"Dıl bı xunu dıl bı bırinım,
Dıtırsım bımırım ez nebinım
Hun Kurdistanê dı bın destan derinin
Çum Amedê çum Amedê"
Yukarıdaki dizeler Dr. Hatip Demiralp'e aittir. Bu sözlerini tahminen 1977 yılında Diyarbakır Tıp Fakültesini kazanması üzerine,yaşadığı Bingöl'den Diyarbakır'a yerleşmişti. Bu yıllarda kaleme aldığı dizelerde, bir "korkusunu" dile getirmişti. Korkusu özgürlüğü görmeden ölmekti. Ne yazık ki bu öngörüsü gerçekleşmiş, ölüm 15 Mart 1993 günü onu aramızdan ayırmıştı, diyor mamoste Tahsin Sever.
Îlk bölümde Dr. Hatip Demiralp'ın yaşamından ziyade babası ve ailesi hakkında bilgiler sundum. Bu bilgiler Dr. Hatip'in yaşadığı çevre ve mensup olduğu ailesi'nin kendi siyasi yaşamında üstlenmiş olduğu misyonu gösteriyordu. Dr Hatip Kürd ulusal mücadelesinden süzülerek gelen ,ailesinin mirasının yakın dönemdeki bence sembolü ve temsilcisiydi.
Dr Hatip Demiralp sakin, mütevazi ve siyasi çizgisinde zik zak çizmeyen kararlı bir Kürd ulusalcısıydı. Rahmetli babası Kasım Bey oğluna taktığı isimle zaten büyük bir sorumluluk vermiştir. Bu isim Şeyh Said hareketinin direnişçi ve renkli siması Mêhemede Xelile Xeto'dur. Mehemede Xelil merhum Dr .Mehmet Hatip'in dedesidir. Xeto "Hatip" de Mehemede Xelil'in dedesiydi. Işte bu isimler Dr Mehmet Hatip Demiralp'e takılmış,babası Kasım Bey bu iki Kürd şahsiyetinin meziyetlerini oğlunda görmek istiyordu.
**********************
Dr Hatip Demiralp 12.7.1955 yılında Karlıova'nın 'Kanıreş' Qergepazar köyünde doğdu. Bingöl lisesinde okurken o dönemi yakinen bildiğim için kendisini yurtsever bir çevrenin içinde buldu. Dr Hatip Cibran "Suvaroğlu"aşiretinden gelen tarihi mirasıylada birleşince,onun siyasi mücadelesinin dönüm noktası burada başlıyor. Lisede okurken Bingöl'de özellikle faşist çetelere karşı aktif mücadele etti. Yaşamı kavga,baskı,zulüm ve sürgünlerle geçen Dr Hatip Demiralp Bingöl lisesinden bu mücadelesinden dolayı okuldan atılır. Liseyi daha sonra kaydını Palu'ya götürerek orada bitirir. 1977 yılında Diyarbakır Tıp Fakültesini kazanınca Diyarbakır'a taşınır. Tıp Fakültesinde okurken defalarca yakalanır, okulunu aksatır. Dr Hatip için mücadele her zaman ön planda ve birinci tercihidir. Okul ve öğrencilgi sürekli ikinci plandaydı.
1975 Molla Mustafa Barzani'nin geçici yenilgisi başta olmak üzere 1980 askeri darbesi Kürd yurtsever ve devrimcilerinin yaşadığı en zor dönemlerdir. Kürd ulusal bilinçlenmesinde 1970-1980 dönemlerinde yoğun bir ideolojik-politik inşaa süreci yaşanıyordu. Anti-sömürgeci Kürd hareketleri'nin bir çoğu yönünü Moskova,Çin ve Arnavutluk siyasi eksenine dönmüştü. Kürdlük yapmak Türk solu tarafından sosyal şovenizm,Barzanicilik ve KDP'li olmak bazı Kürd aydın ve örgütlerince ilkel milliyetçilik olarak itham ediliyordu. Dr Hatip işte bu şartlarda tavizsiz ve inançla siyasi çizgisini sürdürdü.
12 Eylül sürecinde T-KDP davasından dolayı aranan Dr Hatip 5.5.1983 tarihinde Diyarbakırda yakalandı. Bir defasında 35 ikinci defasında 32 gün yoğun işkence seanslarından geçirildi. Sıkıyönetim mahkmesince tahliye edildi. Diyarbakırda Tıp öğrencisiyken bir aydan fazla yoğun işkence sonucunda 17.9.1985-11.02.1986 tarihleri arasında Diyarbakır zindanında kalarak tahliye edildi.
************************
Dr Hatip Tıp Fakültesini bitirdikten sonra doktorluk yapmadı. Kendisi yaşamını Kürd mücadelesine adamıştı. Halkına hizmet etmek için serbest kalmanın daha faydalı olacağı düşüncesindeydi. Ama geçmişten çektiği acı,baski ve işkenceler sonucunda daha genç yaştayken bilinen o melun ağır hastalığa yakalnmıştı. Dr Hatip'in özlem ve umutları çok büyüktü.
Zaten Kürdçe dörtlüğünde çok güzel ifade etmiştir. Diyiyor ya " Dıtırsım bımırım ez nebinım"mücadelesi kavgası ve umutlarının nüvelerini görmek istiyordu. Ama çok genç yaşta mücadelesinin en verimli döneminde hayata veda etti.
'"Ağırdır sevmelerim her yürek taşıyamaz, büyüktür umutlarım her omuz kaldıramaz, herşey olurda şu kalbim birtek sensiz olamaz.'" Dr Hatip'in kalbi,yüreği hep Kurdistanla yanıp,tutuşuyordu.
Sonuç, Dr Hatip Demiralp'ın kısa yaşamına çok işler sığdırdı. Bir Kürd siyasetçisi ve aktivisti olarak ulusal mücadelede aradıği kader kuyusunu görmeden "ömrü yetmeden" vefat etti. Hatip Demiralp bir Kürd siyasetçisi olarak yıllarca mücadele verdiği T- KDP'nin etkilendiği ve mirasına sahip çıktıgı ,KDP Başur'un "Güney" bugünkü statüsünü göremedi. Dr Hatip var olan bu statü ve kazanımların daha ileri bir aşaması olan bağımsızlık özlem ve inancı içindeydi. O kuyunun derinliklerine inmek ve o kuyunun içinden bir kuyu daha bulmak azmi içindeydi. Kürd coğrafyasında kurutulan kuyuları yani, kısaca red ve inkar edilen Kürd kimliğinin Yılmaz direnişçisiydi. Kürd ulusal mücadelesinde unutulmazlar arasında yerini almıştır. Tabi ki Kürd halkına mücadelesi'le Mezopotamya coğrafyası gibi kadim ve bir o kadarda kutsal kuyu bıraktı ! Dr Mehmet Hatip Demiralp,
Ruhun şad olsun,
Selamlarımla,
Pazar, 20 Eylül 2009
Dıtırsım bımırım ez nebinım
Hun Kurdistanê dı bın destan derinin
Çum Amedê çum Amedê"
Yukarıdaki dizeler Dr. Hatip Demiralp'e aittir. Bu sözlerini tahminen 1977 yılında Diyarbakır Tıp Fakültesini kazanması üzerine,yaşadığı Bingöl'den Diyarbakır'a yerleşmişti. Bu yıllarda kaleme aldığı dizelerde, bir "korkusunu" dile getirmişti. Korkusu özgürlüğü görmeden ölmekti. Ne yazık ki bu öngörüsü gerçekleşmiş, ölüm 15 Mart 1993 günü onu aramızdan ayırmıştı, diyor mamoste Tahsin Sever.
Îlk bölümde Dr. Hatip Demiralp'ın yaşamından ziyade babası ve ailesi hakkında bilgiler sundum. Bu bilgiler Dr. Hatip'in yaşadığı çevre ve mensup olduğu ailesi'nin kendi siyasi yaşamında üstlenmiş olduğu misyonu gösteriyordu. Dr Hatip Kürd ulusal mücadelesinden süzülerek gelen ,ailesinin mirasının yakın dönemdeki bence sembolü ve temsilcisiydi.
Dr Hatip Demiralp sakin, mütevazi ve siyasi çizgisinde zik zak çizmeyen kararlı bir Kürd ulusalcısıydı. Rahmetli babası Kasım Bey oğluna taktığı isimle zaten büyük bir sorumluluk vermiştir. Bu isim Şeyh Said hareketinin direnişçi ve renkli siması Mêhemede Xelile Xeto'dur. Mehemede Xelil merhum Dr .Mehmet Hatip'in dedesidir. Xeto "Hatip" de Mehemede Xelil'in dedesiydi. Işte bu isimler Dr Mehmet Hatip Demiralp'e takılmış,babası Kasım Bey bu iki Kürd şahsiyetinin meziyetlerini oğlunda görmek istiyordu.
**********************
Dr Hatip Demiralp 12.7.1955 yılında Karlıova'nın 'Kanıreş' Qergepazar köyünde doğdu. Bingöl lisesinde okurken o dönemi yakinen bildiğim için kendisini yurtsever bir çevrenin içinde buldu. Dr Hatip Cibran "Suvaroğlu"aşiretinden gelen tarihi mirasıylada birleşince,onun siyasi mücadelesinin dönüm noktası burada başlıyor. Lisede okurken Bingöl'de özellikle faşist çetelere karşı aktif mücadele etti. Yaşamı kavga,baskı,zulüm ve sürgünlerle geçen Dr Hatip Demiralp Bingöl lisesinden bu mücadelesinden dolayı okuldan atılır. Liseyi daha sonra kaydını Palu'ya götürerek orada bitirir. 1977 yılında Diyarbakır Tıp Fakültesini kazanınca Diyarbakır'a taşınır. Tıp Fakültesinde okurken defalarca yakalanır, okulunu aksatır. Dr Hatip için mücadele her zaman ön planda ve birinci tercihidir. Okul ve öğrencilgi sürekli ikinci plandaydı.
1975 Molla Mustafa Barzani'nin geçici yenilgisi başta olmak üzere 1980 askeri darbesi Kürd yurtsever ve devrimcilerinin yaşadığı en zor dönemlerdir. Kürd ulusal bilinçlenmesinde 1970-1980 dönemlerinde yoğun bir ideolojik-politik inşaa süreci yaşanıyordu. Anti-sömürgeci Kürd hareketleri'nin bir çoğu yönünü Moskova,Çin ve Arnavutluk siyasi eksenine dönmüştü. Kürdlük yapmak Türk solu tarafından sosyal şovenizm,Barzanicilik ve KDP'li olmak bazı Kürd aydın ve örgütlerince ilkel milliyetçilik olarak itham ediliyordu. Dr Hatip işte bu şartlarda tavizsiz ve inançla siyasi çizgisini sürdürdü.
12 Eylül sürecinde T-KDP davasından dolayı aranan Dr Hatip 5.5.1983 tarihinde Diyarbakırda yakalandı. Bir defasında 35 ikinci defasında 32 gün yoğun işkence seanslarından geçirildi. Sıkıyönetim mahkmesince tahliye edildi. Diyarbakırda Tıp öğrencisiyken bir aydan fazla yoğun işkence sonucunda 17.9.1985-11.02.1986 tarihleri arasında Diyarbakır zindanında kalarak tahliye edildi.
************************
Dr Hatip Tıp Fakültesini bitirdikten sonra doktorluk yapmadı. Kendisi yaşamını Kürd mücadelesine adamıştı. Halkına hizmet etmek için serbest kalmanın daha faydalı olacağı düşüncesindeydi. Ama geçmişten çektiği acı,baski ve işkenceler sonucunda daha genç yaştayken bilinen o melun ağır hastalığa yakalnmıştı. Dr Hatip'in özlem ve umutları çok büyüktü.
Zaten Kürdçe dörtlüğünde çok güzel ifade etmiştir. Diyiyor ya " Dıtırsım bımırım ez nebinım"mücadelesi kavgası ve umutlarının nüvelerini görmek istiyordu. Ama çok genç yaşta mücadelesinin en verimli döneminde hayata veda etti.
'"Ağırdır sevmelerim her yürek taşıyamaz, büyüktür umutlarım her omuz kaldıramaz, herşey olurda şu kalbim birtek sensiz olamaz.'" Dr Hatip'in kalbi,yüreği hep Kurdistanla yanıp,tutuşuyordu.
Sonuç, Dr Hatip Demiralp'ın kısa yaşamına çok işler sığdırdı. Bir Kürd siyasetçisi ve aktivisti olarak ulusal mücadelede aradıği kader kuyusunu görmeden "ömrü yetmeden" vefat etti. Hatip Demiralp bir Kürd siyasetçisi olarak yıllarca mücadele verdiği T- KDP'nin etkilendiği ve mirasına sahip çıktıgı ,KDP Başur'un "Güney" bugünkü statüsünü göremedi. Dr Hatip var olan bu statü ve kazanımların daha ileri bir aşaması olan bağımsızlık özlem ve inancı içindeydi. O kuyunun derinliklerine inmek ve o kuyunun içinden bir kuyu daha bulmak azmi içindeydi. Kürd coğrafyasında kurutulan kuyuları yani, kısaca red ve inkar edilen Kürd kimliğinin Yılmaz direnişçisiydi. Kürd ulusal mücadelesinde unutulmazlar arasında yerini almıştır. Tabi ki Kürd halkına mücadelesi'le Mezopotamya coğrafyası gibi kadim ve bir o kadarda kutsal kuyu bıraktı ! Dr Mehmet Hatip Demiralp,
Ruhun şad olsun,
Selamlarımla,
Pazar, 20 Eylül 2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder