1994 yılının Haziran ayında askerler köyümüze giderler. Köy halkını toplar ve derki ! Yarın köye geldiğimizde tek insanı görmek istemeyiz. Bu sözün anlamı yarin kalanlar olursa kurşuna dizeriz ve köy halkı acele köyü boşaltarak şehirin varoşları ve akrabalarının daha evvel yaşadıkları köylere sığınırlar.
Kedi ve eşek üzerine kendi köyümde yaşanan olaylardan nostalji yapmak istiyorum. Anlatacağım bu olaylardaki amaç tarihsel olarak toplumsal yaşammımizın iyi anlaşılmasıdır. Kürd toplumunda maalesef yıllarca baskı, zulüm, şiddet politikalarıyla iç içe yaşamıştır. Bu uygulamlardan Kürd coğrafyasında yaşanan şiddetten hayvanlarda nasibini almıştır.
Kendi köyümde yaşanan bu trajik olaylardan iki anekdot yazmaya çalışacağım. Bu olayların yaşandığı köyümle ilgili kisaca bilgi vermek istiyorum. Köyüm Beydoğan "Zoxpa" günümüzde idari yapılanma gereği Palu ilçesine bağlıdır. Köyümüz Gökdere "Guewdere" havzası sayılan alandaki "dakun"aşiretine mensuptur. Köyün tümü Zazaca dili konuşuyor. 1994 yılında 60 hanelik köyümüz devlet güçlerince birgün içinde yakılıp, yıkılıp ve boşaltılmıştır.
* * *
Bu kısa bilgilerden sonra önce Kedi hakkında köyümde yaşanan anekdotu sizinle paylaşmak istiyorum.
1994 yılının Haziran ayında askerler köyümüze giderler. Köy halkını toplarlar ve derlerki; "yarın köye geldiğimizde tek insanı görmek istemeyiz." Bu sözün anlamı yarin kalanlar olursa kurşuna dizeriz ve köy halkı acele köyü boşaltarak şehirin varoşları ve akrabaları'nın daha evvel yaşadıkları köylere sığınırlar.
Çok yakın amcam sayılan Hacı Ali köyünü terk ederek Bingöl`deki çocuklarının yanına yerleşir. Amcam köyüne müthiş sevdali, şehirin yaşamı onun için hergün bir ölümdür. Devlet birgün kanun çıkarır beklentisi içinde köye tekrar gitme düşüncesindedir.
Aralık ayında kar yağmaya başlayınca amcam yakın "Tanzut" ikizgöl köyüne gider. Amacı kimsenin olmadığı köyde iki katlı evinin harap, yıkılmamsı için üzerindeki karları temizlemektir. Tanzut köyündeki dostlarından biraz yiyecek alıp köye gider. Kar temizleme küreği ile evi ve samanlığın üzerindeki karı temizlerken birde bakar evin kedisi dama, yanına gelmiş.
Amcam Kediyi görünce kar atma işine ara verir. Kedi amcamın şalvarına sürünüp,miyavlamaya başlar. Kedinin bu ruh hali ve davranışı onu çok etkiler. Beraberinde götürdüğü yiyecekleri yemeyip hepsini Kedinin önüne koyar.
Kedilerin ruh hali çok degişkendir, müthiş bir duyu yeteniğine sahiptirler. Kediler miyavladıklarında ilgi isterler. Kedinnin sahibine sürtünmesi sizin kokunuzun kendi üzerine bulaşması içindir. Bu davranış Kedinizin kendisini size yakın hissetmesindendir. Kedinin sahibine sürtünmesi bundan dolayıdır.
Amcam evinin Karlarını temizledikten sonra, köyden ayrılır. Köyün dışında bulunan köy mezarlığına geldiğinde Kedinin arkasından geldiğini görür. Mezarlık köyden yaklaşık 400, 500 metre mesafededir. Köyün kaybolduğu tepenin arkasına sarkan amcam , arkasına dönüp baktığında Kedinin görünmediğini, merakından dönüp geriye dogru baktığında Kedinin dönüp Köye doğru yol aldığını hayretle izler.
Tabi Kedinin bu davranışlarını amcam anlatınca çok duygulanırdı. Her hayvan'nın kendine özgü ruh dünyasi vardır. Örneğin Köpek herşeyini borçlu olduğu efendisini ,Tanrı gibi gören ve herkesi seven köpeklerden farklı olarak Kedi evini sever, efendisini daha az sever.Amcam Kedisinin evine bağlılığını işte bu ifadelerle anlatıyordu.
* * *
Köyümde yaşanan ikinci anekdota çok ilginçtir. Bu olay çevre köylerde sık,sık anlatılır. Çevre köyler bazen köyümüzle ironi "alay" yaptıklarında bu olayı animsatırlar. Zaza'ca şöyle derler, "Şıma Zoxpayıc eyı ni, Her eştıb zere cılun." Türkçesi siz Zoxpalılar o değildiniz eşeği yatağın içine koydunuz. Ama yaşanan bu gercekliği sizinle paylaşmak istiyorum. Bu suç insanlarımın,köyümün,halkımın değil ki utanayım. Bu uygulamalar devletin bir ayıbıdır. Sisteminin yıllarca halkıma reva gördüğü insani yaşamdan uzak bu olayların örnekleri çoktur.
CHP'nin tek partili döneminde devletin tahsilatçıları,halk arasında "Quncilci" ismiyle anılan kişiler Zoxpa köyüne giderler. Osmanlı ve Cumhuriyetin ilk yıllarında yürülükte olan "aşar" arapça %10 anlamına gelen tarım ürünlerinden alınan vergilerle, halk arasında "ağnam"denilen kelle başı hayvandan alınan vergi çeşitleri vardı. Aşar vergisi 1931 yılına kadar, "Ağnam" vergisi 1951 yılına kadar yürülükteydi. Olay 1940'lı yıllarda yaşanmıştır.Tahsildar "Ağnam" vergisi için Zoxpa köyüne gider. Köylüler fakir olduğundan ve hayvanlarını tahsildardan saklayarak az vergi vermek isterler.
Köy halkından Ibrahim isminde halk arasında "Yıbış Elun" eşeğini saklamaya fırsat bulamadığı için ,eşeğini evinin içine alır. Çünkü tahsildar samanlık ve ahırları tek,tek kontrol ediyor. Ibrahim evinin odasında bir yatak serip,eşeği'nin ayaklarınıda bağlayarak geniş bir yorganla eşeğin üstünü örterek saklamaya çalışır.
Tahsildar'da tesadüf sonucu Ibrahim'in evini seçer.Ev sahibi tahsildarı ağırlayıp, sohbete başlarlar.Tahsildar sohbet ederken birde bakarki ! o'da'da üstü komple örtülmüş yatakta birisinin uyuduğunu görür ve sorar.Yatakta yatan kimdir? Ibrahim der ki ! memur bey yatan annemdir aynı zamanda yatalaktır.
Tahsildar annesinin hastalığını sorar ve ilaç ve tedavilerle ilgili tecrübelerini anlatmaya çalışır. Tabi bunu söylerken ben bir hastayıda hem sorup, hemde kontrol edeyim diyor. Yorganı kaldırdığında birde ne baksın siyah ve kuyruğu uzun bir siyah eşek yatağın içindedir.
Tahsildar bu durumu görünce hayrete düşerek, birazda alay ederek, Ibrahim senin ananın kuyruğu olduğunu bilmiyordum. Bu tip alay ve hakarete varan sözler sarf eder. Tabi tahsildarda halkıyla alay eden Kürd biridir.
Evet, yaşanan bu olay halen memleketimde devletin zulüm ve baskısı anlatıldığında akla gelen olaylardan biridir.
Sonuç olarak, ülkemdeki bu manzaraların tümü yaşanan bir öyküdür. Kedi ve eşek olaylarındaki anlatımlarımda ,aslında insanların yaşadığı trajedileri anlatmaya calışıyorum. Kürd fablarında çoğunlukla kahramanları veya muhatapları hayvan olan öyküler çoktur. Her hayvan'nın temsil ettiği bir nitelik vardır.Kurt açğözlülüğü,Koyun masumiyeti,Köpek sahibine sadakati,Kedi ise evine olan bağlılıgı temsil eder. Eşek ise genelde ahmaklığı temsil etmekle beraber Kürd toplumunda soyuna ihanet eden,uzak duran ,soyunu inkar edenlerin peşine takılan anlayışları temsil eder. Amcam'ın kedisi'nin yıllarca yaşadığı evine olan bağlılığı ve hak ettiğinden dolayı'da makalemin başlığı'nı Yurtsever Kedi adını koydum. Selamlarımla.
Pazar, 16 Ağustos 2009
Kedi ve eşek üzerine kendi köyümde yaşanan olaylardan nostalji yapmak istiyorum. Anlatacağım bu olaylardaki amaç tarihsel olarak toplumsal yaşammımizın iyi anlaşılmasıdır. Kürd toplumunda maalesef yıllarca baskı, zulüm, şiddet politikalarıyla iç içe yaşamıştır. Bu uygulamlardan Kürd coğrafyasında yaşanan şiddetten hayvanlarda nasibini almıştır.
Kendi köyümde yaşanan bu trajik olaylardan iki anekdot yazmaya çalışacağım. Bu olayların yaşandığı köyümle ilgili kisaca bilgi vermek istiyorum. Köyüm Beydoğan "Zoxpa" günümüzde idari yapılanma gereği Palu ilçesine bağlıdır. Köyümüz Gökdere "Guewdere" havzası sayılan alandaki "dakun"aşiretine mensuptur. Köyün tümü Zazaca dili konuşuyor. 1994 yılında 60 hanelik köyümüz devlet güçlerince birgün içinde yakılıp, yıkılıp ve boşaltılmıştır.
* * *
Bu kısa bilgilerden sonra önce Kedi hakkında köyümde yaşanan anekdotu sizinle paylaşmak istiyorum.
1994 yılının Haziran ayında askerler köyümüze giderler. Köy halkını toplarlar ve derlerki; "yarın köye geldiğimizde tek insanı görmek istemeyiz." Bu sözün anlamı yarin kalanlar olursa kurşuna dizeriz ve köy halkı acele köyü boşaltarak şehirin varoşları ve akrabaları'nın daha evvel yaşadıkları köylere sığınırlar.
Çok yakın amcam sayılan Hacı Ali köyünü terk ederek Bingöl`deki çocuklarının yanına yerleşir. Amcam köyüne müthiş sevdali, şehirin yaşamı onun için hergün bir ölümdür. Devlet birgün kanun çıkarır beklentisi içinde köye tekrar gitme düşüncesindedir.
Aralık ayında kar yağmaya başlayınca amcam yakın "Tanzut" ikizgöl köyüne gider. Amacı kimsenin olmadığı köyde iki katlı evinin harap, yıkılmamsı için üzerindeki karları temizlemektir. Tanzut köyündeki dostlarından biraz yiyecek alıp köye gider. Kar temizleme küreği ile evi ve samanlığın üzerindeki karı temizlerken birde bakar evin kedisi dama, yanına gelmiş.
Amcam Kediyi görünce kar atma işine ara verir. Kedi amcamın şalvarına sürünüp,miyavlamaya başlar. Kedinin bu ruh hali ve davranışı onu çok etkiler. Beraberinde götürdüğü yiyecekleri yemeyip hepsini Kedinin önüne koyar.
Kedilerin ruh hali çok degişkendir, müthiş bir duyu yeteniğine sahiptirler. Kediler miyavladıklarında ilgi isterler. Kedinnin sahibine sürtünmesi sizin kokunuzun kendi üzerine bulaşması içindir. Bu davranış Kedinizin kendisini size yakın hissetmesindendir. Kedinin sahibine sürtünmesi bundan dolayıdır.
Amcam evinin Karlarını temizledikten sonra, köyden ayrılır. Köyün dışında bulunan köy mezarlığına geldiğinde Kedinin arkasından geldiğini görür. Mezarlık köyden yaklaşık 400, 500 metre mesafededir. Köyün kaybolduğu tepenin arkasına sarkan amcam , arkasına dönüp baktığında Kedinin görünmediğini, merakından dönüp geriye dogru baktığında Kedinin dönüp Köye doğru yol aldığını hayretle izler.
Tabi Kedinin bu davranışlarını amcam anlatınca çok duygulanırdı. Her hayvan'nın kendine özgü ruh dünyasi vardır. Örneğin Köpek herşeyini borçlu olduğu efendisini ,Tanrı gibi gören ve herkesi seven köpeklerden farklı olarak Kedi evini sever, efendisini daha az sever.Amcam Kedisinin evine bağlılığını işte bu ifadelerle anlatıyordu.
* * *
Köyümde yaşanan ikinci anekdota çok ilginçtir. Bu olay çevre köylerde sık,sık anlatılır. Çevre köyler bazen köyümüzle ironi "alay" yaptıklarında bu olayı animsatırlar. Zaza'ca şöyle derler, "Şıma Zoxpayıc eyı ni, Her eştıb zere cılun." Türkçesi siz Zoxpalılar o değildiniz eşeği yatağın içine koydunuz. Ama yaşanan bu gercekliği sizinle paylaşmak istiyorum. Bu suç insanlarımın,köyümün,halkımın değil ki utanayım. Bu uygulamalar devletin bir ayıbıdır. Sisteminin yıllarca halkıma reva gördüğü insani yaşamdan uzak bu olayların örnekleri çoktur.
CHP'nin tek partili döneminde devletin tahsilatçıları,halk arasında "Quncilci" ismiyle anılan kişiler Zoxpa köyüne giderler. Osmanlı ve Cumhuriyetin ilk yıllarında yürülükte olan "aşar" arapça %10 anlamına gelen tarım ürünlerinden alınan vergilerle, halk arasında "ağnam"denilen kelle başı hayvandan alınan vergi çeşitleri vardı. Aşar vergisi 1931 yılına kadar, "Ağnam" vergisi 1951 yılına kadar yürülükteydi. Olay 1940'lı yıllarda yaşanmıştır.Tahsildar "Ağnam" vergisi için Zoxpa köyüne gider. Köylüler fakir olduğundan ve hayvanlarını tahsildardan saklayarak az vergi vermek isterler.
Köy halkından Ibrahim isminde halk arasında "Yıbış Elun" eşeğini saklamaya fırsat bulamadığı için ,eşeğini evinin içine alır. Çünkü tahsildar samanlık ve ahırları tek,tek kontrol ediyor. Ibrahim evinin odasında bir yatak serip,eşeği'nin ayaklarınıda bağlayarak geniş bir yorganla eşeğin üstünü örterek saklamaya çalışır.
Tahsildar'da tesadüf sonucu Ibrahim'in evini seçer.Ev sahibi tahsildarı ağırlayıp, sohbete başlarlar.Tahsildar sohbet ederken birde bakarki ! o'da'da üstü komple örtülmüş yatakta birisinin uyuduğunu görür ve sorar.Yatakta yatan kimdir? Ibrahim der ki ! memur bey yatan annemdir aynı zamanda yatalaktır.
Tahsildar annesinin hastalığını sorar ve ilaç ve tedavilerle ilgili tecrübelerini anlatmaya çalışır. Tabi bunu söylerken ben bir hastayıda hem sorup, hemde kontrol edeyim diyor. Yorganı kaldırdığında birde ne baksın siyah ve kuyruğu uzun bir siyah eşek yatağın içindedir.
Tahsildar bu durumu görünce hayrete düşerek, birazda alay ederek, Ibrahim senin ananın kuyruğu olduğunu bilmiyordum. Bu tip alay ve hakarete varan sözler sarf eder. Tabi tahsildarda halkıyla alay eden Kürd biridir.
Evet, yaşanan bu olay halen memleketimde devletin zulüm ve baskısı anlatıldığında akla gelen olaylardan biridir.
Sonuç olarak, ülkemdeki bu manzaraların tümü yaşanan bir öyküdür. Kedi ve eşek olaylarındaki anlatımlarımda ,aslında insanların yaşadığı trajedileri anlatmaya calışıyorum. Kürd fablarında çoğunlukla kahramanları veya muhatapları hayvan olan öyküler çoktur. Her hayvan'nın temsil ettiği bir nitelik vardır.Kurt açğözlülüğü,Koyun masumiyeti,Köpek sahibine sadakati,Kedi ise evine olan bağlılıgı temsil eder. Eşek ise genelde ahmaklığı temsil etmekle beraber Kürd toplumunda soyuna ihanet eden,uzak duran ,soyunu inkar edenlerin peşine takılan anlayışları temsil eder. Amcam'ın kedisi'nin yıllarca yaşadığı evine olan bağlılığı ve hak ettiğinden dolayı'da makalemin başlığı'nı Yurtsever Kedi adını koydum. Selamlarımla.
Pazar, 16 Ağustos 2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder