 
Saim ,Bidlis askerlik şubesinde görev yapar. 
Saim askerdeyken bilinmeyen bir sebebple  ölür.
Aileye altı ay sonra haber verilir. 
Aileye ulaşan ve rivayetlere göre Saime zehir verilerek öldürülür. Derde Mirun bu olayın olduğu dönemde artık hayata değildir. Ailenin ön ayak olan cesaret edip,
gidip torunu Saim'in cesedini getirecek kimseleride yoktur. 
Kimsesiz olarak Bidlis'te mezara defin edilir. 
Saim askere gittiğinde evliydi ve kızı o dönemde kundaktaydı. 
O Kızı Azize Korkutata ( Şeyh Xalid/Şeyh Arif'in oğlu) eşi olup,
 hala hayatadır.  
Saim'in asker olduğu dönemde Bingöl'den merhum Rıza Bazencir'de onun Bidlisten asker arkadaşıdır. 
Rıza Bazencir askerlik dönüşü Derde Mirun'unn ailesine gider. 
Ve Saim'in mezar yerini bildiğini bildirir. 
Eğer cesedini getirmek isterseniz bende gelip,yardım ederim,der. Aileden kimsenin kalmadığı, diğer yakınlarının cesaret edip, sahip çıkmadığı bir ortamdan bahs ediyorum. 
Düşüne biliyormusun, Derde Mirun'un taziyesine gelip, sitem ve haksız eleştiri yapan boş beleş insanlarda da nerde o insanlık,nerde o cesaret ve yiğitlilik.


Derler ya ? Ateş düştüğü yeri yakar. 

Aşağıdaki bu fotoğraf  askerde ölen torun Saim'in fotoğrafıdır. , Derde Mirun'un torunu Azize Korkutata tarafından yaklaşık 80 yıl evvel çekilmiş  babası Saim'in saklanmış bir fotoğraftır. 



                Derde Mirunun torunu Seid oğlu Saim

 


Son söz olarak, 

Derde Mirun'a Îstiklal mahkemesinde  bir çocuğunun kurtulması için niye karar vermediğini, söyleyen halktan insanlara bakın öngörü ve ferasetiyle Kırdki/zazaki şu tarihi cevabı verir. 

 "Ez unyena hulqun bacé duna dılqun...."
    
Bu sözlerin türkçe anlamı,

Yapılanlara bakarım fikrimi kararımı görüşümü ona göre söylerim.

Selamlarımla,


Orhan (Kaya) Zuexpayıc


**************


EK BÎLGÎ VE BELGELER 
1) Derde Mirun'un idam edilen çocukları ve
    amcazadelerinin kimlik bilgileri ,
2) Idam edilenlerin yayınlandığı dönemin gazetesi,
3) Mahmut Ayçiçek'in Derde Mirun şiiri, 







ÎDAM EDÎLEN DERDE MÎRUNUN COCUKLARI VE YAKINLARIYLA ÎLGÎLÎ BÎLGÎLER ? 


1- Fayıg , Anne adı Derdiye , baba Adı Şıh Ali , doğum 01.07.1892- idam 15.04.1926 
2- Seid , Anne adı Derdiye , baba Adı Şıh Ali , doğum 01.07.1898- idam 15.04.1926 
3- Ibrahim , Anne adı Derdiye , baba Adı Şih Ali , doğum ...................- idam 15.04.1926 

4- Torun / Said oglu Saim 01.07 1925 dogumlu - 09.11.1945  tarihinde askerken zehirlenerek ölür.


DERDE MÎRUNUN ÇOCUKLARI;DAMADI VE AMCADAELERÎNÎN ÎDAM EDÎLDÎGÎNE DAÎR DÖNEMÎN DEVLET TANDASLI GAZETESÎ ?

11 Mart 1926 tarihine kadar,

Çapakçur’lu Şükrü Efendi

"Faik Ertuğrul'un babası", 

(Ali oğlu Said, Ali oğlu Faik, Ali oğlu Ibrahim, Derde Mirun'un çocukları) 

Mehmet oğlu Selim, 

Ömer oğlu Ahmed, Safa oğlu Osman, Mehmed oğlu Abdülkerim, Ibrahim oğlu Ali, Molla Hacı Yusuf, Cündioğlu Feyzullah, Hasan oğlu Osman, Halil oğlu Mustafa, Silo Ahmed, Yaşar oğlu Ömer, Davud Efendi, Veysel ve ayrıca Tiran aşiretinden 10 kişi daha idam edildiler.[11]

 [11] Hakimiyet-i Milliye, 11 Mart 1926.




******************

'
DERDE MÎRUN ÜZERÎNE YAZILAN ŞÎÎR


DERDÊ MİRUN


Derdé mirun derdé mîrun     ( Mirlerin Derdisi, Mirlerin derdisi)

Cînî nîya zé cumyerdun        (Kadın değil sanki erkek gibi)

Hîrî hew tırm eşt pé paştun  (üç cesedı aldı sırtına)

Qehraman ma derdé mîrun   (Bizim kahramanımızdır Derde Miran)


Derdé Mîrun şı mehkema      (Derde Miran gitti mahkemeye)

Hîrî laj'ıb o bîn deza             (üç oğluydu,biri amcazadeleriydi)

Hîrî tenîr bırya ceza              ( Üç oğluna çıktı ceza "idam ")

Va ! hîrî tay yoz est xalza        (Söylediler üç tane az ,birde dayıoğlu)


Dalıqnayiş fermun yın'ıb      (Idam fermanlarıydı)

Va ! dı hew mar o bin tür'ib    (Mahkeme dediki iki oğlun bize ,biri sana)

Derd pay vındert va şımar'ib (Derde Mirun kalktı,dediki hepsi sizin olsun)

Bıdén tırm mı ez ben çolig    (Verin cesedlerimi götüreyim Çolig'e (Bingöl)


Va ! ez xuertun nı vicnen'a   (Ben gençlerin arasından tercih yapmam)

Zerré xud kerrun besten'a   (içime taş bağlarım)

Ni qirrena niz bermen'a      (Ne bağırırım, ne ağlarım)

Heyun qıyum dehwedar'a   (Kiyamete kadar sizden davacıyım)


Derdé mirun laj xu guret    (Derde Miran çocuklarını aldı)

Berd dewé xu nıda mınnet  (Kendi köyüne götürdü,kimseye minet etmedi)

Va ! ın ferman bé edelet        ( Mahkemenin bize fermanı adaletsizdi)

Zulumkari şımar namzet     (Zulme siz adaysınız)

            

Nuştox/ Mahmut Ayçiçek

 
****************

Not ; ( Düzeltme)
 
1- Derde Mirun Çocukları ve yakınlarının cenazelerini  şiirde herne
     kadar kendi köyüne götürdüğü yazılmışsa, gerçek , Elazığ'da
     defin edildi. 
2- Derde Mirunun üç oğlu ,bir amcazade değil , iki amcazadeydi.
    Şükrü Bey amcazade, Selim beg  hem amcazade hemde damatır. 










1 yorum:

@templatesyard