Doktor Rodi Demirkapı'nın anısına












"Yan Kurdistan, yan Neman ! 

"Bu ağaçlar ne hoş, bu çiçekler ne güzel: 
Fakat bunlar benim ülkemin ağaçları ve çiçekleri değil, 
bana hiçbir şey söylemiyorlar." 

  Dr. Nureddin Zaza


Yukarıdaki sözlerin yazarıda Dr Rodi Demirkapı'nın hemşerisi Elazığ/Maden'li Dr .Nureddin Zaza'ya aittir. 
Evet ! sürgün şiirinden alınan bu sözler bu iki aydının ölümleri farklı olsada,şiir,edebiyat,sanat ve siyaset mücadele yaşamlarının her ikisinin ortak paydalarıydı. 
Şiir,edebiyat ve sanatlarında bırakttıkları eserler Kürd kültür,siyaset ve edebiyatında önemli miras olarak çoktan yerini almıştır.

Doktor Rodi Demirkapı'nın hayatına son vermesi üzerine birçok Kürd yazar ve aydını yazdı,çizdi. 
Dr.Siraç Bilgin,Yaşar Kaya,Günay Aslan ,Ferzan Berti başta olmak üzere birçok kalemler kendi pencerelerinden yazdı. 
Rodi Demirkapı'nın neden intihar ettiği,intihara götüren nedenler nedir? 
bu konuda ironik bir yaklaşımla bamteline açıkca basmadılar. 
Rodi Demirkapı'yı yakinen tanıyan şahsiyetlerden bazıları intiharın olduğu tarihte özellikle özgür politika gazetesindeki yazılar ve demeçler verdiler.

Acaba demeç ve yazanların Rodi Demirkapı ile gazetenin misyonuna üstlendiği siyasi irade arasındaki durumu biliyorlarmıydı? 
bilselerde doğruları yazıp gazeteye yollama fikirleri olurmuydu? düşünün ki yolasaydılar gazete yazıyı yayınlarmıydı ? 
bu soruların yanıtlarını irdelememiz gerekir, düşüncesindeyim.

Dr. Rodi'nin ölümü üzerine Solingen'de Pskiyatrist hemşerimiz Dr Fikret Zenginle mutlaka bilimsel bir makale yazmasını istedim. Çünkü Dr Fikret Zengin'de daha ortaokul yıllarında köyde hastalandığında babası 1973-74'li yıllarda onu Karlıovada (Kanireş) Dr Rodi'ye tedaviye götürmüştü. 
Dr Rodi'yi yakinen tanıyan biriydi. 
Dr Fikret Zengin Awrupada mülteci olarak yaşayan insanlarımızdan hergün enaz 50 kişiyi tedavi ediyor.
Dr Rodi'nin ölüme gittiği yılda Kürd siyasetindeki (Apo'nun yakalanması,mahkeme savunmaları,demokratik cumhuriyet ) sosyal ve siyasal alt oluşların ,
Dr.Rodi gibi siyasi ve düşünsel kimlikli insanlarda yarattığı tahribatı bilenlerdendi.

Dr Rodi'nin intihar ettiği dönemde birçok Kürd insanı yılarca fedakarca mücadele verdiği siyasi ve ideolojik çizgilerde tersyüz oluşumlar insanların çoğunda hayal kırıklığı yarattı. 
Birçok insan yanlışları bildiği halde konuşmayarak içine bir yara,bir ur sakladı. 
Bir kısımı yanlışları her ortamda teşir etmeye çalışırken susturuldu.

Kürd toplumunda yaşanan bu ruhsal travmaya,
kimi göçmen hastalığı adını taktı, 
kimi Sekban hastalığı "M.Şükrü Sekban" taktı, 
kimi Apo sendromu taktı.

Toplumda o dönemde yaşanan şok terapiler üzerinde psikolog,sosyolog ve siyaset bilimcilerinin bilimsel çalışmalar yapmaması duşündürücüdür.

Belki bunlar yazılsaydı Dr Rodi'nin ölümünü bugün yazmazdım.
Rodi Demirkapı'nın ölümüne neden olan sorunları bilimsel tesbitlerden yoksun ve eksikte olsa belki açık yüreklilik ve sade dil ve uslubuyla yazan,

Ferzan Berti'nin yazmış olduğu makalenin son parağrafında saklıdır.

 Bakın aşiretinden akrabası'da olan Ferzan'nın sitem dolu cümlesi; 
"Bence Dr.Rodi'nin ölümünde, Almanya'da yaşayan tüm yurtsever Kürd çevreleri, özellikle akrabalarının ve ailesinin büyük bir pay sahibi olduğuna inanıyorum. 
Dr.Rodi o duruma öyle söylediği gibi bir iki basit şeyle gelmedi.

Dr.Rodi'yi intihar edecek duruma getiren,enbüyük etken çevresinde olup biten ve kokuşmuş çevresiydi. 
Dr.Rodi'nin etrafında sanki onun ölümünü hazırlayan çok çirkin, ikiyüzlü insanlarla doluydu.
Bu da rahmetli Dr.Rodi'ye hiç bir yaşam seçeneğini bırakmıyordu.
Yani "hepimiz suçluyuz." diyordu.

Ferzan Berti'nin bir başka ve dikkatimi çeken tesbitini daha hatırlatmak istiyorum. 

"Avrupadaki yaşami Dr Rodi hiç sevmemişti., dil bilmediği ve çalışmadığı için çok büyük sıkıntılar içersindeydi. 
Mülteci olarak kalmak Dr.Rodi'ye zor gelmekteydi. 
Ülkesinden ve halkından uzak olması, 
Dr Rodi'yi sarsıyordu. 
Böyle sıkıcı bir hayat onu bunalıma sürükler ve psikolojik bunalıma giren Dr.Rodi problemleri aşamıyarak 9 Mayis 2001'de Almanya'nın Köln kentinde yaşamına son verir. 
Geride ülke, akrabaları ve çocuklari için mektuplar yazmıştı." diyor.

Ferzan Berti'nin bu tesbitlerinde yatan gerçekleri hatırlatarak Dr Rodi'yi daha iyi tanımak için rahmetli babasını kısaca size tanıtmak istiyorum. 
Yıl 1997 Diyarbakır Belediyesinde Hukuk işleri Müdürü olan Dr Rodi'nin amcası oğlu olan Avukat Süleyman Demirkapı çok samimi bir dost ve ağabeyimdi. 
Diyarbakırda o dönemlerde DGM mahkemsindeki davalarımı takip etmek için her gittiğimde; Süleyman abiye uğrardım. 
Beni bırakmazdı.
Çolig'den, Xarpeten, Palu, dan, Dareheniden Ko Spiden, Şerefeddin'den kısaca Kürdlük vadisinde olup bitenlerden koyu sohbetlerimiz ağırlıklı noktalardı. 
Bizimkisi bir nevi hasret giderme,anıları hatırlama ,tazeleme ve dertleşmeydi. 
Birgün yine gittiğimde masası üzerinde bulunan bir kitabın altını çizerek okuyordu. 
Kitabın ismi A.Melik Fırat'ın "Fırat mahzun Akar" kitabıydı. 
Bu kitapbın 50.safasında Salhane Köpekleri başlıklı yazıda Dr.Rodi Demirkapı'nın babası Abdullah Qantoz'la ilgili bir anekdotu okuyordu.






Melik Fırat kitabındaki alıntıyı şöyle aktarıyor. 

Kürdçe'de SELLEXANE diye ifade ederler. İşe yaramayan hedefsiz insanlar "De berde wî sellexane" diye dışlanırlar. halkımız kendilerini temsil eden bu tür sellxanelerden sakınmalarını acizane tavsiye eylerim. Söz buraya gelmişken Abdullah Qantozu "Rodi'nin babası" rahmetle anmak istiyorum. 
1960'tan önce DP döneminde Elazığ'dan bağımsız adaylığını koymuştu. 
Kürd köylerine gidip gaz tenekesinin üzerine çıkarak hararetli Kürdçe nutuklar çekerdi. 
Çok espritüel bir insandı. 
Konuşmaları'nın sonunu şöyle bağlardı: 
"Aziz kardeşlerim etli bulgur pilavınızı yedikten sonra kemiklerinizi kendi kapınızdaki köpeğinize mi verirsiniz ? 
yoksa elin itine mi?" diye sorardı. 
Köylüler hep bir ağızdan "Elbetteki kendi kapımızdaki köpeğe veririz" derlerdi. 
 " Öyleyse ben de şeref ve namusunuz olan reylerinize talibim,onu bir köpek sadakatiyle koruyacağıma namusum üzerine söz veririm."

A. Melik Fırat sözlerinin sonunda şunu söyler. 
Sen bu dünyadan geçip gittin Abdullah Qantoz. 
Ruhun şad olsun,diyemiyeceğim;zira senin halkın hâlâ elin Kuçık'larına rey vermeye devam ediyor.


Evet, Süleyman Demirkapı'yı ziyaret ettiğim o dönemlerde sohbetimizde Dr Rodi'ye çok kızgındı. 
Gerekçeside şuydu ; 
Hafızam beni yanıltmıyorsa Dr Rodi Med TV'de dengbejler proğramına Kürd giysileri (Şal û Şapık'la) gidip,şiir ve stran söylemesiydi. 
Süleyman abi çok değerli bir o kadar yürekli temiz duygulu hile ve hurdası olmayan bir insandı. 
Anladığım kadarıyla Qantoz ailesi çevrede aristokrat,Dr Rodi de Beritanlıların ilk okuyan doktorudur. 
Süleyman abi'de avukat olduğu için artık sınıf karekterimi diyelim,küçük burjuva anlayışımı diyelim ? 
amcasının oğlunun o proğramlara çıkmasından rahatsızdı. 
Tabi Süleyman abile epey tartışmamız oldu. 
Dr.Rodi hernekadar mesleki doktorsa,asıl ilgi alanı ağırlıklı şair ve edebiyattı. 
Kaldı- ki Dr Rodi ülkedeyken de diğer bazı aydınlardan farkıda sürekli sanatıyla,mesleğiyle,giyim ve kuşamıyla halkla iç içeydi. Tabi tartışmamız, sohbetimiz uzun sürdü.


Dr. Rodi Demirkapı'yı 1976'da tanıdım. 

Çok iyi hatırlıyorum ! Dr Rodi'nin muayenehanesi Bingöl Genç caddesı üzerinde Beritanlıların mülkiyeti olan bugünde Belediye iş hanı karşısındaki binanın 2. katındaydı. 

Tabelasında o dönemlerde Rodi değil,Hacı Demirkapı yazılıydı. 
Bir defasında babamında kirvesi olan Şeyh Said ailesinden şuandaki Bingöl Milletvekilli Hişyar Özsoyun dedesi M.Zeki Özsoy hastaydı. 
Bana dedi ki ? beni Dr Hacı "Rodi" Demirkapı'nın yazıhanesine götür. 
Hacı Demirkapı'yı ilk defa orada tanıdım daha 15,16 yaşlardaydım. Bir defasında da hasta olduğum için babam beni yanına götürmüştü. Fakir halktan tedavi ücreti almıyordu.


*************************


Dr Rodi'nin şiir,edebiyat eserlerinideki o güçlü yorumlarına ancak o davudi sesi yakışırdı. 
Sesi çok içli ve güzel olduğu,ülkedeyken hobileri arasında taktığı o geniş fötr şapkasını yasaklayan anlayış,at yarışlarından uzak imkansızlıklarla boğuşan, Dr Rodi'nin bilinmiyen yönlerini anlatmaya çalışacağım. 
Kürd değeri Dr Rodi hakkında doğruları yazmak gerekir. 
Yaşanan bazı olayları Kürd halkından saklamak Kürdlere hakarettir. 
Kürd halkının herşeyi bilmesi,eksikse tartışması en doğru yaklaşımdır.

Dr Rodi hakkında çok spekülasyonlar yapıldı. 
Kürd aydın ve yazarları onu anlayamadı. 
O özgürlükler ülkesine olan özlemini bıraktığı mektubta zaten yazmışttı.
 
Hatırlayanlar bilir mektubu'nun ismi
 
"Yan Kurdistan ,Yan Neman " 

Türkçesi "Ya Kurdistan, Ya Ölümdür." 
Kim ne yazarsa yazsın ! kim ne derse desin ! gerisi " laf'û -güzaf "tır.


Dr Rodi asıl mesleği tıbbiyeci olup,Awrupa'da mesleğini icra edemiyordu. 
Ama yine ilgi alanı şair ve edebi kişiliğiyle Kürd insanın ruhunun iyileşmesini,çekilen acı ve ızdıraplara merhem olması,insanı yüceltmenin peşindeydi.
Şiir kitabı ve kasetlerinde ulusal bilinci , savaşın acı ve ızdıraplarını, felsefe kitabında da insanların ruhlarının iyileşmesinin peşindeydi.

Dr Rodi'nin yapmak istediği sanatsal ve edebi çalışmalarıyla savaşa ve şiddete karşı kürd halkının direnişini temel alırken,diğer taraftan çekilen acı ve hüzünler ve kirli savaşa karşı kin ve nefretinide dışa vuruyordu. 
Dr Rodi'nin bu özellikleri bana Ispanyol ressam ve heykeltıraş pablo Picasso'yu hatırlattı.

Pablo Picasso,en tanınmış eseri Alman ordularının Guernica kasabasını bombalamasınıanlatan Guernica adlı eseridir. 
Resim 1937'de yapılmıştır. 
Bu resim şu anda Madrid'de Reina Sofía Müzesinde bulunmaktadır. Picasso, bir sergisi sırasında kendisine, 
"Bu resmi siz mi yaptınız" diye soran bir Alman generaline, 
"Hayır ! siz yaptınız" cevabını vermiştir. 
Bu resim Picasso'nun savaşa ve Guernica'nın bombalanmasına karşı duyduğu güçlü nefreti anlatmaktadır. 
Resimdeki insan ve hayvan figürleri acı, hüzün ve savaşa karşı duyulan nefreti yansıtmaktadır.

Guernica Bombardmani ; Ispanya iç savaşları sırasında Guercina'ya 26 Nisan 1937 tarihinde yapılan, geniş çaplı yıkıma ve pek çok sivilin ölümüne sebep olan hava saldırısıdır. 
Pablo Picasso tarafından 1937'de yapılan ve Guercina Bombardmanı'nı anlatan, 7,76 m eninde ve 3,49 m yüksekliğinde anıtsal tablodur.

Evet, yıkıma,acı ve ızdıraplara neden olan Alman faşizmi ve onun generalleri nefretle anılırken, 
yapılan tahribatları sanatıyla insanlığın hizmetine sunan Pablo Picasso eserleriyle yaşamaktadır.


*********************************

Dr Rodi'nin mensup olduğu ailede bir gelenektir dengbejlik,Çewlik dengbejler kitabını okuyunca Rodi'nin mensup olduğu Berti aşiretinin Karkulak kolundan onlarca dengbejin olduğunu görebilirsiniz. 
Ehmedê Bêrtî,damadı ve akrabası Ehmed Demirbaş,oglu Fesih Tunç,Sidar Beritan,Zülfü Ormangören isimleri ençok anılanlardır.

Dr Rodi Demirkapı'nın şiir,edebiyat ,folklor,kültür ve felsefik alandaki eserleri vardır. 
Bu çok yönlülügün en ağır basanı şairliği ve dengbejliğidir. 
1997,98 yılları olsa gerek Medya TV'de çıkttığı dengbej proğramlarında Dr Rodi'yi izleyince,bende şu kannat oluştu. Dr Rodi'yi modern çağın bir dengbeji olarak betimlemek, deyim yerindeyse bu kategoriye koymak en doğru yaklaşımdır. 
Çünkü eserlerinde işlenen ana temada bunu görebiliriz. 
Malumunuz, Kurdistanda Dengbejler klam,stran,helbest ağırlıklı olarak aşk,sevgi,sevda,trajedi ve dramlar aktarılır. 
Oysa ki ! Dr Rodi'nin eserleri "helbest , klam" irdelendiğinde yakın dönem Kürd ulusal mücadelesinde yaşanan savaş'ın,dirilişin,ulusal bilincin kısaca Kürd kültür ve tarihi'nin anatomisini ağırlıklı olarak görebilirsiniz.

Dr Rodi'nin o davudi sesiyle kullandığı Kürdçe'nin zenginligi,özgünlüğü,sadeliği,canlı ve duruluğu insanı adetta dirilterek ruh ve heyecan veriyordu. 
Kürdlerin Awrupa'da birçok etkinlik ve yürüyüşlerinde mikrofon ve megafonla okuduğu helbest (şiir), siyasi ve tarihi ajiteleri hala kulağımızda yankılanır. 
Dr Rodi bu etkinliklerde Kürd halkının kahramanlık stranlarını,şiirlerini o davudi sesiyle söyleyince adetta kendini Şerefeddin dağında Beritan aşireti içinde görürüdü. 
Belki Şerefeddin dağı'na sık,sık vurgu yapması çocukluk,gençliğine olan özlemiydi, 
belki sürgünde ülkeye olan yaşam tutkusuydu.


********************


Dr Rodi Beritan aşireti'nin Karakulak kabilesinin Qantoz ailesindendir. 
20 Şubat 1945 yılında Elazığ/Palu ilçesine bağlı Gülçatı (Kirvan) köyünde doğmuştur. 
Köy günümüzde idari yapılanmadan dolayı Kovancılar ilçesine bağlanmıştır. 
Çolig'de "Bingöl" Dr Rodi'nin kabilesine mensup geniş bir nüfusları vardır.
Dr Rodi zaten doktor olduğunda ilk muayenehanesini Karlıova ve Bingöl merkezde açtı. 
1973-1980 yıllarına kadar Bingöl'de serbest doktorluk yaptı. Bingöl'de MHP'li Belediye reisi vurulduğunda,
Dr Rodi'de tehditler alır. 
Bingöl'de o dönemi yaşayanlar bilir. 
MHP'li reisi öldüren gurup PKK'dir. 
MHP'nin tehdit ettiği ve hedefine aldığı kişilerin başında halk içinde sevilen sayılan,karyeri olan Kürd aydınlarıdır. 
Işte bu aydınlardan Av.Şakir Elçi,Dr Rodi dikkat çeken isimlerin başında gelirdi. 
Av.Şakir Elçi PKK siyasi geleneğinden değil, DDKO ve DDKD kökenliydi. 
Devletin ve yerli işbirlikçilerin bilinçli olarak hedefi gösterilerek MHP'li Belediye başkanın yeğeni tarafından 3 Mart 1980 tarihinde öglen vakti şehirin en işlek yerinde şehid edildi.

Oysaki ! Şakir Elçi PKK ile uzaktan yakından alakası yoktur. 
Ama ,gerici, ırkçı -şoven, faşist güçler sözü geçerli,toplumda saygınlığı ve ağırlığı olan en önemliside ?
Kürd davasında DDKO'nun kurucularından,sanığı ve halkın avukatı ,Şakir Elçi'yi çoktan hedef seçmişlerdi. 
Işte o dönemde Dr Rodi Bingöllü terk etmeseydi, 
hedeflerin arasında biride oydu.
Dr Rodi Kovancılara yerleşince o dönemlerde kurtuldu. Kovancılarda bu defa yine faşist ve şoven çevreler onu rahat bırakmadı. 
Dr Rodi'nin kontrgerilla tarafından nasıl vurulduğu, oğlu Şurzan'nın şehadettinin öyküsü çok uzun olduğu için anlatmıyacağım. 
Dr Rodi Kovancılarda HEP ilçe örgütünü kurdu ve başkanlığını yaptı. 
Hatta Kovancılarda benimde yakinen tanıdığım Beritan'lı Rahmi Çakıcı 1989 tarihinde Belediye başkani seçilmişti.
Rahmi Çakıcının seçilmesinin baş aktörü Dr. Rodi Demirkapıydı. 
Dr Rodi nin seçimlerde halk içindeki ağırlığını devlet çok iyi biliyordu. 
Dr Rodi'nin bu siyasi faliyetlerinden gerici ve işbirlikçi çevreler çok rahatsızdılar.
Bundan dolayı Dr.Rodi Kontr-gerillanın hedefindeydi. 
Bu seçimlerde de Kovancılardaki bir subay tarafından nasıl tehdit edildiğini bana anlatmıştı.


***************

Dr Rodi ile çok samimi dostluğumuz vardı. 
Awrupa'da sık,sık biraraya gelirdik. 
2000 yılında ülkeden babam ve annem ziyaretimize gelmişlerdi. Sohbet ederken Dr Rodi'nin ismi geçince babam bana dediki ? 
babası ve kendisi dostum,yarın ziyaretine gidelim ! dedi. 
Ertesi gün telefon açıp,Köln'deki evine gittik. 
Eşi,kızı ve kendisi bizi karşıladılar. 
Kürd gelenek ve göreneklerine göre mütevazi ikramlarda bulunuldu. Dr Rodi'nin oturduğu salonda hafızam beni yanıltmıyorsa son çıkardığı "Hebun Mutlaqe" kitabından koliler halinde belki bin tane istif edilmişti. 
Dr Rodi'nin ilişkide olduğu siyasi yapılanma ambargo koymuşttu,kitabını ciddi bulmadıkları için hitap ettikleri kitleye kitapları satma ve dağıtma engeli konulmuştu. 
Yine Köln civarındaki sorumluların talimatıyla bazı A-politik kişiler Dr Rodi'nin çocuğu yaşında,
Kürdlük bilinci ve ruhu olmayan kişiler Dr Rodi'ye konuşma yasağı koymuşlardı. 
Dr Rodi o dönemlerde yaşanan siyasi gelişmelerden rahatsızdı.
Kürdlerin haklı kavgasında onurla,yürekle fedekarca yer almış ve bu uğurda ağır bedeller ödemiş biriydi. 
Dr Rodi intihar ettiği  dönemde Kürd siyasetindeki alt oluşlardan çok etkilenerek bir boşluğa düşmüş,
ve kendi iç dünyasına kapanmış durumdaydı. 
Doğru bildiklerinden hangi koşular olsaydı sakınmayan Dr Rodi suskun ,sanki yoktu.

Dr Rodi'ye konulan yasak ve ambargolar tabi kendisini çok sarsmıştı.
Kitaplarından birkaç tanesini ben alıp,kendisine sattım. 
Bazen toplantı ve yürüyüşlerde beni görünce içini bana dökerdi. Konuşmasını aralıksız sürdürüdü. 
Bende bir ağabeyim,bir aydın,bir aile dostu ve Awrupadaki yaşadığı sıkıntılardan dolayı pür dikkat kendisini dinlerdim. 
Ben onu anlıyordum, ama onun çevresini kuşatan cennah onun ne yapmak istediğini anlamıyordu. 
Dr Rodi bazen konuşmasının sonunda Orhan ? 
ben herhalde çok konuşttum,seni rahatsız ettim diyince; 
çok üzülüyordum. 
Bu sözünde saklı olan ve asıl anlatmak istediği ? 
A-politik,Kürdlük bilinci olmayan kişilerin doktorun duygularını nasıl bastırdığını görmek mümkündü. 
Dr Rodi çok güvendiği,sevdiği,saydığı insanları görünce deşarz olup,saklı duygularını dışa vuruyordu.


*******************


1998 yılında Köln şehirinde dernekte Dr .Rodi'le beraber oturup sohbet ediyoruz. 
Sohbete genç bir PKK sempatizanı kısaca şunları ifade etti. 
Kürdlere , Apo Kürdlük bilinci,ruhu,kişiliği ve kimliği vermiştir,dedi. 
Ve devam eden genç mesela ben Kürdlüğümü onun sayesinde öğrendim deyince ?

Dr Rodi dayanmadı ve şunu söyledi ? 
Bak oğlum ben yaşca Apo'dan büyüğüm. 
Ben Kürdlük davası yapttığım zaman Apo"Necip Fazıl Kısakürek (Akincılar)" tarikatçıydı. 
Apo o dönemlerde hala A-politik bir insandı. 
Ben Kürdlüğümü ailemden,annemden,babamdan,çevremden ,yaşamımdan en önemliside tarihimden aldım. 
Musa Anter'in Elazığ'daki samimi dostu da babamdı.

Tabi, Dr Rodi bir örnek daha verdi.
 
Ben 1967,68'li yıllar olsa gerek Erzurum'da Tıp fakültesi okurken Faşistlerle gerek düşünsel,gerekse fiziki olarak mücadele eden o dönemlerde sayılı kişilerdenim ,dedi. 
Tabi genç çocuk pür dikkat dinliyor. 
Dr Rodi gence dönerek şahidim Dr Ismail Beşikçidir. 
Sarı hoca o dönemde üniversitede öğretim görevlisiydi. 
Faşistler bana Erzurumda silah sıkttığında Apo hala lise'ye gidiyordu. 

Tabi Dr Rodi'nin bu doğru sözleri,dobralığı bazı kişileri rahatsız ediyordu.


*****************


Dr Rodi'nin ölümünde Köln şehirinde anma toplantısı yapıldı. 
Bu organizasyonu yapan kesimde Dr Rodi'nin kitabına ambargo koyan,konuşmasını yasaklayan siyasi güçtür. 
Doğrusu taziyesine öyle bir ortamda düzenlendiği için gitmedim. Sonradan duydum ki kitapları götürülüp,kitlelere dağıtılmış,Dr Rodi için demeçler,etkinlikler ve toplantılar düzenlenmişler.

Evet, Dr Rodi sağken kitaplarını yasaklayan,diline ket vuran çevreler, timsah göz yaşı dökerek anma toplantısı yapıyorlardı.
 
Derler ya "Kör ölünce badem gözlü olur." sözü hatırıma geldi. 

Dr Rodi sağken bu çevreler neredeydi,
çoğu bırak ilişkiyi,bırak tanımayı,tavır alarak Dr Rodi'ye olmadık,yakışmayan sözler söylediler.

Dr Rodi'nin Köln'de kurulan taziyesine eski DEP milletvekilli Mahmut Kılıç gitmek ister. 
Çünkü uzun yıllara dayalı bir dostluk ve arkadaşlıkları vardır. 
Dr Rodi'nin evine telefon açan Mahmut Kılıç kendini tanıtıp ; evin adresini alıp,taziye'ye gelmek istiyorum,der. 
Telefonu oğlu alıp, Mahmut Kılıç'ın ismini duyunca bekle bir arkadaş var ona vereyim onunla konuş,der ? 
telefonu alan kişi muhtemelen PKK kadrosu Mahmut Kılıç'a direk söyler senin gibi insanların taziyemize gelmesine izin vermeyiz,der. Tabiki  ! Mahmut Kılıç bu olayı bana anlatınca üzüldüğünü haklı olarak ifade etti.

Sonuç olarak, 

Dr Rodi Demirkapı'bizi terkedip gitti.
Şairligi, edebi yönü yanında bence Kürdlerin modern çağın dengbeji olarak Kürd kültüründe bırakttığı eserleriyle Kürdlerin Pablo Picasso'su olarak tarihte yerini aldı. 
Onun ne yapmak istediğini anlama çabası içinde olan biri olarak pür dikkat dinleyerek, ne yapmak istediginin bilincinde olduğum için rahatım. 
Dr Rodi'ye kulağını,yüreğini kapatan ve timsah gözyaşı dökenleri teşir ederek,

Dr Rodi'nin toprağı bol, ruhu şad olsun, diyorum, saygılarımla.

Orhan (Kaya) Zuexpayıc

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

@templatesyard