Efsane bir Direniþçi Portresi; Elazið ~ Palu Cephesi Komutaný ~YADO~ 2
Dîrok: 29.02.2012 Saet: 22:55
Mijar: Araþtýrma
Seyidhan KURIJ
Býnxete (Suriye) ye gidiþ
Dîrok: 29.02.2012 Saet: 22:55
Mijar: Araþtýrma
Yado
üzün süre memleketin Kara Cehennem Ormanlarý, Metan Daði, Hesar Daðý,
Akdað, Otala Daðý, Þem Daðý, Koz Daðý, Hamirpêrt Daðý, Bingöl, Daðlarý,
Mêrgemir, Þerevdin, Kanireþ Yaylalarý, Az, Puex, Sancak, Þirnan
bölgelerinde kalýyor.
Seyidhan KURIJ
Fakat
þartlar gittikçe zorlaþýyor. Devlet köyleri yakýp - yýkýp boþaltýp
direniþçilerin barýnma imkânlarýný ortadan kaldýrmaya çalýþýyor, hem de
onlarýn aile fertlerini ve akrabalarýný yakalayýp sürgüne göndererek,
direniþçileri teslim olmaya zorluyordu. Bu þartlarda kýþý ülkede
geçirmek imkânsýz gibi idi.
Býnxete (Suriye) ye gidiþ
Yado
ve diðer guruplar 1927 yýlýnýn sonbaharýnda Guevdere’nin Heylan köyünde
toplanýp, “Binxete” Suriye`ye gitme kararý alýrlar. Bu karar sonucu
idam edilmiþ, hapishanelerde olan ve direnenlerin aileleri ile birlikte
yaklaþýk 500 kiþi, 700 at ile „Býnxete” e doðru yola koyuluyorlar.
Bunlardan bir grub Varto, dan bir grub Karlýova`dan, Lice üzerinden, bir
grub Çebaxçor`dan Palu`nun Zivêr köyüne, oradan Palu`nun Ekrag köyüne,
oradan Akdað üzerinden Karabegan grubunu da yanlarýna alýp Piran`a
gidiyorlar. Bütün gruplar Piran (Dicle)`de bir araya geliyorlar. Bütün
gruplarýn sorumlusu Þeyh Abdurrahim idi.
Bu
grup Þeyh Abdurrahim önderliðinde Suriye`ye doðru giderken Karacadað`
ýn Çelbýran köyüne gidiyorlar. Köyün bütün erkekleri köyü terk edip
Ergani`de karakol da bu Kürt savaþçýlarýný þikayet ediyorlar. Asker
sabah erken gidip köyün etrafýný sarýyorlar. Askerler ansýzýn ateþ
ettiklerinden mitralyöz ateþi ile hemen 80 at ölüyor. Ayrýca iki uçak da
direniþçileri havadan bombaliyorlar. Kürt direniþçiler büyük bir
kahramanlýk sergileyerek Türk alayýný daðýtýyorlar, askerler aðýr
makinelilerini býrakýp kaçýyorlar. Böylece kafile yolla devam ediyor.
Burada Qerabeganlý Mela Hesen ve iki direniþçi þehit düþüyor. Bügünden
sonra uçaklar sürekli onlarý takip ediyorlar. Karacadað`da Yado bir
uçaðý düþürüyor. Hala bu yere Yado`nun uçak düþürdüðü yer, denir.
Bu
kafile de Yado`nun dýþýnda Sehdin Telha, eþi Cemile, kýzý Gulþah,
Heseni Begun ve eþi, Huseni Begun, Þeyh Mistefay Çun, Guenik Aðalarý,
Þeyh Þerif`ýn yeðeni Giyasettin, Þeyh Abdurrahman, Ehmed Beg, Halil
Efendi, Hesenê Cafer Aða, Mala Muhacin Aða û Evdila Beg gibi Kürt
direniþçileri de vardý. Kürt kafile 600 Km’ lik çatýþmalar ile geçen 12
günlük zorlu bir yürüyüþten sonra Suriye`ye varýyorlar. Suriye o zaman
Fransa`nýn mandasý idi. Kürt direniþçilerini karþýlayan Halep Valisi
hepsinden silahlarýný teslim etmelerini istiyor. Fakat Yado “biz
silahlarýmýzý teslim etse idik, Türklere teslim ederdik, buralara kadar
gelmezdik, biz bir milletin davasýný savunuyoruz” diyor. Suriye
yöneticileri onlarý deðiþik yerlerde ikame ediyorlar.
Hoybun ve 1928 afý
Yado'nun Akýbeti
Hoybun ve 1928 afý
Yado
burada da siyasi faaliyetlerini sürdürüyor. Deðiþik kaynaklardan
aldýðýmýz bilgilere göre Yado ve Sehdin Telha Lübnan`ýn Bhamdun
þehrinde yapýlan “Hoybun” un kongresine katýlýyor. Araþtýrmacý Yazar
M. Malmisanij' ýn Bedirhaniler üzerine yazdýðý “Cizira Botanlý
Bedirhaniler” isimli kitap da Memduh Selim, Celadet Ali Bedirhan,
Kamuran Bedirhan, Yado ve Sehdin Telha ‘ nin birlikte çektirdikleri bir
resim var. Bu resim büyük ihtimalle Suriye' de “Hoybun ” çalýþmalarý
esnasýnda çekilmiþtir. Sehdin Telha`nin hanýmý Cemile haným da Yado ile
bügünkü Lübnan topraklarýnda Bhamdun þehrinde “Hoybun ” kongresine
katýldýðýný anlatmýþtýr.
“Hoybun” Lübnan’da o dönem sürgünde bulunan Kürt aydýnlarý, Þeyh Said hareketinden sonra Suriye' ye geçen hareketin önderleri ve diðer Kürt ileri gelenleri tarafýndan kuruluyor.
Kürt aydýný Memduh Selim`ýn çalýþmalarý neticesi, Kürt Teali Cemiyeti, Kürt Teþkilat-i Içtimaiye Cemiyeti, Kürt Millet Firkasi ve Misir da faaliyet yürüten Kürt Istiklal Cemiyeti birlikte 1927 yýlýnýn sonbaharýnda Lübnan`ýn Bhamdun þehrinde “Kürt Ulusal Kurultayý” düzenliyorlar. Bu toplantý býr kaç hafta sürüyor. Kurultay sonunda 5 Ekim 1927 de “Hoybun” örgütünün kuruluþu gerçekleþiyor.
“Hoybun” Lübnan’da o dönem sürgünde bulunan Kürt aydýnlarý, Þeyh Said hareketinden sonra Suriye' ye geçen hareketin önderleri ve diðer Kürt ileri gelenleri tarafýndan kuruluyor.
Kürt aydýný Memduh Selim`ýn çalýþmalarý neticesi, Kürt Teali Cemiyeti, Kürt Teþkilat-i Içtimaiye Cemiyeti, Kürt Millet Firkasi ve Misir da faaliyet yürüten Kürt Istiklal Cemiyeti birlikte 1927 yýlýnýn sonbaharýnda Lübnan`ýn Bhamdun þehrinde “Kürt Ulusal Kurultayý” düzenliyorlar. Bu toplantý býr kaç hafta sürüyor. Kurultay sonunda 5 Ekim 1927 de “Hoybun” örgütünün kuruluþu gerçekleþiyor.
“Hoybun”
un kuruluþ toplantýsýna Ýngiliz ve Fransýzlarýn engelinden dolayý Þeyh
Said`in oðlu Þeyh Ali Rýza katýlamýyor. Þeyh Ali Rýza temsilen amcasý
Þeyh Mehdi ve Þeyh Said`in kâtibi Liceli Fehmi Bilal`ý toplantýya
gönderiyor. Fakat Þeyh Ali Rýza ve taraftarlarý “Hoybun” da aktif olarak
yer almýyorlar. O dönemdeki Kürt aydýnlarýnýn hatýralarýna baktýðýmýzda
bunun nedeni Þeyh Ali Rýza`nýn 1928 affýndan (7 Mayýs 1928)
yararlanarak Türkiye`ye dönmek istemesidir. Ali Rýza’nýn oðlu M. Fuat
Fýrat, babasýndan aktararak bunun nedeninin Ermeniler ile yapýlan
ittifakýn bazý maddelerine yapýlan itiraz olduðunu iddia ediyor.
Yado Suriye`de Sehdin Telha`nýn kýzý Gulþah`ý evlenmek amacý ile kaçýrýyor, fakat bu evlilik olmuyor. Sehdin Telha hem Suriye` de Yado ile birlikte kalmýþ, hem de ülke içinde uzun süre Yado ile birlikte partizan savaþýnda yer almýþtýr.
Sehdin Karlýova`ýnýn Azizan köyünden, Cibran aþiretinin, Suvar ailesinden idi. Suvar ailesi Cibran aþiretini yöneten ailedir. Sehdin daha ülkeye dönüp Azizan köyüne yerleþiyor, fakat 1930 yýlýnda yapýlan bir ihbar sonucu yakalanýyor. Yapýlan aramalarda evinde “Hoybun” örgütüne ait bazý belgeler ve bir mühür bulunuyor.
Sehdin Telha önce Erzuruma götürülüyor oradan da Ankara`ya götürülüyor. Çünkü o ara Þeyh Said`ýn oðlu Þeyh Selahattin, Ahmet Cibri (Ahmet Sever) ve baþka Kürtler Þimali Kürdistan Cemiyeti davasýndan tutuklanmýþlardýr. Onlar Ankara`da yargýlanýyorlar. Yargýlama sonucu Þeyh Selahattin 9 yýl hapis cezasýna Sehdin idam cezasýna, çarptýrýlýyor fakat cezasý müebbet hapis cezasýna çevriliyor. Sehdin Telha Erzurum cezaevine naklediliyor ve altý buçuk yýl burada kalýyor. Erzurum cezaevinden Sivas cezaevine gönderiliyor. Bu arada çýkan af kanunu ile cezasý azalan Sehdin Telha`nýn hafta sonlarý dýþarý çýkmasýna izin veriliyor. 1942 yýlý Haziran ayýnýn13 veya 14. günü Cumhurbaþkaný Ýsmet Ýnönü Sivas’a geliyor. Sivas ziyareti sýrasýnda cezaevinde incelemelerde bulunuyor. Sehdin`ýn üzerinde Kürt giysileri bulunmaktaymýþ. Bu Ýsmet Ýnönü’nün dikkatini çekiyor. Ýsmet Paþa yanýnda bulunan görevlilere onu iþaret ederek, “kim” olduðunu sorar. Kimliðini öðrendikten sonra, ilgililere “Asýn bu iti !” diye talimat verir. Sehdin Telha 16 Haziran 1942 günü Sivas’ta idam ediliyor.
Eþi Cemile Hanim’da Sivas`dan geldikten sonra önce Cebaxçor’da Cemal Elçi ile daha sonra da Haci Temur Beki ile Haca gitmek için hülle evliliði yapmýþtýr. Bu Hac ziyareti esnasýnda 1970 yýlýnda Hicaz`da vefat etmiþtir.
Büyük bir ihtimal ile Yado „Hoybun” `un verdiði görev üzerine Eylul 1929`de kalabalýk bir gurup ile ülkeye giriþ yapýyor. Grubun askeri sorumlu Yado` dur. Sayýn Osman Aydýn' ýn verdiði bilgilere göre Yado bu seferinde Karakoçan’ýn Himan (Çavuþyolu) köyüne gelip, Osman Aða’ya misafir oluyor ve Osman Aða` ya „Hoybun” cemiyetinin bazý belgelerini ve Kürdistan bayraðýný veriyor.
Yado Suriye`de Sehdin Telha`nýn kýzý Gulþah`ý evlenmek amacý ile kaçýrýyor, fakat bu evlilik olmuyor. Sehdin Telha hem Suriye` de Yado ile birlikte kalmýþ, hem de ülke içinde uzun süre Yado ile birlikte partizan savaþýnda yer almýþtýr.
Sehdin Karlýova`ýnýn Azizan köyünden, Cibran aþiretinin, Suvar ailesinden idi. Suvar ailesi Cibran aþiretini yöneten ailedir. Sehdin daha ülkeye dönüp Azizan köyüne yerleþiyor, fakat 1930 yýlýnda yapýlan bir ihbar sonucu yakalanýyor. Yapýlan aramalarda evinde “Hoybun” örgütüne ait bazý belgeler ve bir mühür bulunuyor.
Sehdin Telha önce Erzuruma götürülüyor oradan da Ankara`ya götürülüyor. Çünkü o ara Þeyh Said`ýn oðlu Þeyh Selahattin, Ahmet Cibri (Ahmet Sever) ve baþka Kürtler Þimali Kürdistan Cemiyeti davasýndan tutuklanmýþlardýr. Onlar Ankara`da yargýlanýyorlar. Yargýlama sonucu Þeyh Selahattin 9 yýl hapis cezasýna Sehdin idam cezasýna, çarptýrýlýyor fakat cezasý müebbet hapis cezasýna çevriliyor. Sehdin Telha Erzurum cezaevine naklediliyor ve altý buçuk yýl burada kalýyor. Erzurum cezaevinden Sivas cezaevine gönderiliyor. Bu arada çýkan af kanunu ile cezasý azalan Sehdin Telha`nýn hafta sonlarý dýþarý çýkmasýna izin veriliyor. 1942 yýlý Haziran ayýnýn13 veya 14. günü Cumhurbaþkaný Ýsmet Ýnönü Sivas’a geliyor. Sivas ziyareti sýrasýnda cezaevinde incelemelerde bulunuyor. Sehdin`ýn üzerinde Kürt giysileri bulunmaktaymýþ. Bu Ýsmet Ýnönü’nün dikkatini çekiyor. Ýsmet Paþa yanýnda bulunan görevlilere onu iþaret ederek, “kim” olduðunu sorar. Kimliðini öðrendikten sonra, ilgililere “Asýn bu iti !” diye talimat verir. Sehdin Telha 16 Haziran 1942 günü Sivas’ta idam ediliyor.
Eþi Cemile Hanim’da Sivas`dan geldikten sonra önce Cebaxçor’da Cemal Elçi ile daha sonra da Haci Temur Beki ile Haca gitmek için hülle evliliði yapmýþtýr. Bu Hac ziyareti esnasýnda 1970 yýlýnda Hicaz`da vefat etmiþtir.
Büyük bir ihtimal ile Yado „Hoybun” `un verdiði görev üzerine Eylul 1929`de kalabalýk bir gurup ile ülkeye giriþ yapýyor. Grubun askeri sorumlu Yado` dur. Sayýn Osman Aydýn' ýn verdiði bilgilere göre Yado bu seferinde Karakoçan’ýn Himan (Çavuþyolu) köyüne gelip, Osman Aða’ya misafir oluyor ve Osman Aða` ya „Hoybun” cemiyetinin bazý belgelerini ve Kürdistan bayraðýný veriyor.
Yado'nun Akýbeti
Yado
Hattýn altýndan gerilla faaliyetlerini sürdürmek için Kuzey Kürdistan`a
geldiðinde artýk burada devlet hemen hemen her tarafa hakim olmuþtu.
Onlarýn eski arkadaþlarýnýn da çoðu ya cezaevlerinde ya idam edilmiþ ya
da milis olmuþlardýr.
Ýlk çatýþmalarda Yado`nun muhafýzý Polesi Ýsamil, kayný Mehmedi Ezimþêr ve Meh Qilç askerler ve milisler tarafýndan öldürülüyorlar. Kuzený Ciwanþayi Ýsmail kaçýp Siverek tarafýna gidiyor.
Yado öldürülmesi konusunda birkaç anlatým var. Bunlardan en gerçeðe yakýn olaný, hatta gerçek diyebileceðimiz deðerli Aðabeyimiz Ehmedê Dirihi son yýllarda yaptýðý araþtýrmalardýr.
Onun dýþýnda Yado ile uzun süre daðlarda kalmýþ Teli’nin akrabasý Meh Evd’in, Yado'nun son dönemi ile ilgili anlatýmlarý var. Meh Evd son çatýþmada yaralanmýþtý köylüler tarafýndan iyileþtirildikten sonra teslim olmuþtu Ve daha sonra yaþamýný Bingöl'ün „Hepsuer“ köyünde geçirdi.
Geçen yýl (2010) bir internet sitesinde Lice bölgesinden biri Yado `nun öldürülmesi ile ilgili kýsa bir yazý yazmýþ idi.
Ayrýca bu konuda Kasimê Reþit (Kasým Demiralp)` ýn Avukat Said Buzgan`dan aktardýklarý var.
Yado tekrar bölgeye gelince Said Begun onun bölgede olduðunu duyuyor. Bunun üzerine o Yado ile Bingöl ile Mendo köyü arasýndaki Yado Çeþmesinin olduðu yerde görüþüyorlar. Said Begun Yado`ya teslim olmasý önerisi götürüyor. Yado Said Begun' a, “ben sana ve devlete güvenmiyorum, çünkü sizin bahtýnýz yoktur (Þima Bêbehti)”, diyor. Said Begun bu konuþmadan sonra atýný Bingöl' e doðru dizginliyor. Yado yanýndakilere, “siz aþaðýya doðru bu dereye inin ve Gayd' da yola çýkýn, þimdi muhakkak Bingöl' e doðrudan giden yolar askerler tarafýndan tutulmuþturlar”, diyor. Yado' nun kendisi de yakýn birkaç arkadaþý ile Teli ' nin kaldýðý Hapsuer köyüne geliyor. Teli Elazýð' ýn Kung köyünden ayrýlýp kendi köyü olan Kur (Dikme) 'un Qeldar mezrasýna geliyor. Fakat ailesi daðýldýðýndan “Hepsuer” köyündeki akrabalarýnda kalýyor.
Yado gidip Teli ile görüþüyor, ama bu defa onu birlikte götürmek istemiyor. Yado Teli`ye “ben çok sýký takipteyim, bu defa seni birlikte götüremem, ama tekrara geliþimde seni alýp Suriye`ye götürürüm” diyor. Ama Teli kabul etmiyor, Teli “ben bu defa seni yalnýz göndermem, ölsem de kalsam da senin ile birlikte geleceðim“ diyor.
Bunun üzerine Teli oðlu Filit`ý kýz kardeþi Fadimeyi Ezimþêr`e Telsi edip Yado ile birlikte gidiyor.
Ehmedê Dirih`ýn yazdýðýna göre son geliþmeler þöyle ölüyor, “Yado Teli ve arkadaþlarý Hepsuer`den Bingöl`ün köyleri üzerinden Murat Irmaðýný takip ederek Dara Heni `nin güneyine düþen Ûlyan (Çevirme) köyüne kadar gidiyorlar. Askerler onlarý takip ediyorlar. Ulyan köyünde grup ikiye ayrýlýyor. Teli Haç`ýn evine gidiyor, Yado ise karþý mahalede kalýyor. Kýsa bir süre sonra nöbetçi çocuklar askerlerin geldiklerini haber veriyorlar. Bunun üzerine onlar köyü terk edip yukarý daðlara doðru gidiyorlar. Çýkan çatýþmada Teli yaralanýyor ve Selince mýntýkasýnda ölüyor. Yado ve arkadaþlarý Teli`yý elbiseleri ile burada gömüp, üstünü tanýnmasýn diye çalý çýrpý ile kapatýyorlar. Ama askerler Teli`nin mezarýný görüyorlar. Köylüler de olayý duyunca gidip Teli`yý oradan çýkararak köyün “Þiqa Qumin” denen yerde gömüyorlar. Geçen yýl (2010) Teli`nýn akrabalarý gidip Ulyan`daki mezarýný tekrara yaptýlar.
Yado`nun arkadaþlarýndan Perhuneklý Ali`da Ulyan`ýn yukarýsýnda öldürülüyor. Palu`nun Heylun köyünden olan Ýse Husi Ýbi ve Far Kek Biyez Kurnel`den sonra Yado`dan ayrýlýp Dara Heni`nýn Kelexsi köyü tarafýna geçip Þeyh Hüseyin`den mermi alýp, oradan Hattýn Altýna geçiyorlar.
Yado, Meh Evd ve kalan arkadaþlarý Genç`ýn Mistiyan köyünde Musayê Silêman`a misafir oluyor ve sabah çok erkenden mermi ve yiyecek bir þeyler alýp köyden çýkýyorlar. Kurnel köyünden Kel Telhe ve Þukê Ehmê Deyi onlara pusu kuruyorlar. Bu pusu da önce Mehe Evd daha sonrada Yado yaralanýyorlar. Bu bölgede akþama kadar çatýþmalar sürüyor. Yado`nun mermileri bitiðinden akþama doðru þehit ediliyor. Askerler onun cenazesinin üzerine geliyorlar ve milislere Yado`nun kafasýný kesme emri veriliyor. Askerler onun kesilen kafasýný alýp gidiyorlar. Diðer gün Dereye Reþi (Qiyameyê Reþi)köyü halký Yado`nun baþsýz vücudunu gömüyorlar.”
Meh Evd burada yaralanýyor ve kendisini çalýlarýn altýna çekip saklanarak kurtuluyor. Dereye Reþ köylüleri ona üç ay boyunca bakýyorlar, yarasý iyileþiyor. O daha sonar gelip teslim oluyor ve hayatýnýn sonuna kadar Hepsuer köyünde yaþýyor.
Bir Ýnternet sitesinde bir tanýk bu konuda þöyle yazýyor, “ Yado Lice ve Genç sýnýrýnda olan „Kevýrê Bazdê“ mýntýkasýnda Botan Aþiretine mensup Hacý Þükrü isminde birinin ihaneti sonucu vurulmuþtur. Botanlý Hacý Þükrü Yado`ya sen burada bekle biz sana mermi ve baþka ihtiyaçlarýný getiririz diyor. Yado`da onlara inanarak orada bekliyor ve bunlar askerlere haber veriyorlar. Yado kaçýyor, birkaç metre daha gidebilse aðaçlýk ve kayalýk bir bölgeye ulaþacak ve kurtulacak. Ama yetiþemiyor ve vuruluyor. Yado`nun vurulduðu yer bellidir ve orada bir kaya var, ona „Kevira Yado“ diyorlar. Lice`den Genç`e doðru giderken „Çemê Birkeleyne“ var, orayý da geçtikten sonra sað tarafta köy yolu var, „Çemê Hedigê“ ye gider, Korte tarafýna doðru gidince orada „Kevirê Bazdê“ var. Yado orada vurulmuþ. Yado`nun katili Botiyanlý Hacý Þükrü dur. Bunu o bölgede herkes bilir“.
Kasým Demiralp ise olayý þöyle anlatýyor, “Qurnel köyünde Yado`nun eþi Teli öldürüldüðü zaman, burada Yado`nun çok arkadaþý da öldürülüyor. Sonunda o yalnýz kalýyor ve mermileri de bitiyor. Yado buradan bir küçük köye (Mezra) gidip daha önceden tanýdýðý birinin evine gidiyor. Ev sahibi Yado`nun iyi bir dostudur, Yado`yu çok iyi aðýrlýyor, ona hem kendi evindeki mermileri hem de komþulardan tedarik ettiði mermileri Yado`ya veriyor.
Ýlk çatýþmalarda Yado`nun muhafýzý Polesi Ýsamil, kayný Mehmedi Ezimþêr ve Meh Qilç askerler ve milisler tarafýndan öldürülüyorlar. Kuzený Ciwanþayi Ýsmail kaçýp Siverek tarafýna gidiyor.
Yado öldürülmesi konusunda birkaç anlatým var. Bunlardan en gerçeðe yakýn olaný, hatta gerçek diyebileceðimiz deðerli Aðabeyimiz Ehmedê Dirihi son yýllarda yaptýðý araþtýrmalardýr.
Onun dýþýnda Yado ile uzun süre daðlarda kalmýþ Teli’nin akrabasý Meh Evd’in, Yado'nun son dönemi ile ilgili anlatýmlarý var. Meh Evd son çatýþmada yaralanmýþtý köylüler tarafýndan iyileþtirildikten sonra teslim olmuþtu Ve daha sonra yaþamýný Bingöl'ün „Hepsuer“ köyünde geçirdi.
Geçen yýl (2010) bir internet sitesinde Lice bölgesinden biri Yado `nun öldürülmesi ile ilgili kýsa bir yazý yazmýþ idi.
Ayrýca bu konuda Kasimê Reþit (Kasým Demiralp)` ýn Avukat Said Buzgan`dan aktardýklarý var.
Yado tekrar bölgeye gelince Said Begun onun bölgede olduðunu duyuyor. Bunun üzerine o Yado ile Bingöl ile Mendo köyü arasýndaki Yado Çeþmesinin olduðu yerde görüþüyorlar. Said Begun Yado`ya teslim olmasý önerisi götürüyor. Yado Said Begun' a, “ben sana ve devlete güvenmiyorum, çünkü sizin bahtýnýz yoktur (Þima Bêbehti)”, diyor. Said Begun bu konuþmadan sonra atýný Bingöl' e doðru dizginliyor. Yado yanýndakilere, “siz aþaðýya doðru bu dereye inin ve Gayd' da yola çýkýn, þimdi muhakkak Bingöl' e doðrudan giden yolar askerler tarafýndan tutulmuþturlar”, diyor. Yado' nun kendisi de yakýn birkaç arkadaþý ile Teli ' nin kaldýðý Hapsuer köyüne geliyor. Teli Elazýð' ýn Kung köyünden ayrýlýp kendi köyü olan Kur (Dikme) 'un Qeldar mezrasýna geliyor. Fakat ailesi daðýldýðýndan “Hepsuer” köyündeki akrabalarýnda kalýyor.
Yado gidip Teli ile görüþüyor, ama bu defa onu birlikte götürmek istemiyor. Yado Teli`ye “ben çok sýký takipteyim, bu defa seni birlikte götüremem, ama tekrara geliþimde seni alýp Suriye`ye götürürüm” diyor. Ama Teli kabul etmiyor, Teli “ben bu defa seni yalnýz göndermem, ölsem de kalsam da senin ile birlikte geleceðim“ diyor.
Bunun üzerine Teli oðlu Filit`ý kýz kardeþi Fadimeyi Ezimþêr`e Telsi edip Yado ile birlikte gidiyor.
Ehmedê Dirih`ýn yazdýðýna göre son geliþmeler þöyle ölüyor, “Yado Teli ve arkadaþlarý Hepsuer`den Bingöl`ün köyleri üzerinden Murat Irmaðýný takip ederek Dara Heni `nin güneyine düþen Ûlyan (Çevirme) köyüne kadar gidiyorlar. Askerler onlarý takip ediyorlar. Ulyan köyünde grup ikiye ayrýlýyor. Teli Haç`ýn evine gidiyor, Yado ise karþý mahalede kalýyor. Kýsa bir süre sonra nöbetçi çocuklar askerlerin geldiklerini haber veriyorlar. Bunun üzerine onlar köyü terk edip yukarý daðlara doðru gidiyorlar. Çýkan çatýþmada Teli yaralanýyor ve Selince mýntýkasýnda ölüyor. Yado ve arkadaþlarý Teli`yý elbiseleri ile burada gömüp, üstünü tanýnmasýn diye çalý çýrpý ile kapatýyorlar. Ama askerler Teli`nin mezarýný görüyorlar. Köylüler de olayý duyunca gidip Teli`yý oradan çýkararak köyün “Þiqa Qumin” denen yerde gömüyorlar. Geçen yýl (2010) Teli`nýn akrabalarý gidip Ulyan`daki mezarýný tekrara yaptýlar.
Yado`nun arkadaþlarýndan Perhuneklý Ali`da Ulyan`ýn yukarýsýnda öldürülüyor. Palu`nun Heylun köyünden olan Ýse Husi Ýbi ve Far Kek Biyez Kurnel`den sonra Yado`dan ayrýlýp Dara Heni`nýn Kelexsi köyü tarafýna geçip Þeyh Hüseyin`den mermi alýp, oradan Hattýn Altýna geçiyorlar.
Yado, Meh Evd ve kalan arkadaþlarý Genç`ýn Mistiyan köyünde Musayê Silêman`a misafir oluyor ve sabah çok erkenden mermi ve yiyecek bir þeyler alýp köyden çýkýyorlar. Kurnel köyünden Kel Telhe ve Þukê Ehmê Deyi onlara pusu kuruyorlar. Bu pusu da önce Mehe Evd daha sonrada Yado yaralanýyorlar. Bu bölgede akþama kadar çatýþmalar sürüyor. Yado`nun mermileri bitiðinden akþama doðru þehit ediliyor. Askerler onun cenazesinin üzerine geliyorlar ve milislere Yado`nun kafasýný kesme emri veriliyor. Askerler onun kesilen kafasýný alýp gidiyorlar. Diðer gün Dereye Reþi (Qiyameyê Reþi)köyü halký Yado`nun baþsýz vücudunu gömüyorlar.”
Meh Evd burada yaralanýyor ve kendisini çalýlarýn altýna çekip saklanarak kurtuluyor. Dereye Reþ köylüleri ona üç ay boyunca bakýyorlar, yarasý iyileþiyor. O daha sonar gelip teslim oluyor ve hayatýnýn sonuna kadar Hepsuer köyünde yaþýyor.
Bir Ýnternet sitesinde bir tanýk bu konuda þöyle yazýyor, “ Yado Lice ve Genç sýnýrýnda olan „Kevýrê Bazdê“ mýntýkasýnda Botan Aþiretine mensup Hacý Þükrü isminde birinin ihaneti sonucu vurulmuþtur. Botanlý Hacý Þükrü Yado`ya sen burada bekle biz sana mermi ve baþka ihtiyaçlarýný getiririz diyor. Yado`da onlara inanarak orada bekliyor ve bunlar askerlere haber veriyorlar. Yado kaçýyor, birkaç metre daha gidebilse aðaçlýk ve kayalýk bir bölgeye ulaþacak ve kurtulacak. Ama yetiþemiyor ve vuruluyor. Yado`nun vurulduðu yer bellidir ve orada bir kaya var, ona „Kevira Yado“ diyorlar. Lice`den Genç`e doðru giderken „Çemê Birkeleyne“ var, orayý da geçtikten sonra sað tarafta köy yolu var, „Çemê Hedigê“ ye gider, Korte tarafýna doðru gidince orada „Kevirê Bazdê“ var. Yado orada vurulmuþ. Yado`nun katili Botiyanlý Hacý Þükrü dur. Bunu o bölgede herkes bilir“.
Kasým Demiralp ise olayý þöyle anlatýyor, “Qurnel köyünde Yado`nun eþi Teli öldürüldüðü zaman, burada Yado`nun çok arkadaþý da öldürülüyor. Sonunda o yalnýz kalýyor ve mermileri de bitiyor. Yado buradan bir küçük köye (Mezra) gidip daha önceden tanýdýðý birinin evine gidiyor. Ev sahibi Yado`nun iyi bir dostudur, Yado`yu çok iyi aðýrlýyor, ona hem kendi evindeki mermileri hem de komþulardan tedarik ettiði mermileri Yado`ya veriyor.
Yado yemek yiyip
biraz dinlendikten sonra, ev sahibinin kendisine tedarik ettiði
mermileri ve azýðý alýp yola düþüyor. Yado buranýn askerler tarafýndan
sarýldýðýný bildiðinden bir an önce buradan uzaklaþýp daðlardaki diðer
gruplar ile iletiþim kurmak istiyor. O bir an önce bu bölgeyi terk
etmesi gerektiðini biliyor. Yado çýkýp gitmek istediðinde ev sahibi
oðluna, “ oðlum Yadin Paþa bu bölgeyi iyi tanýmýyor, sen onun ile
birlikte git, onu köyün berisindeki ormanlýk alandan geçir, ona gideceði
yolu tarif edip, öyle gel” diyor.
Yado ile
adamýn oðlu yola çýkýp gidiyorlar. Onlar epey gittikten sonra, adamýn
oðlu mahsus biraz arkada kalýyor ve arkadan Yado`ya sýkýp onu orada
öldürüyor. Yado`nun öldürülmesinin nedeni yine paradýr. Çünkü o zaman ki
hükümet Yado`nun baþýna ödül koymuþtu. Yayýnlanan askeri bildiriye
göre, Yado`yu öldürüp onun baþýný getirene para verilecekti.
Adamýn
oðlu Yado`ya kurþun sýkýnca adam silahýn sesini duyuyor ve hemen de
oðlunun Yado`yu öldürdüðünü tahmin ediyor. Genç dönüp eve gelince, adam
“oðlum ben bir silah sesi duydum, olmaya ki sen Yado`yu sen devletin
vaat ettiði birkaç kuruþ için, dünyanýn malý mülkü için Yado`yu
öldüresin” diyor. Genç babasýna, “ hayýr baba, ben nasýl devletin
vereceði birkaç kuruþ için Yado`yu öldürür müyüm, ormanda önüme bir kurt
çýktý, ona ateþ ettim, sen o sesi duymuþsun” diyor.
Fakat diðer gün bu adam gidip o ormanda Yado`nun cesedini görünce oðlunun Yado´` yu öldürdüðünden emin oluyor.
Ne yazýk ki bu efsane Kürt kahramaný bir kaþ kuruþ para için kalleþçe Kürtler tarafýndan öldürüldü.”
Bingöl`ün ilk belediye baþkanlarýndan birinin yeðeni bana amcasýnýn bu konuda þunlarý anlattýðýný söyledi: “ Devlet Yado`nun ve diðer bazý direniþçilerin baþýna ödül koymuþtu. Bir ara Bingöl` deki askeri yetkililer beni çaðýrýp bir kesik baþ gösterdiler ve bu kafayý tanýyýp, tanýmadýðýmý sordular. Ben bu baþý tanýdým, Yado`nun baþý olduðunu tanýdým, fakat onlar hayýr bu Yado deðil, dedim. Bu kafayý uzun süre Bingöl`de tutular, sonra ne olduðunu bilmiyorum”. Ayný kiþi 1978–79 bir gurup Kürdistan yurtseveri ile beraber bir gözaltýna alýnmalarýnda, polis yetkililerinin karakol da bulunan bir insan kafasýný, kendilerine gösterip, “ bakýn bu kafa sizin liderlerinizden birinin kafasýdýr. Buna bakýp ibret alýn, akýllý olun, devlet ile savaþýlmaz”, dediklerini aktardý. Bu insan kafasý daha önce vilayet binasýnýn emanetinde saklanýyormuþ, fakat 1971 depreminde Vilayet binasý yýkýldýðýndan, yer probleminden dolayý bu kafa karakola getirilmiþ.
Ne yazýk ki bu efsane Kürt kahramaný bir kaþ kuruþ para için kalleþçe Kürtler tarafýndan öldürüldü.”
Bingöl`ün ilk belediye baþkanlarýndan birinin yeðeni bana amcasýnýn bu konuda þunlarý anlattýðýný söyledi: “ Devlet Yado`nun ve diðer bazý direniþçilerin baþýna ödül koymuþtu. Bir ara Bingöl` deki askeri yetkililer beni çaðýrýp bir kesik baþ gösterdiler ve bu kafayý tanýyýp, tanýmadýðýmý sordular. Ben bu baþý tanýdým, Yado`nun baþý olduðunu tanýdým, fakat onlar hayýr bu Yado deðil, dedim. Bu kafayý uzun süre Bingöl`de tutular, sonra ne olduðunu bilmiyorum”. Ayný kiþi 1978–79 bir gurup Kürdistan yurtseveri ile beraber bir gözaltýna alýnmalarýnda, polis yetkililerinin karakol da bulunan bir insan kafasýný, kendilerine gösterip, “ bakýn bu kafa sizin liderlerinizden birinin kafasýdýr. Buna bakýp ibret alýn, akýllý olun, devlet ile savaþýlmaz”, dediklerini aktardý. Bu insan kafasý daha önce vilayet binasýnýn emanetinde saklanýyormuþ, fakat 1971 depreminde Vilayet binasý yýkýldýðýndan, yer probleminden dolayý bu kafa karakola getirilmiþ.
Aslýnda
Yado öldürüldükten sonra baþý getirilip Bingöl`un ileri gelenlerine ve
akrabalarýna gösteriliyor, ama herkes bu Yado deðil diyor.
Yado bilerek efsaneleþtiriliyor. Halk kendi kahramanýn ölmesini istemediðinden, onu ölümsüzleþtiriyor. Yýllarca Yado`nun ölmediði yaþadýðý anlatýldý, bu konuda turlu turlu efsaneler uyduruluyor.
Hata ailesi yýllar sonra, birinin Yado`dan bir mektup getirdiðini, fakat bu mektubun o zamanki Bingöl belediye baþkaný tarafýndan ailesine ulaþtýrýlmadýðý, iddiasýnda bile bulunuyordu.
Son yýllara kadar mezarý bilinmeyen Kürdistan þehidi Yado`nun mezarý da tespit oldu.
1925 halk hareketinin yenilgisinden sonra Yado' nun sürdürdüðü partizan Savaþýnda yanýnda sürekli bulunanlardan bazýlarý þunlardýr: Eþi Rabia’nýn kardeþi Farýs, amcasý oðullarý Dilþa ve Poles, Teli ' nin kardeþleri Mehmedi ve Hüseyni Ezimþer (Azimligil) Emin Sel, Meh Evd, Meh Qýlç, Heseni Begun ve Huseni Begun, Þahin El Cindun, Sehdin Telha vb.
Yado'nun eþleri Rabia Ve Gülþah
Yado’ nun ve Teli’ nin þehit düþmesinden sonra Yado’ nun ilk eþi Rabia ve oðlu Çerkez üzerindeki sürgün kararý kaldýrýlýyor. Onlar gidip Nazmiye’ de kaliyorlar. Çerkez 1934’ de Dersim’ de bir asker tarafýndan öldürülünce ö Rabia’ nýn annesi Gule gidip Rabia’ yý Dersimden Bingöl’ e getiriyor. Rabia önce Bingöl’ ün Þarge köyünden Eli El (Ali Can) ile evleniyor. Bu evlilikten Dilþa adýnda bir kýz çocuðu dünyaya geliyor. Daha sonra Bingöl’ ün Simoni köyünden Mehmud Gazi ile evleniyor, fakat bir süre sonra ondanda ayrýlýyor. Rabia ölene kadar (1960) kýzý Diþla ile Bingöl’ de yaþýyor.
Yado’ nun þehit olmasýndan sonra Suriye’ de bulunan Yado’ nun son eþi Dilþa Þeyh Mustafa’ nýn oðlu Nizamettin ile evleniyor. Bu evlilikten ikiz olarak 2 kýz ve bir oðlan dünyaya geliyor. Bir süre sonra Þeyh Nizamettin hastalýktan ölüyor. Bunun üzerine Þeyh Mustafa gelinini feqisi Mala Hüseyin Þemsan’ a nikahlýyor. Dilþa bu evlilikten de 2 oðlan çocuðu dünyaya getiriyor.
Þeyh Mustafa 1952 yýlýnda bütün aile efradý ile Suriye’ den dönüp Bingöl’ e yerleþiyor. Dýþla ve yeni ailesi orada kalýyorlar.
Kaynaklar:
Yado bilerek efsaneleþtiriliyor. Halk kendi kahramanýn ölmesini istemediðinden, onu ölümsüzleþtiriyor. Yýllarca Yado`nun ölmediði yaþadýðý anlatýldý, bu konuda turlu turlu efsaneler uyduruluyor.
Hata ailesi yýllar sonra, birinin Yado`dan bir mektup getirdiðini, fakat bu mektubun o zamanki Bingöl belediye baþkaný tarafýndan ailesine ulaþtýrýlmadýðý, iddiasýnda bile bulunuyordu.
Son yýllara kadar mezarý bilinmeyen Kürdistan þehidi Yado`nun mezarý da tespit oldu.
1925 halk hareketinin yenilgisinden sonra Yado' nun sürdürdüðü partizan Savaþýnda yanýnda sürekli bulunanlardan bazýlarý þunlardýr: Eþi Rabia’nýn kardeþi Farýs, amcasý oðullarý Dilþa ve Poles, Teli ' nin kardeþleri Mehmedi ve Hüseyni Ezimþer (Azimligil) Emin Sel, Meh Evd, Meh Qýlç, Heseni Begun ve Huseni Begun, Þahin El Cindun, Sehdin Telha vb.
Yado'nun eþleri Rabia Ve Gülþah
Yado’ nun ve Teli’ nin þehit düþmesinden sonra Yado’ nun ilk eþi Rabia ve oðlu Çerkez üzerindeki sürgün kararý kaldýrýlýyor. Onlar gidip Nazmiye’ de kaliyorlar. Çerkez 1934’ de Dersim’ de bir asker tarafýndan öldürülünce ö Rabia’ nýn annesi Gule gidip Rabia’ yý Dersimden Bingöl’ e getiriyor. Rabia önce Bingöl’ ün Þarge köyünden Eli El (Ali Can) ile evleniyor. Bu evlilikten Dilþa adýnda bir kýz çocuðu dünyaya geliyor. Daha sonra Bingöl’ ün Simoni köyünden Mehmud Gazi ile evleniyor, fakat bir süre sonra ondanda ayrýlýyor. Rabia ölene kadar (1960) kýzý Diþla ile Bingöl’ de yaþýyor.
Yado’ nun þehit olmasýndan sonra Suriye’ de bulunan Yado’ nun son eþi Dilþa Þeyh Mustafa’ nýn oðlu Nizamettin ile evleniyor. Bu evlilikten ikiz olarak 2 kýz ve bir oðlan dünyaya geliyor. Bir süre sonra Þeyh Nizamettin hastalýktan ölüyor. Bunun üzerine Þeyh Mustafa gelinini feqisi Mala Hüseyin Þemsan’ a nikahlýyor. Dilþa bu evlilikten de 2 oðlan çocuðu dünyaya getiriyor.
Þeyh Mustafa 1952 yýlýnda bütün aile efradý ile Suriye’ den dönüp Bingöl’ e yerleþiyor. Dýþla ve yeni ailesi orada kalýyorlar.
Kaynaklar:
- Veteriner Dr. Nuri Dersimi, Kürdistan Tarihinde Dersim, Komkar yayýnlarý, Almanya
- Kamuran Bedirhan & Qertel Herbert, Adler des Kurdistans, Almanya - 1936
- Cumhuriyet döneminde Kürt isyanlarý, Genel Kurmay Baþkanlýðý yayýnlarý
- Seyidxan Kurij, Yew peyê Þeyh Seid, Þargê ra Heci Zilfi de roportaj,– Azadi, Ýstanbul - 1994
- Seyidxan Kurij, Þeyh Eli Riza mecal nedit kû biraninên hwe binivise, bi M.Fuat Firat va Hevpeyvin, Ronahi, Ýstanbul - 1996
- Seyidxan Kurij, Yado bir türküdür söylenir Ülkemde, Dilþa Haným ile röportaj, - HEVÝ, Nisan, 1997 – Ýstanbul, sayý 21,
- Osman Aydýn, Kýsa bir açýklama, HEVÝ, 17 Nisan 1997 – Ýstanbul, sayý 22
- Mehmud Arif Ayçiçek, Yado û Teli, - Peyama Kurd, Almanya - 2005
- Mehmet Uzun (Roportaj), Guin riþya ari nidiyena, este þikiyaywo, nidusyenû”, 75 serrê Hereketê Þeyh Sait, – Vate, – Swed, Nr. 10, Zimistan 2000
- “Cebahçurdan bir portre, YADO“, Orhan Zuehpayij, - www.welatparez.com,2007
- W.K.Merdimin (Roportaj), Mi rê vûni Yadin! Helasê þima mi dest ra çinê ya,– Vate,– Swed, Nr. 16 Zimistan 2002
- W.K.Merdimin (Roportaj), Tepiþiyayiþê Þêx Þerif,– Vate, Swed, Nr. 17 Wisar 2002
- Bi Birarzayi Þêx Þerif Burhaneddin Bilgin`a qisêkerdiþ 2004 Çewlig
- Bý Nihat Elçi de q ile görüþme – Bingöl 2007
- Kareli Mehmet Efendi, Yazýlmayan tarih ve Anýlarým,
Derleyen Ali Rýza Erenler, Kalan yayýnlarý, 2007
- “Yado“ – Ehmedê Dirihi, Vate, 2010 – Ýstanbul, Nr. 34 Payiz
- Yew nuþteyi Qasimê Reþit (Kasim Demiralp)
- Seyidxan Kurij(Roportaj), Eskerûn her çi ma vênabi, Vate, 2004 – Ýstanbul, Nr. 22 Zimistan
- Seyidxan Kurij (Roportaj), Kur ra 33 tên kiþiyay, Vate, 2004 – Ýstanbul, Nr. 22 Zimistan
- Seyidxan Kurij (Roportaj), Heber ûmey dewûn ki Þêh Seid þiyo Diyarekir ser, Vate, 2005 – Ýstanbul, Nr. 25 Payiz
- Tahsin Sever, 1925 Hareketi ve Azadi Örgütü, Doz, Nisan 2010, Ýstanbul
- Rohat Alakom, Hoybûn Örgütü, avesta, 1998, Ýstanbul
- Þerif Farûn de qisêklerdiþ, dewê Kur- Çewlig, 1992
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder