TRT Şeş Ve Şıwan
Kürdler'in acılarını ve duygularını çığlıklarıyla dile getiren gerçekmüzisyen,stranbej,dengbejleri ile sahte kopyacı ve sanatı halkı için değilde
şahsı çıkarları için yapan kesimleri iyi tanıyıp, tasnif etmek gerekir.
Hazin olan ve beni düşündüren gerçek sanatçı kategorisine koyduğum ! Şıwan Perwer, Nizamettin
Arıç, gibi değerlerimiz gerek Türk sistemi,gerekse revaçta olan Kürd parti ve
organizasyonu tarafından yıllarca kendi televizyon kurumlarında ambargo
konulmasıdır. Buna rağmen Kürd halkı nın gönlünde bu sanatçılar taht kurmuşlardır.
Işte bu sanatçıların büyüklüğü,yarttıkları sanat çalışmaları,onurlu duruşları ve
Kurdistani ruh ve heycan içinde olmasından kaynaklıdır.
Acaba bu sanatçılarda ya
sisteme yada bir parti ve örgütün sanatçıları olsaydılar , Kürd müziğinin
bulunduğu konum , bir facia olmazmıydı?
Bugün biz bu konuları tartışırmıydık.
Yaşam'ın her alanında bilimde olsun sanata olsun özgür ortamda ancak bilim
üretilir,sanat üretilir. Baskıcı ve resmi-ideolojinin dayatıldığı sıstem olsun
totaliter örgütlenme ortamlarında sanat ve bilimden bahs edilemez.
Türk-resmi ideolojisinin 85 yıldır Kürd politikası, red ve inkar üzerinedir.
Bu politika'nın son 15 yılında söylemlerde bazı değişiklikler oldu. Bu
söylemler ilk defa yetkili bir ağızdan ,Turgut Özal tarafından ortaya
atılmasi çok önemli bir gelişmedir.Turgut Özal Kürd sorunu vardır,çözümü için
federasyon dahi tartışılmalıdır. Biraz daha ileri giderek bende de "Kürd
kan'ı var",diyerek yıllarca çekindiği ve söylemediği kimliğinide ortaya
koydu. Hala'sının Türkçe bilmediğini ,Kürtçe konuştuğunu söyledi. Bu
söylemlerini söyledikten sonra şaibeli ölümüne tanık olduk. Yine,Demirel'in
Kürd realitesi vardır,sözü ile bu tartışma devam etti. Bu sözlerin arkasını
getirmedi.Ve hiç bir ortamda da bırakın savunmayı,yemin edercesine ağzına
bile almadı.
Mesut Yılmaz ve Tayyip Erdogan'nın iktidarları döneminde Diyarbakıra giderek
Türk-kamuoyu ve dünya'ya verdiği mesajlar çok önemlidir. Mesut Yılmaz Avrupa
Birliği'nin yolu Diyarbakır dan geçer,Tayyip Erdogan'da Kürdlere yıllarca
yanlış politikalar uygulandığını, kabul ettiğini söyledi. Kürd sorunu benim
sorunum olduğunu açıklamasını yapttı. Bu söylemlerin iyi niyetli olduğunu
gören liberal kesim başta olmak üzere statüko nun değişmesinden yana olan
kesimler tarafından desteklendi. Tüm bu söylemlerin Kürdleri
kandırmaya,aldatmaya yönelik manevra olduğunu uygulamada gördük. Son
dönemlerde özellikle Kürd coğrafyasında en çok oyu alan Tayyip Erdoğan
,önümüzdekı aylarda yapılacak yerel seçimlerdeki politikası yine Kürdler
uzerıne olduğu için,bu defa eski söylemlerinden vazgeçerek
mevcut statükonun devamından yana demeçler veriyor.
Bu demeçlere hepimiz tanık oluyoruz.
Şemdinli olayında sistem ve derin güçlerle anlaşıp, sus, pus olan Tayyip
Erdoğan önüne gelen tarihi firsatı kaçırıp, adetta şahinleşti. Dikkat
ederseniz son süreçte,tek millet,tek devlet,tek bayrak,tek vatan gibi ırkçı ve
şoven söylemleri hala hafızamızdadır. Hatta metrapollerde Kürdlere yönelik
linç kampanyalarına ,talihsiz açıklamalarındaki ırkçı ve şoven söylemlerinin
dozajını daha da artırdı. Bu söylemler özellikle liberal yazarlar başta olmak
üzere toplumda statüko karşıtı kesimler tarafından şok etkisi yarattı. Tayyip
Erdoğan bu olumsuz çıkışlarını meclis kürsüsünde olsun, Diyarbakır,Van ve
diğer Kürd illerine yaptıği gezilerde verdiği mesajlarda devam etti. Kürd
coğrafyasında kendisine rakip olan DTP'nin elindeki Belediyeleri seçimlerde
geri almak için tahrik edici açiklamaları hafızalardadır.
İşte tam bu gergin ortamda TRT-6'nın Kürdçe yayına başlamsıyla bu defa Kürd
kamuoyunda bu televizyonun kuruluş amacıyla ilgili farklı spekülasyonlar
tartışılmaya başlandı.TRT-6 Kürdçe kanal'nın Mart'a yapilan yerel seçimlere
yatırım olduğunu söyleyenler vardır.Asıl yaygara TV-6 kanalında proğram yapan
sanatçı ve program ekibi başta olmak üzere Şivan Perwer şahsında tartışmalar
yoğunlaşmıştır. Kürd sanatçısı Şivan Perwer ekseninde yapılan bu tartışmalara
taraf olan kesimlere tanık oluyoruz. Kürd aydın,siyasetçi,kurumları ve partileri
birbirilerine karşı çok ağır ve hakarete varan ön yargılı
yazılar,makaleler,demeçlere tanık oluyoruz. Bu taraflar tıpkı bir spor maçında
nasılki bir taraftar kitlesi oluşmuş,fanatik ve ölçüsüzce birbirilerine
saldırıyorsa, ortamı biraz öyle sisli,puslu görüyorum. Şivan Perwer hala
açıklama yapmadan bazı çevreler,sanki onun ağzından çıkan sözlermiş gibi Kürd
kamuoyuna yanlış ve taraflı açıklamalar yapmaya başladılar.
Şıwan Perwer sanatıyla kişiliğiyle bir Kürd çiğlığı, bir sürgün çicegidir.
Itiraf etmeliyimki Şıwan Perwer'in stranları ile Ismail Beşikçi'nin Kürdler
üzerine bilimsel calışmaları ve tezleri bizim kuşaktaki Kürd insanları'nın
ruhsal şekilenmesinde etkisi yadsınmaz. İsmail Beşikçi hoca'nın Kürdler için
siyasetin bulanık,hile ve entrikaların olduğu koşullarda konuyla ilgili
yazdığı bilimsel değerlendirmeleri "Sosyolojik analizleri" birer reçete ve yol
gösterici olarak görüyorum. Yine Şiwan Perver'in sanatı, kişiliğiyle duruşu ve
Kürdlere vermiş olduğu mesajları çok iyi biliyoruz. Şivan perwer eğer bir
gurubun veya bir örgütün sanatçısı olsaydı ,acaba Şiwan olurmuydu?
Şıwan eğer sürgün veya yasaklı olmasaydı ?Bugün Kürdlere bıraktığı ,
ulusal-ruh ve heycanla verdiği eserleri "stranları "acaba olurmuydu ? naçizane
görüşüm hayır diyebilirim. Şıwan Perwer'in Avrupada sanatsal çalışma ve
etkinliklerini protesto eden kesimleri hepimiz biliyoruz. Bugün Şiwan'nın TRT
6'ya gitmesi yönündeki spekülasyonlara en çok tepki gösteren bu kesimdir. Şivan
Perwerin konser ve etkinliklerinde sazını kırıp,hakaret edenlere asla teslim
olmadı. Kendi değerlerimizi nasıl tar u mar ettiğimizi Şivan şahsında çok iyi
görenlerdenim. Şivan Perwer gibi Kürd ulusal ruhuyla yoğrulmuş,stranlarıyla
halkına o heycanı veren bir değeri yönlendirmeye çalışan,iradesi olmayan
kesimlere şunu söylemek istiyorum .Şivan'a inaniyorumki ne yapacağını çok
İ
İyi bilenlerden olup, Kürd halkının çıkar ve değerlerine uygun hareket
edecektir. Size tavsiyem "Kürd değerlerine"Şeyh Said",Kürd dostlarına"Ismail
Beşikçi" saldıran helak getiren anlayışa tavsiyelerde bulunun,tepki gösterin.
Bunu yaparsanız ?Şıwan üzerine temeni ve eleştirileriniz ciddiye alınır."
Şıwan Perwer 34 yıldır sürgünde yaşıyor.
Suçu nedir?
Kürdçe stran söylemekten başka ne yapmıştır?
Suç sayılabilecek hiç bir eylemi olmamıştır.
Bu kategoriye Nizamettin Arıç'ıda koyabiliriz.
Yıllarca bu iki sanatçıya ambargolar konulduğu,
saldırıların hedefi haline geldiklerini biliyoruz. Kürd gazete,televizyonlarında
Kurdistani ruh ve heycandan uzak hatta karşı olan ne idigü belirsiz"kim
oldukları belirsiz" bazı sanatçılar cirit atıyorlar.Bu kurumları şahsi rantları
için kullanan, kurumlardan beslenen asalakları biliyoruz. Roj TV, MedTV
sürecinden beri ekranlarda gördüğümüz bırakın sanat üretmeyi, Kürdçe
stranlarındaki sözlerinde dahi yalakalık, yaparak yaşamlarını idame ettiren
kesimler vardır. Bu kesimler stranlarında söyledikleri sözlerden bazı kesitler
vermek istiyorum. Örneğin Diyarbakır meydanına Mazlum ve Hayri' nin büstünü
dikenler, Kürdlere değil, başka şahıslara söz verip, bu yolda öleceklerini, baş
koyacaklarını söyleyen sanatçılar vardır. Bu cennah-ı takip edin,
düğünlerde, özel günlerde bu halkın iyi duygularını istismar ederek beslenen
sanatçıları biliyoruz. Türkiye'ye gidiş gelişlerinde bir problemleri yoktur.
Bazı Kürd aydın ve yazarlarının 85 yıllık Cumhuriyet tarihi ve öncesi Osmanlı
tarihine dayanarak Kürdler üzerine yürütülen politika ve entrikaları Şivan'a
hatırlatarak TRT 6'ya gitmememsi yönünde samimi ve iyi niyetlerinide
anlıyorum. Bu kesimin kaygıları'nın yakın dönemde sistemin hala yaşadığı Kürd
fobisinden haklı olarak bazı örnekler veriyorlar.
Örneğin, yakın dönemde Kürdçe marş söyledikleri için Bingöl'de tutuklanan 4 Kürd
genci, Kürdçe isim yasaklamaları, Welat isminde küçük bir çocuğun havalimanından içeri
alınmaması,
Meclis tutanaklarında Hasip Kaplan'nın konuşmasında Kürdçe'nin bilinmiyen dil
olarak tutanağa girmesi,
Kürd dilinde olup, Türkçede olmayan ve bundan dolayı yasak Q,X,W harfleri ,
Leyla Zana'nın Kürdçe konuşmaları, verdiği siyasi mesajlardan dolayı ceza alması
yakın dönemde yaşanan ,
Kürdler için olumsuz gelişmelerdir.
Sonuç olarak, önümüzdeki günlerde Şivan Perwer hayli tartışılacaktır.
Tüm bu gelişmelerden hareketle şunu söyliyebilirim.
"Kürdçe yayını inandırıcı hale getirmek için sistem gerçek
Kürd sanatçılarla temasa geçip, ilk adımı atmak
istiyor.
Türk devleti çok iyi biliyorki inandırıcı olabilmesi için yıllarca
yasaklı olan Şivan Perwer gidilmesi gereken ilk adrestir." Bakalım ve görelim
devletin önümüzdeki günlerde Kürtçe TV politikası için başkaca hangi
tavizler,veya açılımlar yapacaktır. Şıwan Perwere haksızlık
yapmıyalım, saldırmıyalım, küçük düşürücü hakaretlerde bulunmuyalım.
Kürd halkı tıpkı İsmail Beşikçi'ye "dil uzatan kesimlere, aydın, yazar ve siyasetçisiyle
nasıl sahip çıkmışsa",bunu biliniz-ki sanatçısı Şivan Perwere'de sahip
çıkacaktır. Şıwan Perwer Kürd halkının bağrından çıkmış, uzaydan gelmemiştir.
Şıwan dik duruşuyla,ürettikleriyle,verdiği mesajlarıyla, Kurdistani
ruhuyla, müziğiyle, sanatıyla,sesiyle halkı'nın gönlünde taht kurmuştur.
Orhan Zuexpayıj
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder