Bingol Şewiti

Bingol Şewiti

Orhan Zuaxpayıc /" Zeki Yıldız'ın anısına" Kürd edebiyat ve romancısı Mehmet Uzun bakın Kürd dengbejlerin tarifini şöyle yapıyor:

"Insana, insanlığa bir dil,kimlik,tarih,benlik,bellek veren ses,nefes; insani,insanlığı ,insanı anlatan,çağlar boyu, zamanlar boyu,kesintisiz bir çağlayan haline getiren kaynaktır" der.
Bir dil yara bağlarsa… "Kürd dili" İniltileri duyulmaya başlanır. İnceden inceye bir sızı bırakır… Taa o dağların orta yerine gömülmüş, acıların ve yasakların arasından hissedilir. Sonra birileri çıkar gelir. Sırtlarında abaları, ellerinde asaları ve yanlarında sözlerini doldurdukları heybeleriyle… Tarih taşırlar. Zordur o tarihi taşımak. Hele de asırlar boyu o yükü omuzlarından hiç indirmeden taşımak daha da zor...
Evet..Dili yara bağlayan veya yasak bir dilin anlatıcılarıdır, dengbejler. Bugün Kürd halkı, dilinin, kültürünün tarihi gercekliğinin çağımıza taşınmasında, Dengbêj lerine borçludurlar.Kürd kültürü, söz (Klam) , şarkı (stran) , hikaye, folklor ve kılık kıyafet yönü ile çok zengin vede çok güçlü bir temel taştır. Kürd ler bu temel taş niteliğindeki kültürlerini, Dengbêj ler sayesinde omuzlayıp büyük bir itina ile koruyup günümüze taşıyabilmişlerdir.

Bîngol şewitî mij dûman e
Megrî, megrî dayê megrî
Zekî kuştin ber malan e
Zeman xirab em têda ne


Bingol şewitî mij dûman e
Megrî, megrî, dayê megrî
Esker ketin nav gundan e
Zeman xirab em tê da ne


Va ! qomandan, bê îman e
Megrî, megrî, dayê megrî
Millet topkir, bi copan e
Zeman xirab, em têda ne


Çolig "Bingöl" stranları veya deyirleri denilince akla ilk gelen kuşkusuz "Bingöl Şewiti mıj dumane" stranıdır. Bu stran PKK'nın ilk kadrolarından Zeki Yıldız'ın anısına bestelenip,söylenmiştir. Stranı besteleyen Kürd sanatçısı,dengbej Zozan olduğu söylenir. Stran ağıt şeklinde bestelenmesine rağmen Kürdler dikkatimi çekiyor ;eğlence ve etkinliklerde halay çekerek söylerler. Hemen hemen tüm etkinliklerde, Kürd sanatçılarının dile getirdiği bir strandır. Doğrusu anlamakta zorluk çekiyorum. Ağıt olarak söylenen bu stranın içeriği özünden,ruhundan saptırılarak eğlence ve düğünlerde söylenmesinden hicap duyuyorum. Şiwan'ın Halepçe stranından Kürdler hangi mesajı alıyorsa, bence Bingöl Şewtide onu görmelidirler.

Bingöl Şewti stranı'nı Zozan bestelemesine rağmen Rençber Eziz'in kendi tarz ve sesiyle söylemesi insana ruh ve heycan veriyor. Bingöl şewiti "Bingöl yandı" ağıdı Büyük Kürd şairi, Ehmedê Xani'nin Mem û Zin adlı eserinin filme çekilmiş halinde,"ki bu filmde öldürülen Kürd aydını Musa Anter'in payı büyük" kına sahnesinde çok güzel söylenmiştir.Bu stran Kürd ulusal bilinçlenmesinde sanaat ve kültüründe bu kadar önemsenmesimdeki amaç ,öyküsünde yatan fedakar ve bir o kadar kahraman şahsiyet olan Zeki Yıldız'dır.
Zeki Yıldız aslen Karakoçan/Dêp Qumık Türkçelestirilmiş ismiyle Yenikaya köyündendir. Qumık köyü coğrafik konumu itibariyla Bingöl/Kuruca "Gazik" köyüne sınır olup, köy halkının ,sosyal ,ticari,siyasi,ekonomik ilişkilerinin ağırlığı genelde Bingöl iledir. Qumık köyünden Durmuş,Yıldız, Alınak, Ayık ve Karahan soyadlarını taşıyan ailelerin çoğu Bingöl'de yaşıyordu. Qumık köyündeki tüm bu aileler, Kürd ulusal bilinçlenmesinde gençleri diyebilirimki tümü aktif olarak anti-sömürgeci Kürd yapılanmaları içinde yer alıyorlardı.

Ulusal bilinçlenmede yer almalarında Hayri Durmuş, Zeki Yıldız'ın mücadele ve yaşamlarının etkisi belirleyici olduğunu ,söyleyebiliriz. Zeki Yıldız'ı Bingöl'de sanaat okulunda okurken tanıdım. Ben o dönemlerde ortaokula giderken Zeki Yıldız sanaat okulu'nun lise son sınıfına gidiyordu. Yine köylüsü Hayri Durmuş Bingöl Lisesi'nin Fen bölümü birincisi olarak Hacettepe Tıp fakültesini kazanmıştı.

Şah Hüseyin Durmuş, Hayri'nin küçük kardeşiyle'de aynı sınıfta okuyorduk.Şah Hüseyinde çok zeki, başarılı ve sınıf birincisiydi. Hayri Durmuş , kardeşi Şah Hüseyin ve Zeki Yıldız mütevazi, ağırbaşlı olmaları yanında boy ve endamları hiç unutulurmu? Kartal bakışlı Yado'nun mesken tutuğu ve mevzilendiği güzergâhtaki uzun boylu asil ve bir o kadar da asi olan meşe ağaçları bu yiğitlerin korunağı değilmiydi?

Bingöl Lisesinin salonunda başarılı öğrencilerin resimleri ve isimleri hala hafızamdadır. Fen bölümünden Hayri Durmuş ile Beritan aşiretine mensup Selhattin Sarıdağ ikiside Tıbbiye-yi kazanmışlardı. Edebiyat bölümünde de Zihni Karaaslan birinci olarak Erzurum Edebiyat fakültesini kazanmıştı. Sonradan dışarıdan hukuk fakültesini bitirerek avukat oldu. Zeki Yıldız'da okulda çok başarılı ve zeki bir öğrenciydi. Hafızam beni yanıltmıyorsa sanaat okulunu bitirdilten sonra Ankara'da yüksekokul "teknik öğretmenlik" bölümünü kazanmıştı.

Zeki Yıldız 12 Eylül darbesinde dağa çıkan ilk kadrolardandı. Zeki Yıldız'ın gerillacılık yaptığı dönemlerde yakın mücadele arkadaşı Hüseyin Aydoğmuş hoca anılarını bazen bize anlatırdı. Hafızamda kalan bu anıları mutlaka yazmaya çalışacağım. Zeki Yıldız , Bingöl ve çevresinde özellikle Akdağ "Ko Spi" eteğinde bulunan Kelaxsi köyü'ile olan ilişkileri halende anlatılır. Özellikle yaşlı olan kesimlerle diyalogları ve tarihi duyarlılığı olan yurtsever insanlar üzerinde iz bırakmıştı.

Zeki Yıldız'la sanaat okulunda beraber okuyan ve sonradan şehid olan M.Sıddık Bilgin'nin babası Abdülaziz efendi' ile Kelaxsi köyünde yakın dostluk ilişkisi kurar. Zekı Yıldız Abdülaziz efendiyi o kadar etkilemişti-ki,sohbete bize anlata, anlata bitirmezdi.
Zeki Yıldız Bingöl ve çevresinde 2 yıla yakın gerillacılık yaparken 23 ağustos 1981 de kendi köyü Qumık civarında şehadette ulaşır. Çok iyi hatırlıyorum bu çatışma'da bir askerde ölür. Zeki'de böbrek hastalığı vardı. Böbreği sürekli taş ürettiği için ,sürekli sancı ve ızdırapla yaşıyordu. Şehit edilmeden evvel hastalığı bakım ve tedavi gerektirdiği için de köyüne yakın alanda gerillacılık yapıyordu. Evli ve çocuklu olan Zeki Yıldız'in eşi halen Almanya'da yaşamaktadırlar.

Zeki Yıldız fakir ve dar gelirli bir aile çocuğuydu. Babası erken vefat ettiğinden, 6 kardeşlerin en büyüğüydü. Aynı zamanda ailesinin geçimiyle'de gerilla'ya gitmeden evvel sorumluydu. Zeki'nin şehadetinden sonra annesi ve yetim kalan küçük kardeşleri sefalet içinde yaşamlarını sürdürdüler. Son dönemlerde ayağı aksak olan Zeki'nin küçük bir kardeşi bilinçsizce sakal ve külahlı bir şekil alarak tarikata girmişti.

Zeki'nın davasından " bi haber" habersiz bu tuzağa düşen küçük kardeşi acaba hangi duygularla katılmıştır, bilmem. Ama,Zeki'nin eşine olayı anlatınca; evet biliyorum.Yanlızlık,fakirlik, sahipsizlik, ilgisizlik ve en önemliside ailenin yaşadığı travmanın bir sonucudur,dedi !

Maalesef Kürd ulusal bilinçlenmesinde bilinen birçok değerli ailenin çocukları, böyle düşürülmüştür. Istanbul'da Sinagok eylemini yapan aşırı dinci örgütün planlayıcısi Azad Ekinci'de bunlardan biri değilmiydi? Azad'ın babası İdris Ekinci Bingöl Belediyesinin önünde herkesçe bilinen ülkücü ve MHP'liler tarafından şehid edilmişti.
Selim Çürükkaya gayri resmi tarih başlıklı bir yazısinda Zeki Yıldız ve ailesi hakkında bakın ne yazmıştır.
"Zeki Yıldız ile tanıştım Sesiz, ağırbaşlı, yakışıklı bir gençti. Saçları kumraldı, sağ gözünün akı üzerinde küçük kahverengi bir leke vardı. Ankara Yüksek öğretmen okulunda öğrenciydi. Evine misafir olarak gitmiştim. Bir apartmanda oturuyorlardı. Babası ölmüştü, üvey bir annesi, beş altı kardeşi vardı. Hiçbir gelirleri yoktu aileden kimse çalışmıyordu. Zeki hem okuyor hem de aileye bakıyordu. Evlerinde kocaman bir radyo vardı. İkindi vakti Erivan radyosunu açtı "Salıho lo" yu dinleyince ağladım."

Sonuç, Bingöl şewitî stranı sözüyle, müziğiyle bir isyan çığlığı, bir ağıttır. Rençber Eziz ve Zozan gibi dengbejlerde Bingöl şewti'yı söyleyen, sesiyle ruh ve heycan vererek ahenk kazandırıp, canlı hale getirenlerdir. Stranlarımızın tümünün bir öyküsü vardır. Bu öykülerde Aşk, coğrafya, tarih, dünya ve hayatı kültürü gizemli bir kimliğe ve kişiliğe büründürerek anlatır.



Yazıyı yazan kişiye katıldıgım bir nokta bu stranda halay çekilmesi gerçekten çok acı.... Tüylerim ürperir bu stranı dinlediğimde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

@templatesyard